A Clockwork Orange / Otomatik Portakal (1971) Stanley Kubrick'in Anthoy Burgess'ten uyarladığı 1971 yapımı filmin gösterimi Türkiye dahil pek çok ülkede pek de kolay olmamıştı. Filmin bu kadar tartışılmasının sebebi içinde barındırdığı şiddet unsurlarıydı kuşkusuz. Film, en masum görünen insanın içinde bile şiddet arzusu olduğunu çarpıcı bir biçimde beyazperdeye taşıyordu. İşt Otomatik Portakal'ın izlemesi en zor iki sahnesi. Alex ve arkadaşlarının evlerini işgal ettikleri yaşlı adam ve genç eşine işkence yaptıkları sahneler ile Alex'in gözlerini bile kapatmasına izin vermeden şiddet içeren sahneleri izlemek zorunda bırakıldığı sahne. Pulp Fiction (Ucuz Roman) Quentin Tarantino'nun filminin en çarpıcı sahnelerinden biri de Uma Thurman'ın canlandırdığı Mia Wallace'in tam da kalbinin üstüne kocaman bir enjektörle adrenalin iğnesi yapıldığı bölümdü Marathon Man (Vahşi Koşu) Aslına bakılırsa normal yaşamda da pek çok insan diş doktorlarına keyif alarak gitmez. Ya eğer söz konusu olan dişçi bir Nazi ise ve müdahale etmeden önce de herhangi bir uyuşturucu ilaç kullanmıyorsa. Dehşet veren görüntüler bir yana hem acımasız diş doktoru Christien Szell rolünde Laurence Olivier hem de tarih öğrencisi rolünde Dustin Hoffman'ın performansı da unutulmazdı. Requiem For A Dream (Bir Rüya İçin Ağıt) Darren Aranofsky'nin filminin aslında pek çok sahnesi izlerken insanın içini sızlatıyordu. Ama Jared Leto'nun canlandırdığı Harry karakterinin uyuşturucu enjekte ettikten sonra kolunun aldığı bu durum ve daha sonra başına gelenleri izlemek gerçekten yürek istiyor. Syrina Sinema salonuna girip rahat koltuklara kurulup işkence sahneleri izlemek elbette eğlenceli bir şey değil. Ama başrolünü George Clooney'nin üstlendiği Syriana'nın bu tırnak sökme sahnesi bir çok işkence sahnesinden daha kötü Reservoir Dogs (Rezervuar Köpekleri) Quentin Tarantino'nun filmini izlerken büyük olasılıkla pek çok bölümde gözlerinizi kapatmakla meşguldünüz. Ve yine çok üyük olasılıkla Michael Madsen'in canlandırdığı Mr. Blonde karakterinin polise işkence yaptığı bu sahneye de gözünüzün ucuyla bile bakamadınız. SAW (TESTERE) Cary Elwes'in canlandırdığı Dr. Lawrence Gordon karakterinin kendi ayağını testereyle kestiği bu sahneye kaç kişi gözlerini bile kırpmadan bakabilir. Misery (Ölüm Kibabı) Stephen King'in en sevdiği uyarlaması olan filmde Kathy Bates'in performansı bir izleyenin aklında yıllar boyurnca çıkmadı. Paul Sheldon kolay okunan popüler romanlar yazarıdır. Artık kariyerinde bir dönüm noktasında olduğunu düşünür, seri maceralarını yazdığı karakteri Misery Chastain'in öldürüp diziyi bitirir. Paul taşrada geçirdiği bir araba kazasından yaralı kurtulur. Onu bulup evinde bakmaya başlayan Annie Wilkes, şans eseri Paul'un sadık okurlarından biridir ve kahramanı Misery Chastain'in de sıkı bir hayranıdır. Son kitabı okuyup Misery'nin ölümüyle şoke olan kadın öfkeye kapılır ve Paul'u ayağından feci şekilde yaralayarak onu yatağa hapseder. İrreversible (Dönüş Yok) İrreversible (Dönüş Yok) Gaspar Noe'nun yönettiği filmin çekim tekniği ve kurgusu zaten baş döndürüyordu. Ama, biraz fazla uzun süren tecavüz sahnesine katlanmak gerçekten zordu. Bazı ülkelerde busahne yüzünden özellikle de kadın seyircilerin fenalaştığı konuşuldu. Un Chien Andalou (Bir Endülüs Köpeği) Gerçeküstü sinemanın ilk örneği olarak kabul edilen film, sinema okullarında da ders olarak gösteriliyor. Esin kaynağını ünlü ressam Salvador Dali ve İspanyol