Time dergisinin bu yılki ‘Dünyanın en etkili 100 kişisi’ listesine giren tek Türk, Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol oldu. Hürriyet gazetesinden Zeynep Bilgehan'ın ziyaret ettiği Birol çarpıcı açıklamalarda bulundu."Çok mutlu bir ailede büyüdüm" diyen Birol "Babama büyük bir hayranlığım vardı. Aynı anda dört farklı iş yapardı; hastanede çalışırdı, muayenehanesi vardı, bir okulun doktorluğunu yapar, hemşire okulunda ders verirdi." dedi.Pragmatist bir kadındı: Ailesiyle ilgili Birol "Bizi iyi okullarda okutmak için yapardı bunu… Ailenin gündem konusu hep biz çocukların geleceği olurdu. Annem de her soruna çözüm bulan pragmatist bir kadındı." şeklinde konuştu.İlk siyah beyaz yayınları hatırlıyorum: Televizyonla ilgili Birol "Babam kaçta gelirse gelsin yemeğe beraber oturulurdu. Beni en mutlu eden şeylerden biri ilk televizyonun gelmesiydi. Tek kanal TRT’deki ilk siyah beyaz yayınları hatırlıyorum." ifadelerini kullandı. 1976’da mezun oldu: Birol, ilk öğrenimini Kurtuluş İlkokulu’nda tamamladı. Beşinci sınıftan sonra TED Ankara Koleji’ne geçti. Ortalama bir öğrenci olarak 1976’da mezun oldu.Gönlümde mühendislik vardı: "Babam doktor olmamı istiyordu" diyen Birol "Matematiği çok sevdiğimden benim gönlümde mühendislik vardı. O zamanlarda Türkiye’nin en önemli okullarından biri İTÜ’ydü." dedi.Okumak zordu: Okul hayatına değinen Birol "Hem de İstanbul’da okumak istediğimden İTÜ Elektrik ve Elektronik Bölümü’ne girdim. Bu arada dönemin siyasi çalkantılarını çok hissediyorduk. Okul sürekli kapandığından okumak zordu." ifadelerini kullandı.Sinemaya sığındı: Mezuniyetten sonra Türkiye Elektrik Kurumu’na (TEK) girdi. Ama ‘elektrik’ konusunu seviyorsa da ‘mühendislik’e tam olarak ısınamadı. Teselliyi, bir yandan başka bir ilgi alanı olan sinemaya sığınarak buldu.Yeniden arayışa girdim: "Çok kitap okuyor, Film seyrediyor, şiir seviyor, film senaryoları yazıyordum…" diyen Birol "Yeşilçam’ın ünlü bir yönetmeniyle tanıştım ve bazı filmlerinde onun asistanlığını yaptım. Ama içine girdikten sonra Yeşilçam’ın ortamını sevmedim. Yeniden arayışa girdim." şeklinde konuştu.Rotamı Viyana’ya çevirdim: Birol "Mühendislik ve toplumu bir araya getiren konunun ‘enerji’ olduğuna kanaat getirdim. Avrupa kültürünü de öğrenmek için rotamı Viyana’ya çevirdim. Neden Viyana? Çok basit. Çünkü Avusturya o dönem vize istemeyen nadir ülkelerdendi!" dedi.En büyük hasretim: Birol, 1986 yılının bir günü Sirkeci Garı’ndan trene binerek Türkiye’den ayrıldı... Planı yüksek lisansını yapıp dönmek olan Birol "Arkadaşlarımla bir eve yerleştim. Almanca öğrendim. En büyük hasretim ailem ve güllaçtı!" diye konuştu.Güllacı seven oğlunuz: Birol "Annemlere her gün mektup yazar, ‘Güllacı seven oğlunuz Fatih’ diye imza atardım. Öğrenci bursu almadan önce birçok işte çalıştım. Halde geceleri Türkiye’den sebze kamyonları gelirdi. Sabaha kadar dükkanlara onları indirerek harçlığımı çıkarırdım." diye konuştu.Olacak iş değildi: "Bir de Viyana’da çok kar yağardı diyen Birol "Geceleri kar kürerdik. Kulağa romantik gelebilir ama bu aslında çok zor bir iştir. Elleriniz donuyor. Yıllar sonra IEA Başkanı olarak Viyana’daki Schönbrunn Sarayı’na konuşma yapmaya davet edildim. Konuşmam esnasında bir ara camdan dışarı bir baktım; kar temizlediğim avlulardan biri! Olacak iş değildi…" dedi.Alın teri, azim ve biraz da şans: Pozisyonuna yolculuğunu Birol "Çok hoşuma gitti; işte, ‘insanlar alın teriyle, tabii biraz da şansla, başarılı olabiliyor!’ diye düşündüm. Bugün bulunduğum pozisyona gelmek için dışarıdan yardım almadım, deyim yerindeyse tırnaklarımla kazıya kazıya geldiğimi düşünüyorum… Alın teri, azim ve biraz da şansla oldu…" sözleriyle anlattı.Ortalama öğrenci: Bir buçuk yıl çalışarak devam ettirdiği öğrencilik hayatı daha sonra Avusturya Hükümeti’nden aldığı bursla daha rahat bir hale dönüştü. Lise ve üniversitede ‘ortalama öğrenci’ olan Birol, Viyana Teknik Üniversitesi’nden doktorasını dereceyle aldı.6 yıl OPEC'ta çalıştı: Konu olarak kendine ‘enerji ekonomisi’ni belirlemişti. Sene 1980’lerdi... Petrol krizi yaşanmış, iklim değişikliği gündeme gelmeye başlıyordu. Dünyada iki milyar insanınsa halen elektriğe erişimi yoktu… Birol, okulunu bitirdikten sonra altı yıl Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nde (OPEC) çalıştı. 