Düşman'ına kalbini verdi
Abone olEvinin çatısından düşüp hayatını kaybeden Filistinli çocuğun organları üç İsrailli çocuğa can verdi.
Zuabi, Salman ve Rim artık Kaher'den nakledilen organlarla hayata tutunacaklar Neredeyse üç yıldır kesintisiz bir savaş var İsrail ve Filistin arasında. Tankların homurdanmadığı, bombaların düşmediği, silah seslerinin duyulmadığı bir an bile yok neredeyse. Öfke, nefret, isyan, öç alma isteği her iki ulusun da karşılıklı paylaştıkları duygular. Ama geçtiğimiz hafta içinde Batı Şeria'daki evinin damından düşerek yaşamını yitiren on bir yaşındaki Kaher Aoude'nin ailesinin aldığı karar gösterdi ki iki ulus birbirine sanıldığı kadar da uzak değil. Onlar gerektiğinde acıları paylaşılabiliyor, gözyaşları arasında umudu yeşertebiliyorlar. Her şeyi göze aldılar O gün Kaher çatıya çıkmıştı. Oyun oynarken bir anda dengesini kaybedip metrelerce yükseklikten aşağıya düştü. Düştüğü yer beton zemindi. Oracıkta can verdi. Bir umut deyip hastaneye kaldırdı ailesi ama yapılacak bir şey kalmamıştı. Doktorlar organlarının hasar görmediğine dikkat çekip, organ bağışı yapabileceklerini hatırlattılar yasa gereği. Karar ise tabii ki aileye aitti. Yalnızca Filistinli çocuklar yoktu sırada, İsrailliler de vardı. Kaher'in organları bir İsrailli'ye de takılabilirdi. Çevreleri de buna büyük tepki gösterebilirdi. Aoudeler çok düşündüler ve sonunda kararlarını, "insan"dan yana verdiler. Kaher'in ölümü, başka çocukları yaşatmalıydı. Aile adına bir konuşma yapan ve Kaher'in on yedi kardeşinden biri olan Raed üzüntüyü ve sevinci aynı anda yaşadıklarını söyleyerek, "Önemli olan insanların hayatının kurtulmasıdır. Bizim için organların Filistinli ya da İsrailli çocuklara nakledilmesi arasında bir fark yok" dedi. Üç çocuk üç yaşam Bu kararla üç çocuğun yaşamının kurtulmasını sağlayacak süreç de başlamıştı. Operasyonlar İsrail'in başkenti Tel Aviv'deki Beilinson Hastanesi'nde gerçekleştirilecekti. Alıcılar hemen belirlendi. Bunlardan biri 14 yaşındaki İsrailli bir Arap olan Zuabi Kavthar adlı küçük kız idi. 15 yaşındaki Salman böbrekleri nedeniyle yıllardır yarım yamalak bir yaşam sürdürüyordu. Rim'e ise tam anlamıyla piyango vurmuştu. Yaşama döndüler Kaher'in böbreklerinin nakledildiği Salman ise 15 yaşında genç bir delikanlı. Çocukluğundan bu yana böbrek hastalığıyla mücadele ediyordu. Böbrek nakli yapılması gerekiyordu, ancak bünyesine ve kan grubuna uygun böbrek bulunamıyordu. Hem kendisinin hem de ailesinin umutları artık tükeniyordu. Ta ki Kaher'in ailesi, çocuğun organlarını bağışlamaya karar verinceye ve iyi haber Salman'ın ailesine ulaştırılıncaya kadar. Ve şimdi artık Salman da yaşamına yaşıtları gibi devam edebilecek. Operasyonların gerçekleştirildiği İsrail'in başkenti Tel Aviv'deki Beilinson Hastanesi'nin sözcüsü Vered Kvitel sevindirici haberi dün düzenlediği bir basın toplantısıyla verdi. "Üç çocuğun da durumu iyi. Eğer bu nakiller yapılmasaydı, hayatta kalma şansları çok azdı" dedi. Açıklamada 2000 yılının başlarında İsrail ve Filistinliler arasında organ bağışları yapıldığı, ancak bu rakamın sıcak çatışmalarla birlikte düştüğü, bağış yapanların büyük çoğunluğunun tepki almaktan korktukları için bu durumu tanıdıklarından gizledikleri de ifade edildi. Hatta yetkililerin verdiği bilgiye göre Kaher'in organlarıyla gerçekleştirilen bu operasyonlar o müthiş gerilimin başladığı 34 ay öncesinden bu yana kamuoyundan saklanmayan tek organ nakli ameliyatı. Rim'e de Zuabi'nin kalbi nakledildi On bir yaşındaki Rim ise bu olayda tam anlamıyla bir hayat piyangosu kazandı. Kaher'in organlarından ona nakledilen olmadı ama Kaher'in kalbi ile akciğerinin takıldığı Zuabi'nin kalbi de onun oldu. Doğuştan kalp hastası olan ve bebekliğinden itibaren doktorlar ve hastanelerle iç içe olan Rim ameliyattan çıktığında biraz yorgun görünüyordu ama onun da gözlerine, aynen Salman ve Zuabi'de olduğu gibi yaşam pırıltısı yerleşmişti. Şimdi Kaher'in ailesinin umudu, tüm bu yaşananların İsrail Filistin barışına katkı sağlaması. Kaher'in kardeşleri organları bağışlama kararı alındıktan sonra yaptıkları açıklamada ABD ve İsrail yetkililerine çağrıda bulunup, "Bakın siz bize bomba atıyorsunuz ama kardeşimiz sizin çocuklarınıza can verecek. Bunu hiç unutmayın" diye konuştular.