Malala, 11 yaşındayken büyümüş, 11 yaşındayken
hayatın cahil yüzünü görmüş, henüz çocukken cehaletle savaşmaya
karar vermiş bir küçük kadın…
11 yaşında yaşadıklarını belki de sadece kendisi için
hikayeleştirmekti amacı günlük tutarken kim bilebilir ki…
Ama dünya duydu sesini…
Belki de bu dünyadaki görevi buydu, duyurmaktı
aydınlığın hevesini…
Sonra karar verdi, sonra beyninde yanan ışığı, diğer
kızları da aydınlatması için onlara doğru tutmak istedi…
14 yaşında bir çocuk için boyundan büyük bir işe
girişti.
Kızların okuması gerektiğini…
Sokakta özgürce dolaşabilmeleri gerektiğini…
Erkeklerle eşit haklara sahip olması gerektiğini…
Sadece kadın olduğu için yok sayılmaması gerektiğini
anlattı durdu…
Erkeklerin dünyasında, tabiri caizse "elinin
hamuruyla" erkek işlerine karışıyordu.
Hani o cehaletin esiri olmuş beyinlere göre
"kışkırtıyordu".
Düşünmesindi...
Konuşmasındı…
Uyandırmasındı…
Ayaklandırmasındı…
Ülkesindeki kız çocukları için, kendinden yaşça çok
büyük kadınlar için çırpınan bu küçük kız çocuğu nerden bilebilirdi
dünyayı ayağa kaldırabileceğini…
Nereden bilebilirdi bütün kadınlara bu kadar cesaret
verebileceğini…
Öldürmeyi cesaret sanan o azılı adamların kendinden
korkabileceklerini hiç düşünemezdi…
Ama cehaleti elbise niyetine giymiş, yemek niyetine
yemiş o adamlar minicik bir kız çocuğunun yazdıklarından
söylediklerinden öylesine korktular ki…
O güzel düşüncelerindeki ışık onların gözlerini
öylesine korkuttu ki…
O ışık öylesine güçlüydü ki…
Kendisi o kadar küçük, beyni o kadar büyüktü ki…
Bu yüzden kafasına sıktılar…
Düşünceleri öldürmek için bunun iyi bir yol olacağını
sandılar…
Ama öyle olmadı!
Malala'nın beyninden akan kan dünyaya ışık oldu…
Pakistan uyandı…
Dünya uyandı…
Darısı uyanamayan bütün halkların başına!
Allah sana uzun ömürler versin...
Geçerken bize de uğra Malala!
twitter.com/nsrnylmz