Dünyadan örneklerle anlattı
Abone olBaşbakan Erdoğan, “İşte Almanya’da Hamburg olaylarını gösteriyor diye TRT’yi kablolu yayından çıkarttılar. Ben bunu Alman Cumhurbaşkanı’na s...
Başbakan Erdoğan, “İşte Almanya’da Hamburg olaylarını gösteriyor
diye TRT’yi kablolu yayından çıkarttılar. Ben bunu Alman
Cumhurbaşkanı’na söyleyince ‘yok’ falan demeye kalktı. Amerika’da
Helen Tomas, bu gazetecinin işinden kovulmasını, Beyaz Saraya
girişinin yasaklanmasını kimse konuşmuyor" dedi.
Partisinin Meclis grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, milli tekvandocu Servet Tazegül’ü tebrik ettikten sonra
Süper Lig’e yükselen Balıkesirspor, İstanbul Büyükşehir
Belediyespor’u tebrik etti ve başarılar diledi. Şampiyonluğu
kesinleşen Fenerbahçe yönetimini, taraftarlarını ve sporcularını da
kutlayan Başbakan Erdoğan, Galatasaray Tekerlekli Basketbol Takımı
ile Ziraat Türkiye Kupası’nı kazanan Galatasaray’ı tebrik etti.
Ekonomide Mayıs ayı bereketi yaşandığının altını çizen Başbakan
Erdoğan, ”Önce Gezi olayları, ardından 17 ve 25 Aralık darbe
girişimleri ile ekonomide bu büyük başarılar gölgelenmek
istenmişti. Türkiye ekonomisi yeni rekorlar elde etmeye başladı.
TUİK rakamlarına göre, Mart ayındaki ihracımız yüzde 12.4 oranında
artarak aylık bazda Cumhuriyet tarihimizde yapılan en yüksek
ihracat rakamı olarak tarihe geçti. Merkez Bankası rezervlerimiz
artmaya devam ediyor 2002 yılında 27.5 milyar dolardan
devraldığımız Merkez Bankası rezervimiz 130 milyar dolar seviyesini
yakaladı. Borsa İstanbul endeksi de geçen yıl Mayıs ayında rekor
kırmış, tarihin en yüksek seviyesi olan 93 bin seviyesine
yükselmişti. Haziran ve Aralık ayında yapılan saldırılan nedeniyle
gerileyen endeks yeniden toparlandı ve şuanda 76 bin seviyesini
aştı. 2009 yılından itibaren TUİK yurt içinde seyahat yapanların
sayısını ve harcama miktarlarını ölçmeye başladı. 2009 yılında
Türkiye içinde 61 milyon kişi seyahate çıkmış ve toplam 12 milyar
lira harcama yapmıştır. 2013 yılında 68 milyon kişi seyahate çıktı,
toplam harcama miktarı da 18.5 milyar liraya ulaştı. Yaptığımız
yatırımlar milletimiz tarafından çok yoğun bir şekilde
kullanılıyor. Seyahat özgürlüğünün temel hak ve özgürlükler içinde
önemli bir yeri var, yol inşa etmek sadece ulaşımı temin etmek
anlamına gelmez, attığımız büyük adımlar ve yatırımlar sadece
Türkiye’yi ekonomik anlamda büyütmekle kalmadı özgürlüklerin
güçlenmesine ciddi katkılar sağladı. 2003 yılında yılda 2.5 milyon
kişi yurt dışına seyahat ederken şuanda yılda 8 milyon kişi yurt
dışına seyahat ediyor. Haberleşme alanında aynı şekilde özellikle
internet altyapısını güçlendirerek bir özgürlük ortamını
oluşturduk. 2003’de geniş bant internet abonesi 20 bindi, şuanda 35
milyon. Türkiye’de haberleşme alanı ile alakalı olarak yok
twitter’dı, yok facebook’tu bu konuda iktidarımızı lekelemek
isteyenler bu rakama baksınlar da hizaya gelsinler. Nereden nereye.
Yurt içinde, yurt dışında, Türkiye’de özgürlüklerin kısıtlandığı,
bassın özgürlüklerinin kısıtlandığı, otoriter bir yapı, diktatör
bir yapı oluştuğunu iddia edenler, yoğun bir propaganda sürecine
girmelerinin arkasında nelerin yattığını anlama bakımından bu
rakamları veriyorum. Bu algı operasyonudur” diye konuştu.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
‘Türkiye’de basın özgürlüğü yok’ diyenlerin her gün yayınlanan
ulusal gazetelerin manşetlerini okumalarını tavsiye eden Başbakan
Erdoğan, “Sadece manşetlere baksınlar. Mesela Pazar günü çıkan 40
ulusal gazeteyi önlerine koysunlar, manşetleri okusunlar,
Danıştay’ın kuruluş yıldönümündeki nezaketsizliğe bizim
gösterdiğimiz tepkinin manşetlere nasıl yansıdığını bir okusunlar.
