Dünyayı tehdit eden silahlar
Abone olNükleer silahlar, kullanıldığı günden beri dünyayı tehdit ediyor. Bu konuda BM'nin bazı çalışmaları var. Kofi Annan, nükleer tehdit için tüm ülkeleri uyardı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan, nükleer
güvenlik konusunda sorumluluğun nükleer güç sahibi olan ülkeler
kadar olmayan ülkelere de düştüğünü bildirdi. Annan, Nükleer
Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) Yedinci Gözden
Geçirme Konferansı’nın açılışında yaptığı konuşmada, nükleer
çalışmalarda güvenlik ve şeffaflığın artırılmasının önemine
değinerek, "Bütün devletler silahsızlanma ve nükleer silahların
yayılmasını önlemenin herkesin adım atmasını gerektirdiğini
anlayıncaya kadar, tam silahsızlanma uzak bir hayal olarak
kalacaktır" dedi. BM’nin kurulduğu 1945 yılında Hiroşima ve
Nagazaki’ye atılan atom bombalarıyla dünyanın aynı zamanda bir
nükleer çağa da girdiğini kaydeden Annan, hemen akabinde başlayan
Soğuk Savaş ve sonrasında da bu tehlikenin insanlığı tehdit etmeye
devam ettiğini söyledi. Soğuk Savaş’ın sona ermesine rağmen nükleer
tehditlerin sürdüğüne dikkat çeken Annan, insanlığın daha
yaygınlaşan bir kalkınma, güvenlik ve insan haklarının hakim olduğu
bir dünya kurabileceğine ve bu kurulacak dünyanın nükleer
felaketlerden korunabileceğine olan inancını dile getirdi. BÜYÜK
YIKIM Sebebi ister terörizm, ister bir devletin saldırısı, isterse
kaza olsun nükleer bir tehdidin birkaç dakika içinde on binlerce
insanın hayatını söndürebileceğine dikkat çeken Annan, bu tür bir
saldırı ya da kazanın küresel etkilerinin de büyük olacağını ifade
etti. Böyle bir felaketin neticesinde titizlikle geliştirilen
güvenlik mekanizmalarının itibar yitireceğini, zorlukla kazanılmış
özgürlüklerin ve insan haklarının tehlikeye gireceğini belirten
Annan, barışçıl amaçlı kullanım için nükleer teknolojilerin
paylaşımının sona ereceğini, bundan kalkınma amaçlı kaynakların
zarar göreceğini ve dünya mali piyasaları, ticareti ve ulaşımının
da büyük darbe yiyeceğini kaydetti. Annan, böyle bir durumun da
fakir ülkelerdeki milyonlarca yoksul insanı daha fazla mahrumiyete
ve acıya iteceğini ifade etti. Ülke liderlerini nükleer tehdidin
önlenmesi konusunda daha fazla çabaya çağıran Annan, artık
birbirine kenetlenmiş durumdaki dünyada bir ülkeye yönelik tehdidin
tüm ülkeleri etkilediğini belirterek, herkesin başta nükleer
tehditlere karşı olmak üzere, bir diğerinin güvenliği konusunda
sorumluluğu bulunduğunu kaydetti. Nükleer güvenlik, nükleer
silahların yayılmasının önlenmesi ile silahsızlanma konusundaki
çabalarda en zayıf halkanın zaafından herkesin etkileneceğine
dikkat çeken Annan, nükleer tehditleri azaltmaya yönelik etkili ve
güvenilir bir sistem kurulması konusunda herkesin sorumluluk
taşıdığını belirtti. 35 yıl önce insanlığın nükleer silahların
yayılmasını önlemek ve nükleer enerjinin barışçıl amaçlı
kullanımına izin vermek amacıyla NPT’yi kurma akıllılığını
gösterdiğini belirten Annan, bu sayede daha fazla ülke nükleer
silah elde etme arzusunda olmasına rağmen bu silahlara ulaşanların
sayısının kısıtlı kaldığına dikkat çekti. Geçen ay BM Genel
Kurulu’nda kabul edilen Uluslararası Nükleer Terörizm
Sözleşmesi’nin nükleer terörizm riskini azaltmaya yönelik önemli
bir adım olduğunu kaydeden Annan, nükleer tehditler konusunda
ülkelerin birbirinden farklı görüşleri olsa da bu görüşlerin
tamamının gerçeği yansıttığını söyledi. Nükleer silahsızlanma,
nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve nükleer enerjinin
barışçıl kullanımına dair bu görüşlerin herkes tarafından kabul
edilmesi gerektiğinin altını çizdi. "NPT’NİN GÜÇLENDİRİLMESİ"
NPT’nin güçlendirilmesinin önemine de dikkat çeken Annan, Kuzey
Kore’yi ima ederek, özellikle antlaşmadan çekilen bir ülkeye karşı
önlem alınmasını talep etti. Nükleer silahların yayılması
tehdidinin sadece devletlere yönelik değil devlet dışı aktörlere
yönelik olarak da azaltılması gerektiğini ifade eden Annan,
ülkelerin barışçıl amaçlarla geliştirdiklerini iddia ettiği nükleer
teknolojileri silah yapımında kullanmaları halinde bunun diğer
ülkelerin de takip etmesine yol açacağını ve nükleer kaza,
kaçakçılık ve bu silahların teröristler tarafından kullanılma
riskini artıracağını ifade etti. Annan, konuşmasında, "Şayet biz
nükleer silahlardan arındırılmış bir dünyayı gerçekten istiyorsak
kuru lafların ve siyasi gösterilerin ötesine geçerek, bu dünyaya
nasıl ulaşabileceğimizi ciddi şekilde düşünmeliyiz" dedi. Bu konuda
atılacak ilk adımların açık olduğunu belirten Annan, bütün
ülkelerin Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Antlaşması’na
riayet etmesini istedi. Birçok ülkenin hala bir nükleer şemsiye
altında yaşadığını söyleyen Annan, "Bu ülkelerin nükleer
caydırıcılığa bağımlılıklarını azaltarak, bunun üstesinden
gelmelerinin yolunu bulmalıyız" diye konuştu. Nükleer güvenlik
konusunda sorumluluğun nükleer güç sahibi olan ülkeler kadar
olmayan ülkelere de düştüğünü belirten Annan, bu konuda güvenlik ve
şeffaflığın artırılmasının önemine vurgu yaptı. Annan, "Bütün
devletler silahsızlanma ve nükleer silahların yayılmasını önlemenin
herkesin adım atmasını gerektirdiğini anlayıncaya kadar, tam
silahsızlanma uzak bir hayal olarak kalacaktır" dedi. Annan,
ülkelerin ortak güvenlik sistemlerine duydukları güven oranında
nükleer silahların caydırıcılığından ziyade nükleer silahların
yayılmasının önlenmesi rejimine güveneceklerini de belirtti.