yazar ve film yönetmeni Luis Buñuel'in gördükleri bazı rüyalardan alan film, bu iki ustanın ortak çalışmasının bir ürünü. Filmin en tüyler ürperten sahnesi de bir kadınıng özünün bir ustura ile ortadan ikiye ayrılması. Seyretmesi çok güç olan bu sahnenin filmin içindeki bir rüya olduğunu sonuçta izlenilenin de bir film olduğunu bilmek bile bu sahneyi izlemeyi kolaylaştırmıyor. The Ring (Halka) Gore Verbisky'nin Japon orijinalinden yola çıkarak çektiği filmi baştan sona gözünü kapatmadan ya da başını başka yöne çevirmeden izleyebilen kaç kişi var acaba. Aution (Ölüm Provası) Takeshi Miike'nin bu filminen tek bir sahnesini değil, bütünün izlerken ürkmemek mümkün değil. Persona (1966) Filmin yönetmeni: Ingmar Bergman Oyuncular: Bibi Andersson, Liv Ullmann, Margaretha Krook, Gunnar Björnstrand Filmin konusu:Persona, Bergman filmografisinin en şaşırtıcı ve en aykırı parçası. Ünlü aktrist Elisabeth Vogler sahnede Electra’yı canlandırırken aniden konuşmamaya başlar. Sağlığında hiçbir sorun olmamasına rağmen Elisabeth ısrarla konuşmamayı sürdürür. Tedavisi için doktorunun tavsiyesiyle yazlık evine yollanan akristin yanına bir de genç bir hemşire verilir. Hemşire Alma hiçbir yanıt almamasına rağmen hergün saatlerce Elisabeth’le konuşur ve ona tüm sırlarını açıklar. Ancak bu durum onun kendi kişiliğinin Elisabeth’in personası altında kaybolmasına sebep olur. Human Centipede (2009) Human Centipede (2009) Filmin yönetmeni: Tom Six Oyuncular: Dieter Laser, Ashley C. Williams, Ashlynn Yennie Filmin konusu: Filmde, hastalıklı bir beyne sahip Dr. Hieter'in Nazi doktorlarını dahi kıskandıracak bir fikrinin, insanları boşaltım sistemleriyle birbirine bağlayarak insan yapımı bir kırkayak yapma fikrinin gerçekleşmesine tanık oluyoruz. Gomorrah / Gomorra (2008) Filmin yönetmeni:Matteo Garrone Oyuncular:Salvatore Abruzzese, Simone Sacchettino, Salvatore Ruocco, Vincenzo Fabricino, Vincenzo Altamura, Italo Renda Filmin konusu: Son derece sert ve etkili bir mafya filmi olan Gomorra günümüzün İtalyan suç ailelerine içerden bir bakış. Roberto Saviano'nun romanından yola çıkılarak yapılan film bu zalim ve yozlaşmış dünyada, binlerce cinayet ve sayısız suçun sorumlusu Camorra hesabına çalışan beş adamın öyküsünü birbirine bağlayan vahşi ve epik bir yapıda. Deccal Antichrist (2009) Filmin yönetmeni:Lars Von Trier Oyuncular:Willem Dafoe , Charlotte Gainsbourg Filmin konusu: Lars von Trier'in korku filmi projesi Antichrist şimdiden heyecanlandırıyor. Senaryosunu Trier'le beraber Anders Thomas Jensen'ın yazdığı film, çocuklarını kaybettikten sonra bir orman kulübesinde olayı unutmaya çalışan bir çiftin yaşadıklarını anlatacak... Salo / Sodom'un 120 Günü (1975) Filmin yönetmeni: Pier Paolo Pasolini Oyuncular: Paolo Bonacelli, Giorgio Cataldi, Umberto Paolo Quintavalle, Aldo Valletti Filmin konusu: Erotik edebiyatın önemli yazarı Fransız aristokrat Marquis de Sade'nin 1785 yılında yazdığı en sıra dışı eseri olan Salo adlı kitabının 1940'lı yıllara uyarlamasıdır. Olaylar 1944 yılında Nazi Almanya'sının kontrolünde Kuzey İtalya'da kurulmuş kısa ömürlü bir kukla devlet olan Faşist Salo Cumhuriyeti'nde geçer. Şehrin ileri gelen seçkinlerinden dört sefih 9 kız 9 da erkek 18 genç insanı yakalayıp bir şatoya kapatırlar. Beraberlerindeki 4 yaşlı fahişe ile birlikte bu genç kölelere bir dizi fiziksel, ruhsal ve cinsel işkence uygularlar. Paranormal Activity ( 2007) Filmin yönetmeni: Oren Peli Oyuncular: Katie Featherston, Micah Sloat, Mark Fredrichs , Amber Armstrong Filmin konusu: Genç bir çift evlerinde garip bir gücün varlığından şüphelenmeye başlıyor ve evlerini kamera sistemiyle donatıyor. İşte paranormal activity bu kameralara yansıyan görüntülerden oluşuyor sadece. 