Dünyayı korkutan nükleer kabus!
Abone olBaşbakan Naoto Kan'ın 'emsalsiz bir felaket' olarak tanımladığı 8,9 büyüklüğündeki deprem ve tsunami ile sarsılan Japonya şimdi de 'Çernobil korkusu' yaşıyor.
Başkent Tokyo'ya 240 kilometre uzaklıktaki nükleer
elektrik santralinde dev bir patlama meydana geldi. Bunun üzerine
50 bin insan başka bölgelere nakledildi. Halka, sızıntıya karşı
koruyucu önlem almaları çağrısı yapıldı.
Tarihinin en büyük doğal afetini yaşayan Japonya, muhtemel bir
nükleer felaketle de karşı karşıya. Başbakan Naoto Kan'ın
'emsalsiz bir felaket' olarak tanımladığı' 8,9
büyüklüğündeki deprem ve yol açtığı tsunaminin ardından dün başkent
Tokyo'ya 240 kilometre uzaklıktaki 40 yıllık Fukuşima 1 Nolu
Nükleer Elektrik Santrali'nde dev bir patlama meydana geldi.
Santraldeki reaktörün çatısı ve duvarları çöktü. Bölgede acil durum
ilan edildi. Tesisin 20 kilometre yarıçapı alanında bulunanların
tahliye edilmesi emri verildi. 50 binden fazla insan başka
bölgelere nakledildi. Halka, sızıntıya karşı pencere ve kapılarda
koruyucu önlemler almaları yönünde çağrılar yapıldı. Nükleer
santrale 'süper itfaiyeciler'ini gönderen Japon hükümeti, yakın
bölgelerde oturanlara iyot tableti dağıtmaya hazırlanıyor. İyotun,
radyasyona maruz kalınması durumunda vücudun korunmasına yardım
için kullanılabileceğine işaret ediliyor.
Japonya Nükleer ve Endüstri Güvenliği Ajansı, santraldeki radyoaktivite oranının bir saatte bir yıllık seviyenin eşiğine geldiğini, reaktörün kontrol odasındaki radyasyon düzeyinin de olağan değerlerin neredeyse bin katına yükseldiğini kaydetti. Ancak daha sonra açıklama yapan Japon hükümet sözcüsü Yukio Edano, tesisteki reaktörü çevreleyen metal korumanın hasar görmediğini ve tesis çevresinde radyasyon oranında artış tespit edilmediğini söyledi. Edano, tesis çevresindeki radyasyon oranının artmadığı gibi azaldığını belirterek, reaktördeki basınçtaki baskının da gerilediğini kaydetti. Beş nükleer santrali bulunan Japonya'da önceki gün şiddetli depremin ardından kuzeydoğu kıyılarını tsunaminin vurmasından sonra Fukuşima'daki nükleer reaktörde hasar meydana gelmişti. Nükleer reaktörün bulunduğu binada, soğutma sisteminin bozulduğu, baskı ve sıcaklık oluştuğu belirtilmişti. Nükleer santralde radyasyon sızıntısı riskinin ise az olduğu kaydedilmişti.
'ÇERNOBİL GİBİ OLMAZ'
Dünkü patlama, hâlâ hafızalardaki tazelini koruyan 1986 yılında Ukrayna'da meydana gelen Çernobil faciasını akıllara getirdi. Çernobil Nükleer Santrali'nin 4 numaralı reaktörü 26 Nisan 1986'da patlamış, ortaya çıkan radyasyon Kuzey Avrupa'da büyük bir alanı sarmıştı. Ancak Zaman'a konuşan Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vural Altın, reaktördeki asıl koruma duvarının halen sağlam olduğuna dikkat çekerek kazanın Çernobil gibi olmayacağını söyledi. Çernobil'de koruma kabuğunun olmadığını hatırlattı. Radyasyon sızıntısının çevre halkı için ciddi tehdit arz edeceğini zannetmediğini ifade eden Altın, sızan radyasyonun güvenlik çemberini aşmayacağını kaydetti.
Dünya, Japonya'daki gelişmeleri de yakından takip ediyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK), Fukuşima 1 Nolu Nükleer
Elektrik Santrali'nde meydana gelen patlamaya ilişkin Japon
yetkililerden acil bilgi istedi. Kurum, Japon hükümetine teknik
yardım da teklif etti.
Dünya Nükleer Birliği, Japonya'daki 8,9'luk depremden sonra Fukuşima'daki nükleer enerji santralinin Daiichi 1 reaktöründe meydana gelen patlamanın sebebinin hidrojen olabileceğini bildirdi. Merkezi İngiltere'nin başkenti Londra'da bulunan birliğin iletişim müdürü İan Hore Lacy, olayın, hidrojen tutuşması sonucu meydana gelen hidrojen patlaması olduğunu düşündüğünü belirterek, "Eğer hidrojen tutuştuysa yok olur gider, fazladan bir tehlike oluşturmaz." dedi. Lacy, eldeki bilgilere göre reaktörde belirli bir radyasyon tehlikesi olmadığını, ancak durumu tam olarak bilmediklerini, bununla birlikte ortada radyasyon sızıntısı olduğunu varsayacak bir gerekçe bulunmadığını vurguladı. Japonya'da santrallerin faaliyetini durdurması nedeniyle hükümet, elektrik tasarrufuna dikkat edilmesi uyarısı yaptı. Benzine getirilen kısıtlama çerçevesinde de vatandaşlar, araçlarına en fazla 15 litre benzin alabilecek.
DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜ 9.0 OLARAK DEĞİŞTİRİLDİ
Japonya Meteoroloji Ajansı, cuma günü meydana gelen ve tsunami
felaketine de yol açan depremin büyüklüğünü 9,0 olarak
düzeltti.
Meteoroloji Ajansı, daha önce bu depremin büyüklüğünü 8,8 olarak
açıklamıştı. ABD Jeolojik Araştırma Kurumu USGS ise depremin
büyüklüğünü 8,9 olarak ölçtüğünü bildirmişti.
Japonya'da cuma günü meydana gelen dünyanın en büyük beşinci,
Japonya tarihinin de en büyük depremi ve yol açtığı tsunami
felaketinde ölü sayısı 1800 kişi olarak tespit edildi. 1200 kişiden
ise halen haber alınamadığı ifade edildi.
Japonya'yı sarsan 8.9 şiddetindeki depremin ve tsunami felaketinin
ardından, suların yavaş yavaş çekilmesiyle birlikte kayıpların
dehşet verici bilançosu da ortaya çıkmaya başladı.
Resmi kayıtlar 686 kişinin öldüğüne işaret ederken, Kyodo ajansı en
az 1700 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Ancak 50 bin kişilik
bir kurtarma ekibinin çalışmalara dün başladığı kuzeydoğu
bölgesinde, bu sayının dramatik bir biçimde artmasından korkuluyor.
Devlet televizyonu NHK dün, kuzeydoğudaki Miyagi bölgesinin 17 bin
nüfuslu liman kenti Minamisanriku'da yaklaşık 10 bin kişiden haber
alınamadığını duyurdu. Halkın büyük kısmı ise önceki geceyi
barınaklarda ve çatılarda geçirdi.
SULAR 10 KM İÇERİ GİRDİ
Tsunamiden en çok etkilenen kuzeydoğu bölgeleri, dün gün
ağardığında adeta savaş alanını andırıyordu. Televizyon
görüntülerinde kuzeydoğuda kıyıdan 10 kilometre içeriye giren 10
metre yüksekliğindeki dalgaların yuttuğu evlerin yanı sıra
tarlalara sürüklenmiş gemiler, balıkçı tekneleri ve petrol
tankerleri, dümdüz olmuş arabalar ve yan yatmış tren vagonları
görülebiliyordu. Ülkede en az 1.4 milyon evin sular altında kaldığı
tahmin ediliyor.
Depremin merkez üssüne en yakın yerleşim birimi olan Sendai ise
hayalet şehir gibiydi. Kıyıya sürüklenmiş konteynerlerin evlerin
duvarlarına takılıp kaldığı kıyı şeridinde, kurtarma ekipleri
çamurlu sularda botlara binerek insanları kurtarmaya çalıştı.
Kentin iç kısımlarındaki süpermarketlerde yüzlerce insan kuyruklar
oluşturdu
LİMANDA 400 CESET BULUNDU
Diğer kentlerdeki kurtarma çalışmaları da kayıp ve ölü sayısına
dair çok karanlık bir tablo çizdi. Devlet televizyonu NHK dün,
kuzeydoğudaki Miyagi bölgesinin 17 bin nüfuslu liman kenti
Minamisanriku'da yaklaşık 10 bin kişiden haber alınamadığını
duyurdu.
Japon ordusu da, sular altında kalan Rikuzentakata limanında
yaklaşık 400 kişinin cesedinin bulunduğunu açıkladı. Resmi
makamlar, şu ana dek 686 kişi öldüğünü, en az 1105 kişinin
yaralandığını açıklamış durumda. Ancak bu sayının binleri
bulmasından endişe duyuluyor.
Yine kuzeydoğu bölgesinde depremden 24 sonra dört trenden hâlâ
haber alınamıyor.
DÜNYANIN EKSENİ KAYDI
Japonya'daki 8.9 büyüklüğündeki depremin kaya kütlelerini
kaydırarak kütle dağılımını değiştirmesi sonucu Dünya ekseni
üzerinde 10 santimetre kaydı
ABD Coğrafi Araştırmalar Merkezi de Japonya adasının 2.4 metre
hareket ettiğini açıkladı. NASA'da çalışan jeofizikçi Richard
Gross, "Kütlesindeki bu kayma nedeniyle Dünya'nın kendi
etrafında dönme hızı 1.6 mikrosaniye (saniyenin milyonda biri)
kadar arttı. Bu da günlerin günlerin 1.6 mikrosaniye kadar
kısalması anlamına geliyor" dedi. Depremler, yüzlerce
kilometre boyunca uzanan kaya kütlelerini metrelerce kaydırarak
yerküredeki kütle dağılımını değiştirebiliyor; bunun sonucunda
Dünya'nın ekseni ve yörüngesi de değişiyor. 2004 yılında Sumatra'yı
vuran ve Hint Okyanusu'nda tsunami dalgaları yaratan 9.1
büyüklüğündeki deprem de günleri 6.8 mikrosaniye kısaltmıştı.
2010'daki Şili depreminde de eksende 8 santimetrelik bir kayma
olmuş, günler 1.26 mikrosaniye kısalmıştı.