Dünya’nın en eski şirketi Japonya’da kuruldu ve bin 445 yaşında
Abone olDünyada sınırlı sayıda bulunan köklü aile şirketlerinin sırrını anlatan Ortak Akıl Danışmanlık Kurucusu Dr. Yılmaz Sönmez, "Dünyada aile şirketlerinin yüzde 70’i ilk kuşak içerisinde başarısız. Türkiye’de ise aile şirketlerinin yüzde 80’i ikinci kuşağa geçmeden ömrünü tamamlıyor. Yeni kurulan aile şirketlerinin yaklaşık yüzde 85’i ilk 5 yıl içerisinde yok olmakta. Japonya’da bir asrı başarıyla geride bırakmış şirket sayısı 30 bini bulurken, Türkiye’de ise bu sayı 30’u ancak görebilmektedir" dedi
Geçmişte ve günümüzde birçok şirket kurulurken çok azı köklü
olarak markalaşarak sürdürülebilir hale geldi.
Ortak Akıl Danışmanlık Kurucusu Dr. Yılmaz Sönmez, şirketlerin nasıl kuşaktan kuşağa sürdürüldüğünün sırrını anlattı. Köklü şirketlerden bahseden Ortak Akıl Danışmanlık Kurucusu Dr. Yılmaz Sönmez, "Japonya’da 578 yılında ticari hayata atılan Kongo Gumi inşaat şirketi, 718 yılında kurulan konaklama sektörü devi Japon Hoshi, bin yılında kurulan bağcılık ve şarap üretimi ile uğraşan Fransız Chateau de Goulaine, 1114 yılında kurulan zeytinyağı üreticisi İtalyan Barone Ricasoli ya da yine İtalya’da 1295 yılında kurulan cam üreticisi Barovier & Toso şirketi, kuşaklar arası geçişte sürdürülebilirlik şampiyonlarıdır" diye konuştu.
"Aile şirketlerini sonraki kuşaklara aktarmak zor zanaattır"
Şirketlerin ömrü hakkında bilgiler veren Sönmez, "Harvard Business
Review’a göre dünyada aile şirketlerinin yüzde 70’i ilk kuşak
içerisinde başarısız olurken, Türkiye’de ise tüm şirketlerin
yaklaşık yüzde 95’ini oluşturan aile şirketlerinin yüzde 80’i
ikinci kuşağa geçmeden ömrünü tamamlamakta ve sadece yüzde 4’ü
üçüncü kuşağa geçebilmektedir. Yeni kurulan aile şirketlerinin
yaklaşık yüzde 85’i ilk 5 yıl içerisinde yok olmakta. Japonya’da
bir asrı başarıyla geride bırakmış şirket sayısı 30 bini bulurken,
Türkiye’de ise bu sayı 30’u ancak görebilmektedir. Kısacası, dünya
genelinde olduğu gibi Türkiye’de de aile şirketlerini sonraki
kuşaklara aktarmak zor zanaattır. Üstelik bu duruma birçok kültürel
ve yapısal faktör de zemin hazırlamaktadır" şeklinde konuştu.
"Ürünleri e-ticaret kanalları aracılığı ile müşterilere
ulaştırmak kişileri rakiplerine kıyasla ayrıcalıklı kılıyor"
Sönmez, 1950’lerde özel sektörün palazlandığı Türkiye’de üçüncü
kuşak devri 2010’lu yılların başında başladığını belirterek, “Ancak
genel istatistiklerde de görüldüğü üzere durum pek parlak değildir.
Peki Türkiye’deki şirketlerin sadece çok azının üçüncü kuşağa
kalması mukadderat mı? Bu ortalama yukarı çekilemez mi? Türkiye’nin
100 yıllık markaları başarılarını neye borçlu? İşte bunun için
ilham verici örneklere odaklanmak gerekiyor. Türkiye’nin 100 yıllık
markalarının başarısının arkasında kurumsallaşma vizyonu
çerçevesinde aile anayasaları ve meclisleri, halefiyet planları
var. Ancak tüm reçete bununla sınırlı değil. Buna ilaveten bayrak
markalarımız son yıllarda güçlü bir dijital dönüşüm serüvenine
atılmış durumda. Bütün güçlü raf penetrasyonlarına ve ihracat
güçlerine rağmen son yıllarda ustalıkla ürettikleri ürünleri
e-ticaret kanalları aracılığı ile müşterilerine ulaştırmaları
onları rakiplerine kıyasla ayrıcalıklı kılıyor. Bu açıdan Eyüp
Sabri Tuncer’in e-ticaretle sağladığı dönüşüm gerçekten hayranlık
uyandırıcı ve ilham verici" ifadelerini kullandı.