Yurt dışında Türkiye’de basın üzerine ahkam kesinler manşetleri
gördüklerinde küçük dillerini yutacaklardır. O manşetleri dünyanın
hiçbir rejiminde göremezsiniz. Hiçbir ülkede manşetler üzerinden
hükümetlerin edep dışı, özellikle hukuk dışı şekilde tahkir
edildiğine şahit olamazsınız. Öyle televizyon kanalları var ki,
yalan söyleyerek gençleri kışkırttılar, halkı sokağa dökmek için
her türlü çirkinliğe başvurdular. Bizde öyle bir özgürlük anlayışı
var ki, mahkemeler bunu seyrediyor, üstelik içeride ve dışarıda
’Türkiye’de basın özgürlüğü yok’ diye propaganda yapılıyor. Şimdi
bir kuruluş, dünya ülkelerini özgür, kısmen özgür, özgür değil diye
tasnif ediyor. Bu örgütün raporlarında İsrail basın özgürlüğünde
dünyanın en özgür ülkelerinden birisi olarak gösteriliyor.
Sevsinler seni. Hatta Ortadoğu’nun en özgür ülkesi İsrail. Türkiye,
1980’lerde, yani 12 Eylül’ün sonlarında bu günlerden daha özgür bir
ülkeymiş. Türkiye öyle ülkelerin altında gösteriliyor ki, listeyi
görseniz kahkahadan birbirinizi kırar geçirirsiniz. Her gün
yayınlanan 40 gazetenin önemli bir kısmı devlete ve hükümete
sistematik olarak hakaret edecek, pek çok köşe yazarı dünyada
örneği bulunmayacak şekilde hakaret yazacak, sonra da siz
Türkiye’yi basının özgür olmadığı ülke olarak göstereceksiniz. O
bizim için atılan tek bir tanesi, bizden daha özgür olduğu
iddiaların gazetelerde atılsın bakalım, o gazeteler, gazetecilerin
başına neler geliyor. İşte Almanya’da Hamburg olaylarını gösteriyor
diye TRT’yi kablolu yayından çıkarttılar. Ben bunu Alman
Cumhurbaşkanı’na söyleyince ‘yok falan demeye kalktı. Amerika’da
Helen Tomas, bu gazetecinin işinden kovulmasını, Beyaz Saraya
girişinin yasaklanmasını kimse konuşmuyor. Bu uluslararası örgüt
Türkiye’de 44 gazetecinin tutuklu olduğunu iddia ediyor. Bu 44
kişiden 19’u zaten tahliye oldu. 6 kişinin yargılanması devam
ediyor. Bu listede adı yer alan 1 kişinin kayıtlarda adı yok. 18
kişi yargılandı ve haklarında hüküm verildi. Bu 18 kişinin
‘hapisteki gazeteciler’ diye CHP Genel Başkanı başta olmak üzere,
çünkü bunlar bunlarla beraber çalışıyorlar, içeride dışarıda
istismar edilen bu 18 kişinin hüküm aldıkları eylemleri
hatırlatacağım; tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak,
kişiyi hürriyetinden yoksun etmek, konut dokunulmazlığını ihlal
etmek, silahla kasten yaralamak, gazeteci… Nasıl gazeteci bu? Terör
örgütüne eleman kazandırmak, 18 yaşından küçük çocukların örgüte
katılımını organize etmek, polis memuru öldürmek, helikoptere
bombalı saldırı da bulunmak, resmi evrakta sahtecilik, sahte kimlik
kullanmak, banka soymak. İçeride CHP’nin, dışarıda malum örgütlerin
‘gazeteci’ dediği kişilerin hüküm aldığı suçlar işte bunlar. Bize,
Türkiye’ye, millete, içeride olduğu kadar dışarıda kibirle bakanlar
var, kibirle bakmayı alışkanlık haline getirmiş olanlar, Türkiye’ye
mürebbiye edasıyla parmak sallamayı dışarıda da kendisine hak
görenler var. Bunu sadece Türkiye’ye değil, dünya üzerindeki bir
çok ülkeye tepeden bakış ile yaklaşıyorlar. Siz burada bir
gazetenin manşetini eleştirirseniz hemen diktatör yaftası
yapıştırıyorlar. Siz burada örneğin Twitter’i eleştirirseniz hemen
özgürlük düşmanı, başka ülkelerde bunun adı hukuk oluyor. Bu bir
ticari şirket, ürün satıyor, bu ürünü Türkiye’de kaçak satıyor.
Vergi yok, bu vergi kaçakçısı. Dünyada en büyük cezayı vergi
kaçakçıları alır. Bunun vergi kaçakçısı olduğunu ilan ettiğim andan
itibaren, ofislerinin olmadığını ilan ettiğim andan itibaren
çıktılar, geldiler. Mahkeme kararlarına umuyor, sen nasıl olur da
burada istediğin gibi cirit atarsın. Burada yapılan hakaretlere
tazminat davası açarsanız, ‘basını baskı altına alıyor’ diye
propaganda yapıyorlar. Başka ülkelerde bunun adı demokrasi oluyor”
şeklinde konuştu.
(İHA)