Atlas Dergisi Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek ve fotoğrafçı Selcen Küçüküstel, Moğolistan'ın Kuzey sınırındaki Sayan Dağları yamaçlarında yaşayan ve Türkçe konuşan 'Dukha' adlı toplulukla 2 ay geçirdiler. Suç işlenmiyorlar, kadın erkekten ya da erkek kadından üstün değil... En eski Türk topluluklarından olduğu belirtilen Dukhalar belgesel oldu. Yüksek ve Küçüküstel, dünyada benzeri olmayan özellikleriyle Türklerin en saf, en eski sırlarına sahip olduğu belirttikleri Dukhalar'ın çadırına konuk oldular. Dukhaları inceleyen Özcan Yüksek ve Selcen Küçüküstel, "Dukha Halkı Kayıp Türkler" adlı belgesel hazırladılar. Belgeselin tanıtımı bugün İstanbul'da gerçekleşti. Dukhalar için dünyadaki insanlardan çok farklı yaşadıklarını söyleyen Özcan Yüksek, "Tarih öncesini yaşayan ve bizimle aynı dili konuşan bir toplumla karşı karşıyayız" dedi. Yüksek, "Bundan 10 bin yıl önce insanların yaşadığı şekilde yaşıyorlar. Herşeyi ortaklaşa paylaşıyorlar. Aralarında eşitlikçi ilişkiler var. Suç işlenmiyorlar. Kadın erkekten ya da erkek kadından üstün değil. Ren geyikleriyle birlikte onların vahşi göç yollarında onlarla birlikte dolaşıyorlar" şeklinde konuştu. Yeditepe Üniversitesi Kültürel antropoloji Bölümü Yüksek Lisans öğrencisi olan Selcen Küçüküstel de Dukhalarla çok çabuk anlaştığını bir hafta içinde günlük düzeyde konuşabilecek duruma geldiklerin söyledi. Küçüküstel, Dukhaların Türkçe kökenli bir dil konuştuklarını ve dillerinin kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Moğolistan'a Tuva'dan gelen, avlarını paylaşan, ormanlardan yemiş toplayan, doğayla uyumlu ortaklaşmacı bir toplum olan Dukhalar, Sayan Dağları'nda yaşayan ve nesli hızla tükenen rengeyikleriyle birlikte göçebe olarak yaşıyor. Ren geyiklerinin sütü ve peyniriyle, topladıkları yaban yemişleriyle beslenen bu topluluğun Türk dilini konuşması dikkat çekiyor. Şaman inançlarını sürdüren Dukhalar, doğa ile çok özel ilişkiler içindeler. Kirlenmesin diye nehirlerde ellerini biler yıkamıyorlar.