Dünyaca ünlü filozof Bakırköy'de
Abone olBakırköy Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezi’ndeki etkinliğe dünyaca ünlü İtalyan filozof Antonio Negri Onur Konuğu olarak katılıyor.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen’in öncülüğünde MonoKL (Mono Kurgusuz Labirent) Yayınları ve
Bakırköy Belediyesi tarafından 27-28 Nisan 2013 tarihinde
düzenlenecek Filozoflarla İstanbul’da toplantısına dünyaca ünlü
İtalyan filozof Antonio Negri Onur Konuğu olarak
katılıyor.
Negri’nin ilk kez İstanbul’a geldiği etkinliğe Judith Revel, Marco
Assennato, Volkan Çelebi, Ahmet Soysal da konuşmacı olarak
katılacak. Etkinlikte Monokl Yayınları tarafından hazırlanan
Negri’nin 4 yeni kitabı okurlarla buluşacak.
YUNUS EMRE KÜLTÜR
MERKEZİ'NDE
Katılımın ücretsiz olduğu ve Bakırköy Belediyesi Yunus Emre Kültür
Merkezi’nde gerçekleşecek etkinlik süresince simültane tercüme de
yapılacak.
Özgür Kuş’un, Yoksul’un ve Çokluk’un filozofu Antonio Negri
“Filozoflar’la İstanbul’da” projesi kapsamında İstanbul’a geliyor.
Proje ile Bakırköy’ü 2013 yılında dünyanın yeni Agora’sı,
filozofların buluşma noktası haline geliyor. Dünya felsefe sahnesi
Bakırköy-İstanbul’da kuruluyor.
2 ÖZEL SUNUM YAPACAK
Antonio Negri’nin iki özel sunum yapacağı ve 4 yeni kitabının da tanıtılacağı, imzalanacağı etkinlik iki gün sürecek. Sunumların yanı sıra özel açık oturumlar da gerçekleştirilecek ve izleyicilerin sorularına ağırlık verilecek. Konferansın açık oturum konuları:
1- Kapitalizme Başkaldırının Mantığı ve Mekanizmaları: Felsefenin Yeni Bir Konumuna Doğru?
2- Açık Oturum – Agora [Herkese açık soru cevap, tartışma,
paylaşım forumu]
Etkinliğe katılım ücretsiz olup simültane çeviri yapılacaktır.
Antonio Negri Hakkında
1933 yılında İtalya’nın Padua kentinde doğdu. Küreselleşme ve İmparatorluk çözümlemeleri ile dünya entelektüel çevrelerinde büyük fırtınalar koparan İmparatorluk ve Çokluk adlı yapıtları Michael Hardt ile birlikte kaleme aldı. Karşı-imparatorluk ve direniş biçimleri adı altında yaptığı çözümlemelerde maddi olmayan emek ve Özgür Kuş ve Çokluk olarak Yoksul’u öne çıkardı. Yazdığı onlarca yapıtta ve yüzlerce makalede yaşamın devrimci arzu ve peygambersi söylem temelinde yeniden üretilişini, praksisin yeni ufkunu Spinoza’dan aldığı esinlerle bir çok yapıtında konu etti. Spinoza’nın yanı sıra çalışmaları Marx, Foucault ve Deleuze-Guattari ikilisiyle çarpıcı yakınlıklar ve diyaloglar sergiledi. Biyo-politikadan virtüele, köksaplardan cücüklere ve iktidarın modern disiplinci yapısından post-modern gözetlemeci yapısına, imparatorluğun içkin akışlarından kapitalizmin tüzel dayanaklarına kadar yeni bir küresel iktidar çözümlemesi geliştirdi. En temelinde, Yoksul’u yeni üretimin ve çokluk içinde tekillik edinmelerin, yeni bir dünyanın koşulu ve olanağı olarak sundu. Hiçbir dışarısının ve merkezin var olmadığı küresel akış, melezleşme ve sınırsız emek sömürüsü düzleminin karşısına devrimci öznellikleri ve Karşı-İmparatorluğu çıkardı. Marx’ın yaşlı köstebeğinin yerine Deleuze’ün yılansı kıvrılışını yeni mücadele biçimi olarak koydu. Yalnızca Tanrı’nın değil, doğadan ayrı ve aşkın bir göndermesi bulunan insan fikrini de reddetti ve doğa ile aynı düzlemdeki Spinozacı bir insan söylemini gündeme getirdi. Machiavelli’nin siyasi görüşlerini de yeniden ele aldı ve içkinlik açısından günümüze uyarladı.
Negri yalnızca çarpıcı görüşleri ile değil yaşamı ile de büyük tartışmaların ve olayların tam ortasındaydı. 1960’larda yayımlanan Kızıl Defterler (Qaderni Rossi) adlı dergide işçi sınıfı üzerine parlak analizler yaptı. Aynı süreçte farklı felsefe dergilerinde de (Aut-Aut, Critical del Dretto) hukuk felsefesini ve iktidarın yaşamını kat eden yazıları yayımlandı. Negri, çok geçmeden yeni bir siyasal oluşum çevresi olan Potere Operairo'da kuramsal alanın etkili bir sözcüsü olarak öne çıktı. Sol çevrelerde büyük izler bırakan ve İtalyan işçi hareketinin simgelerinden Autonomia hareketi bu dönemde doğdu. Aynı dönemde Negri, Padua ayaklanmasının sorumlularından birisi olmakla itham edildi. Bu suçlamalardan aklandı, ancak daha sonra 1979 yılında radikal sol örgüt Kızıl Tugaylar’a destek vermek ve Aldo Moro suikastiyle ilişkili olmak iddiasıyla belirsiz suçlamalar altında yeniden tutuklandı. Negri'nin Kızıl Tugaylar ile ilişkisi hiçbir zaman kanıtlanamadı. Buna rağmen dört buçuk yıl hapiste kaldı ve Radikal Parti'nin listesinden cezaevindeyken İtalyan Parlamentosu'na seçilerek serbest kaldı. Ancak dokunulmazlığı kaldırıldı ve Negri bunun sonucunda İtalya'yı terk etmek zorunda kaldı. 1997'ye kadar Fransa'da yaşadı, aynı yıl çıkan af ile cezasının on üç yıla inmesi üzerine İtalya’ya döndü ve 2003’e kadar hapiste kalarak cezasını tamamladı. Negri, hapiste de, hapisten çıkışından sonra da aralıksız yazdı. Halen dünyanın dört bir yanında konferanslar vermekte, küreselleşmenin sömürü düzenine karşı tekilliklerden örülü yeni bir uzam için devrimci, özgürlükçü söylemlerde bulunmaktadır.