Dünya barışı güneş enerjisi ile gelecek
Abone olCumhurbaşkanı Abdullah Gül, katıldığı “Dünya Barışı İçin Güneş Enerji Konferansı”nda bilim adamlarına seslenerek, “Güneş enerjisi üzerine ya...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, katıldığı “Dünya Barışı İçin Güneş
Enerji Konferansı”nda bilim adamlarına seslenerek, “Güneş enerjisi
üzerine yaptığınız çalışmalarınız, dünya barışını tahkim edecek,
açlıkla mücadele, iktisadi kalkınma, refah ve enerji güvenliği gibi
konular açısından büyük önem arz etmektedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Lütfü Kırdar Kongre Merkezi’nde
düzenlenen “Dünya Barışı İçin Güneş Enerji Konferansı”na katıldı.
Burada konuşma yapan Gül, “Günümüz dünyasında enerji güvenliği,
milletler ve devletler için hayatta kalma mücadelesine dönüşmüştür.
Artık birçok ülke enerji politikalarını kendi dış, ekonomi savunma
ve bilim politikalarının temel bir öğesi olarak telakki
etmektedirler. Enerji meselesi, teknik bir siyasa alanı olmaktan
çıkmış artık jeopolitik ve ekonomi politiğin bir konusu haline
gelmiş ve dünya dengelerini değiştiren bir niteliğe bürünmüştür.
Ayrıca iklim değişikliği ve çevresel bozulma, insanlığın ve dünya
barışının esenliği ile artan bir şekilde yakından ilintili bir hale
gelmiştir. Son 200 yılda kaydedilen büyük teknolojik ilerlemeler
neticesinde insanoğlu olarak tabiatın denge ve kurallarına meydan
okumak için elimizden geleni yaptık. Bu çerçevede sürdürebilirlik
ilkesine yeterince riayet etmeden dünyanın mevcut sınırlı
kaynaklarını tüketmekte hiç tereddüt etmedik. Tüm bunların
neticesinde dünyamız daha çok nüfus barındıran, refah seviyesi
yükselen, ancak felaketlere meyleden bir yer haline geldi. Son
yıllarda vuku bulan acı tecrübelerle de sabittir ki, tabiat
yaptığımız suistimalleri karşılıksız bırakmıyor ve bizi türlü
felaketlerle cezalandırmak suretiyle cevap vermektedir” dedi.
"ÇEVRESEL BOZULMANIN ÖNÜNE GEÇİLECEK"
Tabiatla barışmanın tam zamanı olduğunu ifade eden Gül, “Bu barış
aynı zamanda tabiata ve gelecek nesillere adil olmak demektir. Bu
itibarla sorumlu enerji politikalarının etkin biçimde hayata
geçirilmesinin iklim değişikliği ve çevresel bozulmanın önüne
geçebileceğini düşünüyorum” diye konuştu.
“İklim değişikliği ve çevre sorunları en fazla, dünyanın en
dezavantajlı kesimlerini mağdur etmektedir” diyen Cumhurbaşkanı
Gül, şöyle devam etti:
“Bu bağlamda milyonlarca insan, kendi ülkeleri ve yurtdışında
ekolojik mülteci durumuna düşmüştür. Bilimsel çalışmalar bu durumun
önümüzdeki yıllarda daha da kötü bir hal alacağını göstermekte,
yeni iç savaş ve devletlerarası savaşları tetikleyeceğini ileri
sürmektedir. Dolayısıyla enerji güvenliği ve iklim değişikliğinin
dünya barışı ve insani güvenliğin temini açısından temel konusu
haline geleceği aşikardır. Diğer taraftan özgürlük ve istikrarın
temini açısından kilit önemi haiz olan iktisadi kalkınma ve
zenginliğin temel girdisi de yine enerjidir. Bu nedenle iktisadi
büyüme ve sürdürülebilir kalkınma ile doğrudan ilintili olan enerji
politikaları hassasiyetle ele alınmalıdır. Dünya genelinde enerji
altyapısına yapılacak yatırımlar bu hedeflerin sağlanmasında büyük
önem haizdir.”
"TEMEL BİR İMTİHANLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Enerji arz güvenliğinin, küresel anlamda ortak bir endişeyi teşkil
ettiğini, sınırlı enerji kaynakları ve artan enerji talebinin,
enerji güvenliğini daha da önemli bir hale getirdiğini belirten
Gül, “Bu nedenle tüm ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarının
payını arttırmak suretiyle enerji sepetlerine çeşitlilik
kazandırmaları artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Daha önce de
ifade ettiğim üzere, küresel iklim değişikliği, insanoğlu için
emsali görülmemiş bir tehdit teşkil etmektedir. Halihazırda olumsuz
etkileri bize bedel ödetmekte ve bu konuda sergilenen ataletin
maliyeti her geçen gün daha da arttırmaktadır. Bugün hepimiz için
temel imtihanla karşı karşıyayız. Bu da azalan kaynaklarımıza
rağmen artan enerji ihtiyacımızı, iklim değişikliğinin etkileri ile
nasıl dengeleyeceğimiz hususudur” şeklinde konuştu.
"DÜŞÜK KARBON EKONOMİSİNE GEÇİLECEK"
Abdullah Gül, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “İklim değişikliğiyle
etkin mücadelede ev enerji arz güvenliğinin temini, ancak düşük
karbon topluma geçişle mümkün olabilir. Bu da hayat tarzımız
üzerinde temel değişiklikler getirecek olan bir düşük karbon
ekonomisi üzerine kurulu olacaktır. Tabiatıyla daha çok
yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve enerji sepetimiz
içerisindeki fosil yakıtlarının payının düşürülmesi ile böyle bir
netice alınabilir. Öte yandan düşük karbon ekonomisine geçişin
yüksek oranda finansman destekli büyük yeni yatırımlar ve ilave
altyapıların tesisiyle gerçekleşebileceği aşikardır. Kuşkusuz bu
dönüşümün gerçekleşmesinde güneş enerjisi kilit rol
oynayacaktır.”
Konuşmasında bilim adamlarına seslenen Gül, şunları söyledi: “Büyük
bir enerji kaynağının kullanabilir hale gelmesi için elbette siz
değerli bilim insanlarının çabalarına bağlıdır. Sizin getireceğiniz
yenilikler sayesinde, güneş enerjisi milyarlarca insan için daha
ucuz, tatbik edilebilir ve erişilebilir bir hale dönüşebilir. Güneş
enerjisi üzerine yaptığınız çalışmalarınız, dünya barışını tahkim
edecek, açlıkla mücadele, iktisadi kalkınma, refah ve enerji
güvenliği gibi konular açısından büyük önem arz etmektedir. Sizin
araştırma ve geliştirme faaliyetlerinize her bakımdan destek
vermeliyiz. Aynı zamanda, güneş enerjisinin etkin kullanımının
önünü açacak bir sinerji yaratılmasını teminen uluslararası
işbirliğini de geliştirmeliyiz.”