"E-ticaretin firmanın cirosu içerisindeki payı tarihsel rekorlar
kırıyor"
Konuşmasını sürdüren Sönmez, "1923 yılında kurulduktan sonra ilk
televizyon reklamını 2003 yılında yayınlayan Eyüp Sabri Tuncer,
2007 yılında web sitesini dijital dünyayla buluşturuyor. Başta
ikonik ürünü olan kolonya olmak üzere ev bakım, kişisel bakım ve
kozmetik ürünlerini ürün yelpazesinde bulunduran marka, pandemide
dezenfektan ve kolonyalara yoğun ilgi sayesinde hızlı bir büyüme
kaydediyor. Ancak sadece hazır talebi karşılamakla yetinmiyor,
dijital reklam bütçesini 10 katına çıkarıyor ve dijital dönüşüme
hız veriyor. Bugün e-ticaretin firmanın cirosu içerisindeki payı
tarihsel rekorlar kırıyor" dedi.
"100 yılı aşkın süredir ticari hayatını sürdüren markalar
e-ticarette önemli başarılar kaydediyor"
Türkiye’de 100 yıllık markaların çatı kuruluşunun olduğunu ifade
eden Ortak Akıl Danışmanlık Kurucusu Yılmaz Sönmez, "Bu çatı
kuruluşunun ismi Yüzyıllık Markalar Derneği. Web sitesi aracılığı
ile bu derneğin üyelerine göz gezdirdiğinizde Türkiye’nin ticari
tarihinde bir gezintiye çıkıyorsunuz. 100 yılı aşkın süredir ticari
hayatını sürdüren ve aralarında Eyüp Sabri Tuncer’in de bulunduğu
bu markaların birçoğu, uzun süredir e-ticarette önemli başarılar
kaydediyor. Ali Muhiddin Hacı Bekir, Çift Geyik Karaca, Hafız
Mustafa, Koska bu markalardan sadece bazıları. Bugün, asırlık çınar
niteliğindeki bu markaların dijitalleşme süreçlerinden 3. kuşak
temsilciler sorumlu. Onlar sadece dijitalleşmenin değil, şirketi
büyütmenin ve büyütürken ömrünü uzatmanın da bayraktarlığını
yapıyor. Bu sayede e-ticaret başta olmak üzere dijital dönüşüm
markalarımızın ömrünü uzattığı gibi 100 yıllık markaların sayısını
artıran yolda bir paradigma değişikliğini temsil ediyor" diye
konuştu.
"Şirketin kurumsallaşmasını başaranlara, dijitalleşmesine
yatırım yapanlara başarılı ve sürdürülebilir diyoruz"
Başarı kriterleri sadece cirosal büyüme ya da pazar payını
artırmakla sınırlı olmadığını söyleyen Sönmez, "Dijital dönüşüme
hız vermiş ve dijital dünyada varlığını güçlendirmiş firmalar aynı
zamanda genç ve özellikle dijital yetenekler için de cazibe merkezi
niteliğinde. Genç yetenekler kendilerine tanınan kariyer ve gelişim
imkanları sayesinde hem markayı dijital dünyada doludizgin
büyütüyor hem de 100 yıllık markanın elçisi olmanın gururunu
yaşıyor. Bu da işletmelerin ömrünü uzatan başka unsur. Özetle
bugünün dirençli ve 3. kuşağa aktarılabilmiş aile şirketleri için
kritik performans göstergeleri değişmiş durumda diyebiliriz.
Cirosal büyüme ya da bilanço gücü değil, ailenin ve şirketin
kurumsallaşmasını başaranlara, dijitalleşmesine yatırım yapanlara
başarılı ve sürdürülebilir diyoruz. 3. kuşak yöneticiler, şirketin
dijital dönüşümüne hız verirken, özellikle e-ticareti ve dahası
e-ihracatı yol haritalarında ayrıcalıklı bir yere koyuyor. Buna
göre aksiyonlar alıyor ve sürdürülebilir büyümeye imza atıyor"
şeklinde konuştu.