Uzun bir yolculuk geçiren atıklar yolun sonunda maalesef okyanusla buluşuyor. Ancak yolun başında ise ilk olarak dışkılar arıtma tesisine doğru yola çıkar. Burada ızgaralardan geçen atıkların içindeki bazı katı maddeler ayıklanır. Ardından kum ve yağ tutucudan geçerek ön çökeltime ulaşır. Burada bir süre bekletilir ve havalandırma havuzuna ulaşır. Havalandırma havuzunda biyolojik arıtma yapılarak son çökeltime gönderilir. Son çökeltimde de bir süre bekletildikten sonra klorlama havuzlarına gönderilir. Atıklar burada deşarj edilir. Bu aşamaların esnasında anlık olarak ölçümler yapılır. Deşarj edilen ortama göre standartlar da değişir; deniz için, akarsu için, göl için farklı deşarj standartları mevcuttur. Bu standartlar sağlanmıyorsa atık deşarj edilmez. Aynı zamanda deşarj edilen su, standartları karşılıyorsa tarım ürünleri sulamasında kullanılabilir. Ön ve son çökeltim havuzlarında çöktürülen çamur dediğimiz yapı geri devir ile tesis başına gönderilir. Tesisin büyüklüğüne göre bu atık çamurdan metan gazı üretimi yapılabilir. Bu tesisin elektriklerinin %60’a yakını metan gazı ile sağlanıyor. Çıkan çamur daha sonra kurutulur ve press’e gönderilir. Burada içeriğindeki su tekrar tesis başından gönderilir ve arıtıma tekrar dahil olur. Bu süreç bu şekilde devam eder. Sudan ayrılan çamur ise katı atık depolama tesisine gönderilir. OKYANUSA GİDİYOR... Nükleer ve ağır kimyasal atıklar hariç dünya üzerindeki tüm atıklar okyanuslara gider. Direkt olarak atılmasa da eninde sonunda okyanusa ulaşır. Dünya Doğayı Koruma Vakfı'na (WWF) göre 50 yıl içinde okyanusta bulunan plastiklerin sayısı balıkların sayısından fazla olacak.