Haydarpaşa Garı İstanbul’un özel simgelerinden biri olarak
Anadolu yakasında bütün ihtişamıyla dimdik duruyor. Ünlü gar binası
30 Mayıs 1906’da hizmete girdi. Alman mimarlar Otto Rihter ve
Helmut Cono’nun tasarımı olan görkemli yapı Alman ve İtalyan taş
ustalarının ortak emekleriyle vücut buluyor.
Haydarpaşa Gar binası 21 metre boyunda 1100 adet ahşap kazık
üzerine inşa ediliyor. Ahşabın yeraltında ve su içindeki ömrü
konusunda değerli mimar Aydın Boysan, bir kitabında şu bilgileri
veriyor:
-Büyükçekmece Köprüsü’nün temelleri ahşap dayanaklar üzerinde
durmaktadır. Mimar Sinan ahşabın sudaki ömrünün sonsuz olduğunu
biliyordu!
Ahşap kazıklar üzerinde yükselen yüzyıllık bina bir süredir (AKP
iktidarı dönemi) iştah kabartıcı bir yemek sofrası gibi
görülüyor.
Türlü çeşitli operasyonlarla işlevini hala sürdüren bu tarihi
yapıyı para kazandıracak bir “kâr hane” haline getirmek için
olmadık dolaplar çevriliyor.
Avrupalarda görücüye çıkartılıyor… İştah kapasitesi yüksek yerli
sermaye Haydarpaşa için çizimler hazırlıyor… Bunları da
İstanbulluların gözlerinin içine baka-baka sıkılmadan
yapıyorlar.
Arsız bir ısrarla Haydarpaşa Garı’nı tarihi geçmişinden ve
demiryollarından kopartarak otel, iş merkezi, mağazalar zinciri,
alış veriş haneleri falan gibi sadece para ile dönen bir yer haline
getirmek istiyorlar.
Bunun için de gözleri dönmüş bir şekilde çabalıyorlar. Bu
güruhun en son marifetini de 24 Kasım 2010 günü gördük:
-Haydarpaşa’yı yaktılar!
Neyse ki İstanbul’da İstanbullular da var. 15 Aralık 2010
Çarşamba sabahı Haydarpaşa Dayanışması adlı inisiyatif bir
kahvaltılı basın toplantısı yaptı. Genç muhabirlerin yanında Necati
Doğru, Melih Aşık, Behiç Ak gibi basının ağır topları da
katıldılar.
Haydarpaşa İnisiyatifi adına Mücella Yapıcı, gar için kurulan
tezgâhları ve ona karşı yaptıkları girişimleri özetledi. Yanımda
oturan Necati Doğru hepimizin anladığını iki kelimeyle
başlıkladı:
-Haydarpaşa’yı yiyecekler!
Bütün gayretleri bu yönde… Tarih, kültür, ata yadigârı, dünya
mirası… Hiç birinin önemi yok! Varsa yoksa, kiralayalım, temel
atalım, satalım, paramıza para katalım!
Bir avuç insan da bunların dizginlenmez iştahına karşı
uyarıyorlar:
-Durun, Haydarpaşa’yı yemeyin!
[object]