Dünyayı sarsan o anları anlattı! Aylan bebeğin...
Abone olDünyayı derinden sarsan kıyıya vuran Suriyeli çocuk Aydan Kurdi'nin cansız bedenini taşıyan Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Mehmet Çıplak o anları ilk kez anlattı.
BODRUM’da geçen çarşamba günü ailesi
ile birlikte çıktığı ’umuda yolculuk’ta yaşamını yitiren 12 kişiden
2 yaşındaki minik Aylan Kurdi’nin kıyıya vuran minik bedenini
yerden alan ve DHA muhabiri Nilüfer Demir’in çekip, bütün dünyaya
servis ettiği fotoğraf karelerinde yer alan o asker DHA’ya
konuştu.
18 yıllık asker olan Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Mehmet
Çıplak, "Aylan bebeğin yanına geldiğimde içimden ’Allahım
inşallah yaşıyordur’ dileği ve umuduyla hayat belirtisi aramaya
çalıştım. Ancak maalesef herhangi bir hayat belirtisi mevcut
değildi. Çok üzülmüştüm. Aylan bebeğin cansız bedenini kucağıma
alarak taşımamla ilgili olarak ’Bu kadar ağır bir yükü nasıl
taşıdın’ diye soranlar oldu" dedi.
Olay Yeri İnceleme Tim komutanı Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş
Mehmet Çıplak, geçen 2 Eylül Çarşamba günü ailesi ile birlikte
çıktığı umuda yolculukta can veren Aylan Kurdi’nin kıyıya vuran
minik bedenini kucakladığı yerde bu sabah DHA muhabirinin
sorularını yanıtladı. Dünyanın merak ettiği sorulara zaman zaman
yaşlı gözlerle yanıt veren ve kelimeler boğazına dizilen evli ve 6
yaşında bir çocuk babası 39 yaşındaki Mehmet Çıplak, 1997 yılından
buyana Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde Türkiye’nin değişik il
ve ilçelerinde, 2012 yılından bu yana da Bodrum’da görev yaptığını
söyledi.Astsubay Çımlak şunları anlattı:
"Kendi vatanlarından yaşadıkları yerlerden kalkarak, hiç
bilmedikleri tanımadıkları coğrafyalara gelerek, çok zor koşullar
altında kendileri ve ailelerinin hayatlarını idame ettirmekten
başka amaçları olmayan bu insanların umuda yolculuklarında böyle
acı tablolar yaşanmaması maksadıyla, Jandarma Genel Komutanlığı
mensupları olarak gece gündüz demeden yaptığımız çalışmalarla,
gerekli tedbirleri alıyoruz ve almaya devam edeceğiz."
KELİMELER BOĞAZINDA DÜĞÜMLENDİ
Yaşadığı o anı tekrar anlatırken kelimeler sık sık boğazında
düğümlenan Mehmet Çıplak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mensubu olduğum Jandarma Komutanlığı’nın vizyonunda ’insan
merkezli’ görev anlayışına sahip olma sorumluluğumuz mevcuttur.
Bunun gerektirdiği en temel görevleri icra etmek de başta gelen
vazifemizdir. Bu sebeple bizim için herşeyden önemli olan
insan hayatıdır. Aylan bebeğin yanına geldiğimde içimden ’Allahım
inşallah yaşıyordur’ temennisi ve umuduyla hayat belirtisi aramaya
çalıştım. Ancak maalesef herhangi bir hayat belirtisi mevcut
değildi. Çok üzülmüştüm. Biraz önce de belirttim, bizim için
öncelik insan hayatı. Bununla birlikte, ben de her şeyden önce bir
insan ve 6 yaşında oğlu olan bir babayım. Aylan bebeği görür görmez
hemen aklıma oğlum geldi ve bir an kendimi Aylan bebeğin babası
yerine koydum. Bu tarif edilemeyecek kadar acı ve trajik
bir durumdu. Bazen insan cansız bedenlere yaklaşmaktan çekinir.
İnanın aklıma hiç öyle bir şey gelmeden, görevini yapan bir kolluk
personelinden öte, yavrusuna sarılan bir babanın hissedebileceği
duygular içerisindeydim."
’FOTOĞRAFIN ÇEKİLDİĞİNİN FARKINDA DEĞİLDİM’
Olay yerine geldiğimde, civarda kalabalık vatandaş grubunun
olduğunu belirten Astsubay Çıplak, "Fotoğraf çekip çekmediklerinin
farkında değildim. Görevim gereği olay bölgesine odaklanarak
süratli bir şekilde olay yeri ile ilgili incelemelerime
başlamıştım. Aylan bebeği taşırken alınan görüntümün, inanın
dünyanın gündemine taşınacağı ve günlerce gündemde kalabileceği
aklımın ucundan dahi geçmedi" dedi.
