Dünyanın en meşhur adamı

Savaşın üçüncü haftası geride kalırken bir kişi bir anda milyonlarca insan tarafından tanındı. Bu kişi hergün yabancı basın mensuplarının karşısına çıkan Irak Enformasyon Bakanı Muhammed El Sahaf'tan başkası değil. Basın toplantılarında bazen sertleşen ses tonu, bazen de kullandığı argo kelimelerle dikkati çeken 63 yaşındaki Sahaf, savaş öncesi kendisinden daha çok tanınan Devlet Başkan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan ve Dışişleri Bakanı Naci Sabri'yi gölgede bıraktı. Sahaf'ın politika kariyeri 1963 yılında başladı. Aynı zamanda İngilizce öğretmeni olan Sahaf o yıl Saddam Hüseyin tarafından kurulan silahlı gruplara katıldı. Bu gruplar daha sonra Baas Partisi'ne dönüştü. Bıyık bırakmıyor Saddam'ın lideri olduğu parti 1968 yılında iktidara geldiğinde Sahaf da devlet radyo ve televizyonunu hayata geçirmekle görevlendirildi. Çalışanlarına gaddar davranması ve aniden sinirlenmesi ile çevresinde korkulan bir kişi olan Sahaf, daha sonra kariyerine Hindistan, İtalya Büyükelçiliği ve BM Daimi Temsilciliği yaparak devam etti. Diğer bakanların aksine bıyık bırakmayan Sahaf'ın uluslararası arenada adını duyurması ise 1993 ile 2001 yılları arasında yaptığı Dışişleri Bakanlığı sayesinde oldu. Şubat 2001'de New York'ta BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile biraraya gelen Sahaf, silah denetçilerinin geri dönüşünü ve 10 yıllık ambargonun kaldırılmasını görüştü. Sahaf'ın Dışişleri Bakanlığı, Nisan 2001 yılında bitti. O zamana kadar Saddam'ın büyük oğlu Uday ile arasında su sızmayan Sahaf gene Uday'ın gazetesinde çıkan bir eleştiriden sonra görevden alındı. Bakanlıkta kalıyor Sahaf'ın Saddam'a yakınlığı çok daha eskiye dayanıyor. Türk basınında yer alan bir fotoğrafta, 1992 yılında Ecevit'in Bağdat'a yaptığı ziyarette, genç bir Dışişleri Bakanı olarak hemen Saddam'ın yanında görülüyordu. Sahaf, ilk Körfez Savaşı sonrasında da Irak'ı dünya kamuoyu karşısında savunmak gibi güç bir görev üstlenmişti. Savaşın başladığı günden bu yana evine gitmeyerek Irak Enformasyon Bakanlığı'ndaki bir odada kalan Sahaf, bombardımanın en yoğun gecelerinden birinde Abu Dabi televizyonunun yayınına bir binanın terasında katılmış; patlama sesleri eşliğinde konuşmuştu. Savaşın ilk günlerinde basın toplantılarında İngilizce konuşmayı tercih eden Iraklı bakan, yabancı gazetecilerin kenti bir bir terketmesi üzerine Arapça'ya döndü. Kaynak : Sabah