Düşük maaşa yüksek zam mı?
Abone olMemur referandum kozunu kullanıp hükümetten yüksek bir zam koparabilecek mi?
Memur referandum kozunu kullanıp hükümetten yüksek bir
zam koparabilir mi?" Ya da, "Hükümet referandum nedeniyle memura
enflasyon hedefini aşan sürpriz bir zam verebilir mi?"
Bugün Gazetesi'nden Erdoğan Süzer bu soruya iki boyutlu yanıt
veriyor: Hem evet hem hayır!
İşte Süzer'in gerekçelendirmeleri:
Düşük maaşlı memura yüksek zam göründü...2,5 milyonu aşkın memurun, milyonlarca esnafın, öğrencinin, öğretmenin, emeklinin, işçinin hatta yurtdışındaki trilyoner yatırımcının kafasında günlerdir bu soru yer işgal ediyor.
En sonunda söylememiz gerekeni şimdiden söyleyelim; pazarlık masasından sürpriz bir zammın çıkması çok ama çok zor.
Referandum, hükümetin yaklaşık 8 yıldır sürdürdüğü ekonomi politikasına değişiklik yaptırırsa bu, referandumun, mali istikrarla sağlanan güven ortamından çok daha fazlasını vadediyor olmasından olabilir ki, bu da zor görünüyor.
Referandum kozuna rağmen memur neden sürpriz boyutta, yüksek
oranlı bir zam alamaz? İşte nedenleri:
2007 örneği ortada: Hükümet seçim ve benzeri dönemlerde uyguladığı ekonomi politikalarından kolay kolay taviz vermiyor.
2007 genel seçimleri döneminde yine memurla masaya oturulmuştu. Üstelik o dönem, ekonominin en rahat olduğu, büyümenin hızla arttığı bir dönemdi. Memur masada seçim kozunu haklı olarak kullanmak istedi.
Ancak zam enflasyon hedefinin üzerine çıkamadı. Kademeli bir zam yöntemiyle düşük dereceli memur maaşlarına yüzde 5,6 artı 4,6; yüksek dereceli memurun maaşına 2,2 artı 2 verildi.
Standart yöntem: Hükümet iş başına geldiği günden bu yana memurla masaya otursa da zam konusunda hep aynı şablonu kullanıyor.
Şablon, enflasyon hedefinden başkası değil. Her defasında memura diyor ki, "Enflasyona ezdirmem, fark olursa öderim!" Bu sefer bu kuralı bozar mı? Bozması için çok önemli bir neden olmalı.
Kaynak sınırlı: Bütçede personel maaşları için ayrılan kaynak önemli yer tutar. Bu kalemde yapılacak olağanüstü bir artış genel dengeyi bozar, hükümetlerin toplum geneline yönelik ekonomi politikalarını uygulama konusunda elini zayıflatır.
Henüz netleşmemekle birlikte, üç yıllık program çerçevesinde açıklanan 2011 bütçesine memur zammı için konulan ödenek yaklaşık 3,6 milyar TL civarında.
Bu da yaklaşık yüzde 6,1'lik bir zammı ifade ediyor. Rakam burada kalırsa, gelecek yıl memura bütçeden aktarılacak ödeme 59,4 milyardan 63 milyar liraya çıkacak.
Bu ödeneğin üzerine eklenecek her kaynak zam oranını
yükseltecek. Ancak aynı zamanda bütçe açığını yükseltip diğer
zorunlu harcamaları kısıtlayacak.
Mali Kural algısı: Yukarıda işaret ettiğimiz,
Türkiye'ye yatırım yapmak için bekleyen yabancı yatırımcının
gözünün memura verilecek zam oranında olması boşuna değil.
Peki memura beklenmedik sürpriz bir yüksek zam çıkarsa?
Bu sorunun yanıtı Süzer'in yanıtında saklı:
O yabancı, "Mali Kural yok, mali disiplin öldü!" diyecek, belki de
Türkiye'ye gelmekten vazgeçecek.
Enflasyon hedefine uyumlu, hiç olmazsa hedefe yakın düzeyde belirlenecek zam ise o yabancıda, Mali Kural olmasa da Türkiye'nin en azından mali disiplinden vazgeçmediği algısı oluşacak.
Bu kritik algı durumu en azından ekonomi yönetimini ciddi ölçüde düşündürüyor.
Bakanların demeçleri: Ekonominin patronu Ali Babacan da para musluğunu elinde tutan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de son birkaç gündür mali disiplinden vazgeçilmeyeceği mesajı veriyor.
Elbette son kararı Başbakan veriyor. Ancak bugüne kadar ekonomi bakanlarının uyarılarının bugüne kadar sonucu doğrudan etkilediğine şahit olduk.
Bütün bu "neden"lerin ardından söylenebilir ki, düşük maaşlı memur yine yüksek oranlı zammı yakalayabilir. Ancak bu kesimin zam faturasını yüksek maaşlı memurların ödeyeceği şimdiden görünüyor.