25th Hour / 25. Saat (2002) Filmin yönetmeni:Spike Lee Oyuncular: Edward Norton, Philip Seymour Hoffman, Barry Pepper Filmin konusu:Yönetmenin 11 Eylül olaylarının hemen arkasından motor dediği film, tüm Amerika'da, özellikle de New York'da yaşanan toplumsal değişimler ve hortlayan ayrılıkçı politikaları hedefine alıyor. Monty Brogan, uyuşturucu aleminin kralı olmuş, fakat çekirge misali uzun süre yakalanmadan yaşamayı başarsa da sonunda yakayı ele vermiştir. 7 yıllık hapishane serüveninin başlamasına tam olarak 24 saat kalmıştır. Özgürlüğünün son gününü yakın arkadaşları ve kız arkadaşıyla geçirmeye karar verir. Saatler ilerledikçe, beklemediği olaylar kozasını Brogan için örmeye başlar. Brazil (1985) Filmin yönetmeni :Terry Gilliam Oyuncular:Robert De Niro, Ian Holm, Bob Hoskins, Jonathan Pryce, Katherine Helmond, Kim Greist Filmin konusu:Bu filmde Geleceğin tuhaf ve gereksiz derecede karmaşık, fütüristik dünyasındayız. Devlet memuru Sam Lowrey, etrafını saran bu bürokrasi ve teknoloji cenderesinden bunalmış bir istatistikçidir. Kaçışı ve sükuneti, kendisini her şeyden izole ettiği hayallerde bulur. Rüyalarında sürekli olarak aynı kadını kurtardığını görür. Sam'in yaşadığı gerçek dünyayı ise, herşeyi görüp kontrol eden bir bilgisayar idare etmektedir. Jill Layton isimli genç kadın terorist olmakla suçlandığında, düzenli olarak hata kontrolleri yapmakta olan Sam bunda bir yanlışlık olduğunu farkeder ve Jill ile tanıştığında onun rüyalarında kurtarıp durduğu kız olduğunu anlar. Deliverance / Kutuluş (1972) Filmin yönetmeni:John Boorman Oyuncular:Jon Voight, Burt Reynolds, Bill McKinney, Ned Beatty, Ronny Cox Filmin konusuBurt Reynolds'ın en önemli filmlerinden biri olan film James Dickey'in aynı adlı romanından senaryolaştırıldı. Dört arkadaş Georgia nehrine kanolarıyla biraz haftasonu hareketi için gelirler. Amaçları biraz eğlenmek, macera yaşamak ve şehirden uzaklaşmaktır. Ancak içlerinden bazıları özellikle köylülerle alay eden bir tutum içindedirler. Hem hor gördükleri doğa hem de yöre insanlarının onlara unutamayacakları bir senaryo yazacağını kimse tahmin etmemiştir. Hostel / Otel (2005) Filmin yönetmeni:Eli Roth Oyuncular:Jay Hernandez, Derek Richardson, Eythor Gudjonsson, Barbara Nedeljakova, Jana Kaderabkova Filmin konusu:Quentin Tarantino ve Takashi Miike desteğiyle beyazperdeye taşıdığı Otel filmi genç yönetmenin büyük başarısı olarak sinema tarihine geçti. Üniversite mezunu iki gencin sırt çantalarıyla yaptıkları Avrupa gezisini konu alıyor. Paxton ve Josh, sonunda sırt çantalı Amerikalıların nirvanası olarak bilinen öğrenci pansiyonuna gelirler. Bu özel yer bir Slovak kasabasının dışındadır ve güzel oldukları kadar da çaresiz Doğu Avrupalı kadınlarla doludur. İkili çok geçmeden egzotik güzeller Natalya ve Svetlana’yla yakınlaşırlar. It is Fine! Everything is Fine / Her Şey Yolunda (2007) Filmin yönetmeni:Yves Christian Fournier Oyuncular:Anie Pascale, Claude Legault, Niels Schneider, Chloé Bourgeois Filmin konusu: Sıradan bir yaşam süren Josh, bir sabah arkadaşı Thomas?ın cesedini, ardından da intihar eden üç arkadaşının cesedini bulur. Artık o içinde bulunduğu dünyadan daha bağımsızdır.