Dünya'yı değiştirecek 10 fikir
Abone olABD'de basılan Time dergisi her yıl olduğu gibi yazarlara ve akademisyenlere 'Dünyayı değiştirecek 10 fikri sordu..
İşte 10 uzmanın verdiği cevaplara göre son dönemde ortaya çıkan
ve gelecekte hayatımızı değiştirecek olan fikirler..
YALNIZ YAŞAYANLARIN ORANI ARTIYOR
ERIC KLINENBERG (New York Üniversitesi Sosyoloji
profesörü): Yalnız yaşamanın olağandışı bir şekilde
artması son yılların en büyük sosyal değişimi oldu. Tüm dünyada
1950'li yıllara göre tek başına yaşayanların sayısı ortalama yüzde
20 arttı. Tek başına yaşamak eskiden insanların ne kadar yalnız
olduğunun en büyük işareti olarak görülüyordu. Şimdi ise
yalnızlığın tanımı değişti. Yalnızlık tek başına yaşayıp
yaşamadığımızla değil, yalnız hissedip hissetmediğimizle ilgili.
İnsanlar artık en büyük yalnızlığın yanlış kişiyle yaşamak olduğunu
düşünüyor.
Artık tek başına yaşamak bir amaca hizmet ediyor: kendimize özgü
değerlerin peşinden koşmayı, kendi kendini kontrol etmeyi, kendini
tanımayı, yetişkinliğe geçmeyi ifade ediyor. Yalnız yaşamak ne
zaman ne yapmak istediğimizi kendi şartlarımızla belirlememizi
sağlıyor, isteklerimizin ikinci bir kişinin taleplerinin arkasında
kalmasını engelliyor. Böylece aslında kendimizi keşfetme fırsatı
sağlayarak bize bir anlam ve amaç veriyor. Paradoksal olarak yalnız
yaşamak aslında tekrar sağlam ilişkiler kurmamız için tam
ihtiyacımız olan şey.
'HARİÇLER'İN YÜKSELİŞİ
AMY SULLIVAN (TIme yazarı): Günümüzde ateistlerdense
agnostikler artışta. 1990'lardan günümüze ibadethanelere gitmeyen
kişilerin sayısı ikiye katlandı. Hiçbir dini olmadığını
söyleyenlerin sayısı da yükseliyor. Bu kişilere 'hariçler'
deniliyor. Hariçler Tanrı'yı reddetmiyor, ancak dini dogmatik
olarak tanımlıyorlar.
HAFIZAMIZ GOOGLE GİBİ OLDU
ANNIE MURPHY PAUL (TIme yazarı): Aklımızda
tutabileceğimizden fazla bilginin içinde boğulduğumuz için arama
motorlarına ve akıllı telefonlara bağlı hale geldik. Günde
bilgisayar başında 12 saat geçiren bir insan 100 binden fazla
kelimeyi haznesine katıyor toplamda 34 gigabyte boyutunda bilgi
öğreniyor. Ancak bu bilgileri tekrar kullanmak istediğimizde
hatırlayamıyor ve elektronik cihazlara ve internete başvurmak
zorunda kalıyoruz.
AYAK İZİ DEĞİL EL İZİ BIRAKIYORUZ
DANIEL GOLEMAN (Yazar): Harvard Üniversitesi'nin
Kamu Sağlığı Fakültesi profesörü Gregory Norris'in geliştirdiği bir
terim olan 'el izi' bir insanın neden olduğu karbon salınımını
ifade etmek için kullanılıyor. Örneğin bir paket cips 75 gram, bir
uçağa binmek ise 2.3 milyon gram karbonun doğaya salınmasına neden
oluyor. Norris'in çalışmaları sayesinde karbon salınımına karşı
projeler geliştiriliyor. Örneğin ABD'deki seyahat ajansları
müşterilerinden bir de karbon masrafı alıyor, bu paralar ağaç dikme
projelerine aktarılıyor. 'handprinter.org' sitesinden ne kadar
karbon salınımı yaptığınızı hesaplayabilirsiniz.
BOZULMAYAN YİYECEKLER
DEBORAH BLUM (Bilim yazarı): Gelecekte manava
sadece ayda bir gidebilir, yiyecekleri asla bozulduğu için
atmayabiliriz. NASA ve Wisconsin Üniversitesi kıtlık ve uzayda
yaşam için yıllarca dayanan yiyecekler geliştiriyorlar.
Bakterilerin üremesini kontrol altında tutan yenilikçi teknolojiler
sayesinde NASA 10 yıllık krema, 7 yıllık pirzola, 8 yıllık ton
balığı ve somon geliştirdi.
SİYAHİLERİN ÇOCUKLARI HARVARD'DA
BY TOURE (TIme yazarı): ABD'de yaşayan siyahiler
artık kendileri hakkındaki kilişelere meydan okuyorlar. Çete
üyeleri tarafından öldürülen siyahilerin çocukları Başkan Barack
Obama gibi Harvard Üniverisitesi'ne gidiyor, felsefe okuyorlar.
YÜKSEK SINIF STRES
JUDITH WARNER (Psikolog/Yazar): Yüksek bir maaş,
güçlü bir iş, güzel bir ev, pahalı kıyafetler mutlu olacağınız
anlamına gelmiyor. Uzmanlar psikolojik problemlerin daha çok dar
gelirli insanlarda görüldüğünü düşünüyordu. Ancak son yıllarda
yapılan araştırmalar bunun tam tersinin doğru olduğunu ortaya
koyuyor. Bir kere yeterince yükseldiğinizde zenginliğin psikolojik
ve zihinsel sağlığınıza verdiği olumlu etki yok oluyor. Yükseldikçe
stres o kadar artıyor ki başarının verdiği olumlu etkinin önüne
geçiyor.
KAMUSAL ALANDA ÖZEL HAYAT
MASSİMO CALABRESİ (TIme yazarı): Kamuya açık
alanda yaptıklarımızın özel hayata girmediği kabul edilir. Ancak
ABD'de bu yıl FBI'ın hiçbir yasal dayanağı olmamasına rağmen bir
şüpheliyi GPS sinyalleri ile takip etmesi "kamusal alanda özel
hayat" olgusunu kazandırdı. Amerikan mahkemesi FBI'ın bu hareketini
anayasaya aykırı buldu ve kamusal alanda yapılan her hareketin
devlet tarafından izlenemeyeceğine karar verdi.
DOĞAYI ARTIK İNSANLAR BELİRLİYOR
BRYAN WALSH (TIme yazarı): Artık doğayı jeolojik
ve iklimsel faktörlerden çok insanlar belirliyor. Dünyada bitki
örtüsünün bulunduğu alanların yüzde 90'ının üzerinde insanlar
yaşıyor. Bugün dünyada üzerinde buz bulunmayan toprakların yüzde
38'i tarım alanına çevirildi. Egzoz dumanları, zehirli atıklar,
yapay gübreler ve daha birçok madde çevreyi kirleterek doğayı
değiştiriyor. Omurgalı hayvanların 5'te biri yok olma tehdidi
altında. Nobel ödüllü kimyager Paul Crutzen "Artık
'insanlar doğaya karşı' diye bir şey yok, doğaya ne olacağına biz
karar veriyoruz" diyor.
YAŞLILAR İÇİN ÖZEL ENDÜSTRİ
HARRIET BAROVICH: Gelişmiş ülkelerin nüfusu giderek
yaşlanırken yaşlılara özel bir endüstri gelişti. ABD'de kayıt
stüdyoları, sahneleri olan huzurevleri türedi, gey ve lezbiyenlere
özel bakım evleri açıldı.