13 aylık bir sözleşme : 1995’te Paris merkezli Uluslararası Enerji Ajansı’na geçti. “O zaman kafamı en meşgul eden şey Asya ve Afrika’daki ülkelerde insanların elektriğe erişiminin olmamasıydı…” diyen Birol "OPEC’te süresiz kontratım olmasına rağmen 13 aylık bir sözleşme teklifini kabul edip Türkiye’nin de üyesi olduğu bir teşkilata geçtim." dedi. Oybirliğiyle seçildi: Birol "25 yıl önce başlangıç seviyesinde bir pozisyonla girdiğim kurumun bugün başkanlığını yapıyorum…Üstelik de ilk defa kurum içinden ve tüm üye devletlerin oybirliğiyle seçilen bir başkan olma sıfatını taşıyorum." ifadelerini kullandı. Teknolojilerle maliyet ucuzladı: "Fatih Birol’un çocukluğundaki kömürlü Ankaralı gecelerinden bugün dünya enerji kullanımı konusunda nereye geldi?" sorusuna Birol "Sanayi Devrimi’nden geçen üç, dört yıl öncesine kadar enerji piyasasının kralı kömürdü ama artık bu devir kapanıyor. Yeni kral; güneş! 15 yıl önce pahalı olduğundan ‘güneş enerjisi’ romantik bir hikaye gibiyken yeni teknolojilerle maliyet ucuzladı." yanıtını verdi.Şimdi yeni bir devrim geliyor: Birol "İklim değişikliği bir gerçek ama pahalı elektrik faturaları da insanları isyan ettiren bir gerçek. Enerji iyi bir şey, kötü olan emisyonlar… Enerjiyi düşük emisyonlu kaynaklardan üretmeli; güneş, rüzgar, hidroelektrik, nükleer santrallar… Daha önce teknoloji devrimi internetti. Bunda ABD önderdi. Şimdi yeni bir devrim geliyor: Temiz teknoloji devrimi." diyerek sözlerini bitirdi.Gençlik iklim konusuna çok sahip çıkıyor: 'Peki Türkiye’de durum nasıl?' sorusuna Birol "Türkiye son yıllarda yenilenebilir enerjide güzel adımlar attı ama muazzam potansiyelimizden çok daha fazla yararlanılabilir. İklim değişikliği zengin fakir fark etmeden hepimizi etkileyecek. Aşırı hava olayları, yangınlar, seller, kuraklıklar daha sık ve daha şiddetli olacak. Hükümetlerin tedbirler alıp kirli enerji türlerinden temiz enerjiye geçmesi lazım. Gençlik iklim konusuna çok sahip çıkıyor." yanıtını verdi.Siyasi geçmişi olmayan ilk başkanı: Uluslararası Enerji Ajansı, bugün 39 üye ülkeyle dünya enerji piyasasının en önemli teşkilatı... Kurum, 1974 yılında petrol krizine karşı politikalar üretebilmek için ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger tarafından kuruluyor. Türkiye, kurucu ülkelerden birisi. Fatih Birol, kurumun içeriden seçilen ve siyasi geçmişi olmayan ilk başkanı.Kapsayıcı bir kuruma dönüştürdük: 2015’te göreve gelen Birol, “Yenilenebilir enerji ve iklim krizini ajansın gündemine soktuk. Kapılarımızı gelişmekte olan ülkelere de açarak daha kapsayıcı bir kuruma dönüştürdük. Ülkelerin çözüm için beraber çalışması gerekiyor çünkü dünyamızın tek bir çatısı var. Emisyon gazlarının da atmosferde dağılmak için pasaporta ihtiyacı yok” dedi.Ben şanslıydım: 'Peki gençlere tavsiyeleri neler?' sorusuna Birol "İnsanın hayatını etkileyen üç önemli etken vardır; aile, meslek ve dünyaya bakış çerçevesi. Bunlardan ikisini bile doğru seçebilirseniz şanslısınız. Ben şanslıydım; iş konusunda kalbimin sesini dinledim." ifadelerini kullandı.Meslek seçimi son derece önemli: "Üzüldüğüm sevindiğim zamanlar oldu ama içgüdülerimin sesini dinlemekten hiç pişman olmadım" diyen Birol "Gençlere de bunu öneririm. Kısa dönemde gelir derdi olabiliyor ama meslek seçimi son derece önemli. Orada yapılan yanlış, insanı tüm hayatı boyunca mutsuz eder. Sevdiğiniz işi seçin. Benim mütevazı hikayem gösteriyor ki alın teriyle, azimle, yaptığı işi severek ve çalışarak başarmak mümkün..." dedi.