Dünya Mahkemesi kararını açıkladı
Abone olİstanbul'da buluşan uslararası sivil toplum kuruluşları, akademisyen ve hukukçular 'Irak işgali'ni yargıladı. Mahkeme çalışmalarını tamamladı ve tarihi kararı açıkladı:
Çeşitli sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve hukukçuların öncülüğünde düzenlenen ve 60'ı aşkın tanınmış akademisyen, hukukçu ve yazarın görev aldığı "Irak Dünya Mahkemesi" (WTI) kararını açıkladı. Kararda ABD Başkanı Bush ve İngiltere Başbakanı Tony Blair suçlu bulundu. Çalışmaları, dünyanın çeşitli ülkelerinde 2 yıldan beri sürdürülen Irak Dünya Mahkemesi'nin nihai oturumu, Topkapı Sarayı Darphane-i Amire salonlarında dün sona erdi. 5 ayrı konuda birbirini izleyen toplantılarla 25-26 Haziran günlerinde de süren mahkemede, Irak işgali ve sonrası belge ve tanıklarla sorgulandı, belgelendi; işgalin başlıca sorumluları olarak gösterilen Bush ve Blair yargılandı. Mahkemeye farklı ülkelerden 60'ı aşkın dünyaca tanınmış barışçı, uluslararası hukukçu, yazar, eski diplomat; iddia heyeti ve jüri üyesi ya da tanık olarak katıldı. Nihai oturumun ardından alınan karar, bugün Armada Otel'de düzenlenen toplantıyla basına aktarıldı. İstanbul Nihai Oturumu'nun 10 ayrı ülkeden gelen vicdan jürisi kararı açıkladı. Kararda ABD Başkanı Bush ve İngiltere Başbakanı Tony Blair suçlu bulundu. Savaş sırasında Irak'ta çıkar sağladıkları gerekçesiyle birçok şirket de suçlu bulunarak, bu şirketlerin kapatılması, mallarının boykot edilmesi talep edildi. Vicdan jürisi, bilinçli olarak illegal savaşta yer alan askerlerin de cezalandırılmasını talep ederek, "Irak halkına moral ve destek verilmesinden yanayız. İnsanların güvenliğinin, şirketlerin ve devletlerin karından üstün olması gerektiğine inanıyoruz" dedi. Okunan açıklamada, 2003 Şubat ayında Irak'a savaş ilan edilmeden haftalar önce dünya sokaklarında milyonlarca kişinin protesto gösterileri düzenlediği; fakat bu çağrıların karşılık bulmadığı belirtildi. Hiçbir kurumun, ABD'ye karşı durma cesaretini gösteremediği ifade edilerek, "1. ABD ve Birleşik Krallık hükümetlerinin Irak'ın 2003 Mart'ındaki yasadışı işgali öncesinde uluslararası kamuoyuna sundukları kanıtların yanlışlığı ortaya çıkmıştır. Gerçek amaç, Ortadoğu'yu baskı ve denetim altında tutmaktır. Ortadoğu'da hegemonya kurmanın nedeni, dünyanın en büyük petrol rezervleri üzerinde kontrol elde etmek ve ABD'nin bölgedeki stratejik müttefiki İsrail'in konumunu güçlendirmektir. 2. Irak'ta kitle imha silahlarının varlığına ve Saddam Hüseyin rejimiyle el Kaide terör örgütü arasındaki ilişkiye dair düzmece kanıtlar, bağımsız bir ulusa karşı 'önleyici saldırı' düzenlemek için gereken kamuoyu desteğini sağlamak üzere 'imal edilmiştir'" denildi. "EN AZ 100 BİN 'İNSAN' ÖLDÜ" Irak'ın yıllardır kuşatma altında olduğu belirtilerek, "1991'deki ilk Körfez Savaşı'nın ardından uygulanmaya başlayan yaptırımlar, ülkenin kuzey ve güney bölgelerinde ilan edilen uçuşa yasak bölgeler ve ülkenin aynı anda bombalanması, Irak'ın insani ve maddi kaynak ve kapasitesinin, ülkenin işgal ve istilasını kolaylaştıracak biçimde adım adım zayıflatılması amacına hizmet etmiştir. Bu süreçte ABD ve Birleşik Krallık, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin suç ortaklığına hizmet eden kararını arkalarına almıştır. Kendi gündemlerini oluşturmak pahasına, Bush ve Blair, dünyanın dört bir yanındaki milyonların tepkisine kulaklarını tıkamış, tarihin en haksız, ahlaksız ve korkakça savaşlarından birini gerçekleştirmiştir. Irak'ın geçtiğimiz 27 aydaki Anglo-Amerikan istilası, Irak devleti ve toplumunun çöküşüne neden olmuştur. Yasa ve düzen tamamen ortadan kalkmış, insan güvenliği kalmamış, altyapı darmadağın edilmiş, sağlık sistemi yok edilmiş, eğitim sistemi işlevsizleştirilmiş, çevresel ve ekolojik katliamlar yapılmış ve Irak'ın kültürel ve arkeolojik mirası ayaklar altına alınmıştır. İşgal ile birlikte Irak'taki etnik ve dinsel