Otizm, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan
karmaşık bir gelişimsel bozukluktur. Otizmin, beynin yapısını ya da
işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlarından kaynaklandığı
sanılmaktadır.
Fakat otizm bir hastalık değildir! Hastalık olarak kabul etseniz
bile tedaviye yüzde yüz cevap verebilen bir rahatsızlıktır...
Bütün otistik çocuklar iyileşebilir...
Tıpkı Ayberk gibi...
Bazen bir annenin karnında büyümeseniz bile kalbinde
büyürsünüz...
Hem de karnında büyüdüğünüz annenizinkinden daha
çok...
Ayberk Aksu dünyaya geldiğinde ailesini sarsan şok gerçek olarak
oturmuştu kucaklarına...
Yani Ayberk, karnında büyüdüğü annesinin en büyük şokuydu
hayatının, aslında...
Yüzde 98 otistik bir çocuktu...
Ailenin çalmadığı kapı, gitmediği doktor kalmadı, ama
olmadı...
Ağzından salyalar akıyor, kendine dokundurtmuyordu...
Tam 90 kiloydu...
Ayberk, kaderine terk edildi...
Dört yaşındayken annesi ve babası ayrıldılar...
Sonra "üvey anne" girdi devreye...
Siz üvey dediğimize bakmayın, öpöz, gepgerçek anneydi
işte!
Ayberk'in dünyasına girmek için çabaladı önce...
Ayberk kapılarını bir açsa üvey annesine, her şey çok da kolay
olacaktı, direndi "üvey anne"...
Günlerce Ayberk'i izledi...
Ayberk sallandıkça o sallandı...
Ayberk hareket ettikçe o etti...
Ayberk ne yapıyorsa onu yaptı...
Ayberk, arabada dolaşmayı seviyordu, saatlerce dolaştılar...
Ayberk hamburger yemeyi seviyordu, birlikte yediler...
Ayberk dans etmeyi seviyordu birlikte ettiler...
Üvey anne Ayberk'in kalbine girmişti bile...
Ayberk'i karnında değil ama kalbinde büyüten "üvey
anne" otizmi araştırdı, Ayberk'i iyileştirmek için tabiri
caizse önce kendi hastalandı!
Çünkü Ayberk'i anlaması lazımdı!
Anladı!
Ayberk'e bir kelime öğretebilmek için canla başla çalıştı!
Ayberk'e "ver" dedirtebilmek için onu aç
yatırdığı günler oldu ama başardı!
Değişik sistemlerle Ayberk'i "normale"
döndürdü!
Artık Ayberk, sadece konuşamıyor...
Onun dışında hemen her şeyi yapabiliyor...
(Annenin Ayberk'i nasıl çalıştırdığını izlemek için aşağıdaki
videoları izlemenizi tavsiye ederim)
Ve karşınızda Ayberk...
Sevginin, özverinin neler başarabileceğini gördünüz mü?
Hep kötü insanlarla karşılaşmıyoruz yani... Bu dünyada çoook iyi
insanlar var...
Ve bu dünya iyi insanların yüzü suyu hürmetine dönüyor!
"Üvey anne" otistik çocuk sahibi olan anneleri uyarıyor,
"çocuklarınızı doktorların sözlerine terk etmeyiniz,
sevginin açamayacağı kapı yoktur" diyor...
Evet, sanıldığı gibi otizm tedavi edilemeyen bir hastalık
değildir, hatta iddia ediyorum ki bu dünyada sevgi ile tedavi
edilemeyecek bir tek hastalık yoktur.
Ülkemizde otistik çocukların ve ailelerinin yaşadığı zorlukların
anlaşılması için bir vererek konuyu meclis gündemine taşıyan MHP
Kocaeli milltevekili Lütfü Türkkan da bu konuya dikkat çekmiş,
otizm hastalarına gösterilmesi gereken ilginin öneminden
bahsetmişti...
Verdiği araştırma önergesinde, "Ülkemizde otistik
çocukların devlet tarafından tanımı bile henüz tam anlamı ile
yapılamamıştır" diyen Türkkan, ailelerin yaşadığı
sıkıntılara dikkat çekmişti...
Araştırma Önergesi’nin gerekçesinde Türkiye'de Otistik
çocuklarda geçmiş yıllardaki oran 10 bin’de 1’ler ile ifade
edilirken, bugün bu rakamın 80’de 1 olduğunu söyleyen Türkkan, bu
çocukların hayata tutunması için erken yaşlarda eğitilmesi
gerektiğini, ancak eğitimleri için devletin desteğinin
bulunmadığına vurgu yaptı. Türkkan, bu eğitimin çok pahalı olması
nedeni ile de ailelerin çaresiz kaldığını gerekçede belirtti.
Evet, bütün hastalıklar sevgiyle iyileşir, bunda şüphe
yok ama devlet de bu desteği ailelerden
esirgememelidir...
Verilen araştırma önergesini dikkate almasını beklediğimiz "devlet
baba" ses versin otizmli çocukların çığlığına...
Otizmli çocuklar öyle çok şey de istemiyorlar aslında...
Sevgiyle iyileşiyorlar işte...
Ve buradan sesleniyorlar büyüklerimize; "lütfen "devlet
baba" otizmli çocukları sevsin, lütfen!" diye