Hayatta bazı acılar vardır gözünüzün önünde olmadığı zamanlarda bile hep zihninizdedir.
Bazen çocukken, bazen gençken takılır aklınıza.
Tarabya’da ki evimizin önünde bir öğle vaktiydi. Ben henüz ilkokula bile gitmiyordum. Ablam birinci sınıftaydı. Okuldan dönüyordu. Koşarak soluksuzca evin bahçe kapısından içeri girdi.
“Öldü! Öldü! “ diye bağırarak
Bahçe kapısının caddeye açılan tarafında bakkallara ekmek dağıtan ekmek arabası geri geri çıkarken Birgül’ü ezip ekmek arabasının altına almıştı. O anki korkumu ve üzüntümü anlatmam mümkün değil. Ablam yanıma gelip o küçücük elleriyle gözlerimi kapattı.
“Bakma daha fazla, gece uyuyamazsın” dedi. Beni alıp bahçeye getirdi.
Tüm mahalleli toplandı, ekmek arabasını kaldırdı.
Tekerleğin altındaki Birgül’ü çıkardılar.
Babası Necmi Amca Birgül’ü kucağına alıp götürürken Birgül’ün ağzından akan kanlar benim gözümün önünden hiç gitmedi.
Birgül’ü mahalle camisinde annesi yıkayıp, kefenlemiş. Kucağına alıp, ağıtlar söyleyip, saatlerce ağlamış.
İşte tam da bugünlerde Gazze’deki kan ve barut kokusu, atılan bombalarla terörist-katil bir liderin talimatıyla öldürülen masum çocukları görüyoruz.
Bazıları kefenlenmiş. Kimlikleri kollarına, bacaklarına yazılmış.
Bazıları kefensiz ve isimsiz toprağa düşmüş.
Kimileri korkudan titrerken, kocaman simsiyah gözleriyle olan biteni anlamaya çalışırken.
Kimileri intikam yemini ederken.
Kurşun yağmurları altında 2 bini aşmış çocuk cenazelerini görüyoruz son 20 gündür. Hangi göz yaşı dindirebilir ki bu acıyı…
Gazze’de ölen onca masum çocuk varken bile BM harekete geçmiyor. DUR demiyor… Diyemiyor.
Yaşanan travma ve yıkım tarif edilemez. Gazze halkının şu anda içinde bulunduğu cehennem, hepimiz için, tüm BM üyesi ülkeler üzerinde, özelliklede bu vahşeti bu katliamı durdurma gücüne sahip olan ve bu gücü kullanmayanlar için kara bir lekedir.
7 Ekimden bu yana Gazze’de 1,6 milyon Filistinlinin yerinden edildiğini, su, yiyecek, elektrik ve ilaca erişimin olmadığını ve 5 bin 700 kişinin öldürüldüğü vahşete sessiz kalmak insanlık suçudur. Vicdanlara ağır gelir. Gelmeli de…
Filistin halkı tarihinin en ölümcül günlerini yaşıyor. İsrail Hamas’la değil bölgenin tamamıyla savaşıyor, bölgeyi toplu olarak cezalandırıyor. Hukuka aykırı davranıyor, savaş suçu işliyor.
İsrailin; 2000 yılından bu yana 13 bin Filistinli çocuğu tutuklayıp, sorguya çekip, acımasızca göz altına aldığını ve öldürülen çocuklar için “önemsiz” ifadesini kullanmaktan çekinmediğini kaynaklardan görüyoruz.
Filistinli çocukların; "Biz neden daha az insanız? Daha mı az değerliyiz?" sorusuna :
İsrailli bir işgal teğmeni, teröristleri ortadan kaldırmayı amaçlayan operasyonlar sırasında tesadüfen öldürülen Filistinli çocukların sayısının önemsiz olduğunu söylemesi.
Filistinli çocukların ve ebeveynlerini terörist olarak tasvir edilmesi İsrail'de canlı kalkanların çok sık görüldüğünü iddia eden bir açıklamasını görmezden gelmek mümkün değil.
Yaşanan soykırıma ümmet bazında değil, dünya ve insanlık bazında DUR denilmelidir.