ayrılıklar, Irak toplumunun ulus kimliğinin ve bütünlüğünün zayıflatılması amacıyla bilinçli olarak kışkırtılmıştır. Bu, bildik sömürgeci 'parçala ve yönet' anlayışıyla bütünlük gösteren bir yaklaşımdır" ifadeleri kullanıldı. İşgalden sonra en az 100 bin insanın öldürüldüğü belirtilerek, 60 bininin ABD hapishanelerinde herhangi bir yargı işlemine tabii tutulmadan, insani olmayan koşullar altında tutulduğu, binlerce insanın kaybolmuş durumda olduğu ve işkencenin artık sıradan bir olay haline geldiğinin altını çizildi. Vicdan jürisinin, 10 ayrı ülkeden biraraya gelip İstanbul'da toplandığının anlatıldığı kararda bir de tavsiyeler bölümü yer aldı. Tavsiyeler bölümünde, "Toplam 54 katılımcının tanıklıklarını dinledik. Irak halkının; ülkesinin yasadışı işgaline karşı direnme ve kendi bağımsız durumlarını oluşturma hakkını tanıyarak, işgale karşı direnme hakkının BM sözleşmesinden kaynaklanan 'kendi kaderini tayin, özgülük ve bağımsızlık için mücadele' hakkını teyit ederek Irak halkıyla dayanışma içindeyiz. Koalisyon güçleri hiç zaman kaybetmeden ve koşulsuz olarak Irak'tan çekilmelidir. Koalisyon devletleri gerçekleştirdikleri yasadışı işgalle yok açtıkları yıkım nedeniyle Irak'a ve Irak halkına tazminat ödemelidir. İşgal süresi içinde yapılan ve Irak halkidk hükümetlerinin Irak'ın 2003 Mart'ındaki yasadışı iının çıkarlarına aykırı gördüğümüz bütün yasa, anlaşma, kontratlar geçersiz sayılmalıdır" ifadelerine yer verildi. ŞİRKETLERE YÖNELİK BOYKOT ÇAĞRISI Vicdan jürisinin tavsiyeleri şöyle sıralandı: "Irak başta olmak üzere yabancı ülkelerdeki bütün askeri hapishaneler kapatılmalı, mahkumların adları açıklanmaları, yasal hakları tanınmalıdır. Irak'ta saldırı suçu ve insanlığa karşı suç işlemekten sorumlu olanlar ABD Başkanı George W. Bush ve İngiltere Başbakanı Tony Blair, koalisyon ülkeleri hükümet yetkilileri olmak üzere kapsamlı bir soruşturma yapılmalıdır. Yasadışı savaş katılanları, kasten yalan söyleyen gazetecileri, büyük şirketlere ait medya kuruluşlarını, savaştan çıkar sağlayan çok uluslu şirketlerin süt düzey yetkililerini sorumlu tutacak hesap sorma süreci başlatılmalıdır. İnsanlar tüm dünyada bu savaştan doğrudan kar eden ABD ve İngiliz şirketlerine karşı harekete geçmelidir. Bu şirketler arasında Halliburton, Bechtel, Carlyle, CACI Inc, Titan Corporation, Kellog, Brown and Root (Halliburton'un taşeron firması), DynCorp, Boeing, ExxonMobil, Texaco, British Petroleum sayılabilir. Şu şirketler Irak'a karşı tazminat davası açmış ve 'tazminat' almışlardır: Toys R Us, Kentucky Fried Chicken, Shell, Nestle, Pepsi, Phillip Morris, Sheraton, ve Mobil. Bu eylemler bu şirketlerin ofislerini kapatmak, mallarını boykot etmek ve hissedarlarına hisselerini elden çıkartmaları için baskı yapmak gibi doğrudan eylem biçimlerini içerebilir. Ordu mensupları vicdanlarının sesini dinlemeli ve askere alınmayı ve yasadışı bir savaşa katılmayı reddetmelidirler. Ülkeler vicdani retçilere siyasi sığınma hakkı tanımalıdır. Yabancı ülkelerdeki tüm ABD üslerinin kaldırılması için açılan uluslararası kampanya güçlendirilmelidir. Tüm dünya halkaları hükümetlerinin Irak'taki işgale maddi, lojistik ve manevi destek vermek girişimlerine direnmeli ve bunu reddetmelidirler." Üyeler, sonucun uluslararası mahkemelere bir nevi suç duyurusu biçimde yansıtılması gerektiği üzerinde fikir birliğine vardıklarını belirtti. Toplantının soru cevap bölümünde söz alan Ayşe Erzan, "Bütün ülkelerden gelen iddia heyeti üyeleri ve tanıkları, uluslararası kuruluşlar Bush ve koalisyon ortaklarına karşı duramazken, Türkiye'nin topraklarını Irak'a karşı bir saldırı için kullandırmamış olmasını takdirle karşıladılar. Uluslararası şirketlerin arasında mutlaka isimlerini anmayı unuttuğumuz pek çok şirket var. Coca Cola, CNN, BBC, Fox TV'yi de bu şirketler arasında sayabiliriz" dedi. Yapılan açıklamaların ardından katılımcılar, kararı alkışlar ve sloganlarla destekledi.