Dünyanın aradığı kayıplar
Abone olNuh'un Gemisi, Atlantis uygarlığı ve varlığı tartışılan Kutsal Kase en çok merak edilen kayıplar.
Yeryüzünde birçok kayıp medeniyet ve kültür hazinesinin
bulunması için her yıl onlarca araştırma yapılıyor.
Kayıplar arasında en fazla merak uyandıranların başında Nuh'un
Gemisi geliyor. Nuh'un Gemisi'ni bulmak için çeşitli tarihlerde
yapılan birçok arama çalışması sonuçsuz kalmasına rağmen halen
araştırmacıların en fazla ilgilendikleri kayıplar arasında ilk
sırada yer alıyor.
Nuh'un Gemisi'nin Ağrı Dağı'nda olduğuna inananların sayısı hayli
fazla.
Sular altında kaldığı söylenen efsanevi ada Atlantis de
insanoğlunun en fazla merak ettiği ve bulunması için
araştırmacıların çalışma yaptığı en önemli kayıplardan biri olarak
dikkat çekiyor.
İspanya'nın güney sahilleri, Girit Adası yakınları, Konya, Kıbrıs
ile Suriye arasında Akdeniz'in derinleri gibi birçok değişik
bölgede olduğu ileri sürülen medeniyetin izlerini bulmak için
yapılan çalışmalar bıkmadan sürdürülüyor. Bugün birçok insanın
varlığına inandığı Atlantis'ten ilk bahseden ise ünlü düşünür
Eflatun.... Kaynak olarak Atinalı Solon'u gösteren Eflatun'a göre
Atlantis, Cebelitarık Boğazı'nın batısında, Libya'dan daha büyük
bir ülke. Eflatun'dan günümüze kadar gelen bilgilere göre, Batı
Avrupa ile Libya'yı ezip geçen Atlantis orduları, Atinalıların
gösterdiği direnç karşısında gerilemek zorunda kalır ve şiddetli
bir deprem sonunda da MÖ 9600'de, bir gece içinde sular altında
kalır.
Dan Brown'ın "Da Vinci Şifresi" kitabıyla gündeme gelen ve efsaneye
göre, Hz. İsa'nın Yahudi ve Romalıların oluşturduğu askeri bir güç
tarafından yakalanıp çarmıha gerilerek idam edilmesinden önce
havarileri ile yediği son akşam yemeğinde kullandığı veya çarmıha
geriliş esnasında Arimatealı Yusuf'un İsa'dan akan kanı doldurduğu
bir kasenin varlığına inanlar da çoğunlukta.
Vatikan'ın varlığına inanmadığı Kutsal Kase özellikle Hristiyan
araştırmacıların ve hazine avcılarının geçmişte olduğu gibi
günümüzde de büyük ilgisini çekiyor. Antakya'da olduğu yönünde
iddiaların ortaya atıldığı Kutsal Kase'nin İstanbul'daki
Çemberlitaş'ın altında bile olabileceği ileri sürülmüştü.
İzlerine tarih içinde pek çok uygarlıkta rastlandığı ifade edilen
batık Mu kıtası, insanoğlunun en büyük kayıp meraklarından birisini
oluşturuyor.
19. Yüzyılda İngiliz araştırmacı James Churchward kayıp kıta için
Orta Amerika'da çeşitli araştırmalar yaparak, konuyla ilgili
eserler kaleme aldı.
Bilim dünyası Mu uygarlığının varlığına kuşkuyla yaklaşmasına
rağmen, kıtanın battığı öne sürülen tarihte dünyada büyük bir
jeolojik olayın yaşanması araştırmacılar için her zaman dikkat
çekici bulundu.
Atatürk'ün, Churchward'ın Mu kıtasıyla ilgili eserlerini Türkçe'ye
çevirtmesi ve Tahsin Bey'i araştırma yapmak üzere Meksika'ya
büyükelçi ataması, kayıp kıta Mu'nun Türklerin kökeni açısından da
önemli olabileceği düşüncesinden kaynaklanmıştı.
Ahit Sandığı veya Tabut-u Sakine olarak adlandırılan Hazreti
Musa'nın sandığı da en önemli kayıplar arasında.
Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri
Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Rafet Özkan, Hazreti Musa'nın kutsal
kitap Tevrat'ı çoğaltarak 12 kabilesine dağıttığının, aslını ise
yaptırdığı bir sandıkta korumaya aldığının bilindiğini anlatarak,
şunları söyledi: "Hazreti Musa'nın çeşitli eşyalarının da bulunduğu
söylenen sandık, Kudüs'teki mabette koruma altına alınır. MÖ 586
Babil orduları tarafından istila edilen Kudüs'teki mabet yağmalanır
ve Hazreti Musa'nın sandığı kaybolur."