’BU KADAR AĞIR YÜKÜ NASIL TAŞIDIN?’
Fotoğrafları basın ve yayın organlarında ilk gördüğümde şaşırdığını
kaydoeden Astsubay Çıplak şöyle konuştu:
"Aylan bebeği ilk gördüğümdeki acıyı bir kez daha yaşadım.
Zaman zaman müdahale ettiğimiz olaylarda, müdahale esnasında basın
yayın organlarınca çekilen fotoğraflarımız basına yansıyordu, ancak
böylesi bir durum ilk defa başıma gelmişti. En başta eşimden, sonra
diğer akrabalarım ve birlikte görev yaptığımız arkadaşlarımdan
inanılmaz derece olumlu tepkiler aldım. O esnada çekilen
fotoğraftaki yüz ifademi herkes fark etmiş. Herkes Aylan bebeğe çok
üzülmüştü ve benim Aylan bebeğin cansız bedenini kucağıma alarak
taşımamla ilgili olarak, ’Bu kadar ağır bir yükü nasıl taşıdın’
diye soranlar oldu."
"O FOTOĞRAF İNSANLIĞIN KANAYAN BİR YARASIYDI"
Bu fotoğrafın, tüm dünyada mülteci sorununun çözülmesine vesile
olmasını dileyen Astsubay Çıplak şunları söyledi:
"Elbette dünya gündemine oturan ve günlerce artçı sarsıntıları
devam etmekte olan bu fotoğrafın, dünya ülkelerinin, insanlığın
kanayan bir yarası, ayıbı olan bu mülteci sorununun kapsamlı olarak
ele alınması gerekliliği konusunda bir kıvılcıma neden olduğunu
gördüm. Umarım bu kıvılcım büyüyerek, bu mülteci yangınını
söndürebilecek güçte bir yangının çıkmasına sebep olur. Ve bu
gerçekleşirse elbette üzüntüm azalacaktır."
’ARKADAŞIM GÖZÜMÜN ÖNÜNDE ÖLDÜ’
Benzeri olaylarla sıklıkla karşılaştığını da vurgulayan Astsubay
Kıdemli Üstçavuş Mehmet Çıplak sözlerini şöyle tamamladı:
"Tabii ki sıklıkla karşılaşıyoruz. Türkiye’nin değişik il ve
ilçelerinde 10 yılı aşkın zamandan beri olay yeri inceleme
personeli olarak görev yaptım. Bu nedenle bu kadar ağır ve trajik
olmayan, fakat buna benzer olaylar ile sıklıkla karşılaşıyoruz.
Daha önceki görev yaptığım bir ilçede, yakından tanıdığım
bir arkadaşım, görev yaptığım ilçe sınırlarında trafik kazası
sonucu hayatını kaybetti. İlk defa bir arkadaşımın ölümüne tanık
olmuştum. Yine başka bir olayda; bir bayanın ve
çocuklarının gözü önünde eşi öldü, hatta kaza benim gözümün önünde
meydana geldi. Kazanın olduğu esnada o bayanın ve çocukların
çığlıklarına yürek dayanır gibi değildi. Çığlıkları halen
kulağımdadır. Her iki olayda da bu olayda olduğu gibi olay yeri
incelemesini yine ben yapmıştım."
12 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRMİŞTİ
Bodrum’da geçen 2 Eylül akşamı 2 saat arayla denize açılan iki
lastik botun su alıp ters dönmesi sonucu denize düşen Zahim Kurdi
(27), çocukları Aylan Kurdi (2) ve Galip Kurdi (3) ile kız bebek
Hasal Zekeriya (9 aylık), Zeynep Cafer (1.5), ikizi Abdullah Cafer,
Ahmet Haabi (7), Tahara Cumhuriye (11), Haydar Ahmet Ahi (11),
Macit Helli (18), Zehra Muhsine (23) ve Emel Cerabi (42) yaşamını
yitirmişti. Dünya bu drama DHA muhabiri Nilüfer Demir’in çektiği
fotoğraf ve görüntülerle tanıklık etti. Aylan’ın sahile
vuran minik bedeninin ve onu yerden kucaklayan Jandarma Astsubay
Kıdemli Üstçavuş Mehmet Çıplak’ın yer aldığı kareler tüm dünyayı
ayağa kaldırdı. Dünya gündeminin sarsan bu fotoğraflar ve
haberlerin ardından Avrupa’ya geçmeyi başarmış olmalarına rağmen
bazı ülkelerde sınırlarda bekletilen mültecilere bile yol
açıldı.