Dünya Bankası'ndan Türkiye'ye kritik kavşak uyarısı
Abone olDünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Türkiye'yle ilgili son ekonomik gelişmeleri değerlendirdi.
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser'den
Türkiye'ye kritik kavşak uyarısı geldi.
Raiser, "Bugün Türkiye artık kritik bir kavşakta bulunuyor.
Son 10 yılda büyük başarılar elde etti ama bunun yeni reformlarla
desteklenmesi lazım" dedi.
Raiser, "Bölgesel Rekabet Edebilirliğin Geliştirilmesi" ve
"Bölgesel Yatırım Ortamı Değerlendirmesi" projelerinin açılış
toplantısında, bölgesel yakınsamanın Türkiye ve Avrupa Birliği (AB)
için büyük önem taşıdığını ifade etti.
Türkiye'nin bölgesel yakınsama, verimlilik rakamları, kişi başına
düşen milli gelir açısından son dönemde önemli başarılar
kaydettiğine dikkati çeken Raiser, şöyle konuştu:
"Türkiye'ye gelen bir kişi, ilk izlenim olarak Ankara ve
İstanbul gibi şehirlerin ne kadar gelişmiş olduğu konusunda
şaşırabilir. Bana, bu şehirlerin dışına çıkıldığında durumun farklı
olduğu söylenmişti. Erzurum, Kayseri, Mardin ve Gaziantep'e gittim.
Doğrusu oralarda bile çok önemli altyapı yatırımları ve gelişmiş
yapılar gördüm. Yani atıl bırakılmış bölgeler konusunda bana
anlatılanlar doğru değildi."
Raiser, delile dayalı politikaların oluşturulabilmesi için işletme
düzeyinde verilerin daha iyi toplanması ve politika yapıcılar ile
bölgesel kalkınma ajanslarının faydasına sunulması gerektiğine
işaret etti. İş dünyasının güvenini, özel sektörün yatırımlarını
artırmak ve rekabet edebilirliği geliştirmek için Türkiye'de yeni
nesil reformlara ihtiyaç duyulduğunu belirten Raiser,
"Bugün, Türkiye, artık kritik bir kavşakta bulunuyor. Son
10 yılda çok büyük başarılar elde etti ama bunun yeni reformlarla
desteklenmesi lazım ki sürdürülebilir hale gelsin" diye
konuştu. Raiser, özellikle altyapı yatırımları ve şehirleşme
konusunda Türkiye'nin dünyaya örnek olabileceği büyük deneyimleri
bulunduğunu dile getirdi.
‘DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR 10 YILDA 10 KAT
ARTTI’
OECD Global ilişkiler Direktör Yardımcısı Anthony O'sullivan da
eşitsizliklerin rekabet edilebilirliğin geliştirmesinde önemli bir
sorun olarak ortaya çıktığını ifade etti. Söz konusu projelerin,
tüm bölgeler için sürdürülebilir ve kapsayıcı reformların
gerçekleştirilmesini amaçladığını belirten O'sullivan, Türkiye'nin
ekonomik ve toplumsal refahla ilgili dünyada yapılan tüm
çalışmalarda önemli katkılar sağladığını anlattı. O'sullivan,
Türkiye'nin OECD'de aktif role sahip olduğunu vurgulayarak, şunları
kaydetti:
"Türkiye'nin deneyimleri başka ülkelerle paylaşımlarda
model olarak önem taşıyor. Türkiye, son 10 yılda yaklaşık yüzde
5'lik büyüme oranını yakalayan tek ülke. Bu da makroekonomik ve
mali stratejiler açısından ülkenin ne kadar ileride olduğunu
gösteriyor. İşsizlik de bir kaç yılda hızlı bir düşüş gösterdi.
2006'da yüzde 10,2 iken 2014'te yüzde 8,2'ye düştü. Bu da aktif
işgücü piyasalarının bir sonucu olarak yaşandı."
Türkiye'nin aynı zamanda mali açıkların yönetiminde
de önemli başarılar kaydettiğine dikkati çeken O'sullivan, son 10
yılda ülkeye gelen doğrudan yabancı yatırımların 10 kat arttığını
belirtti.
‘AB, TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK VE GÜVENLİ BİR PİYASA’
AB Türkiye Delegasyonu Maslahatgüzarı Bela Szombati ise projelerin
Türkiye ile AB ekonomileri arasında yakınlaşmayı sağlayacağını dile
getirdi. Türkiye ve AB'nin güçlü ve ortak çıkarlarla birbirine
bağlı olduğunu vurgulayan Szombati, "Türkiye'nin toplam
ticaretinin yaklaşık yüzde 45'i AB üye devletleriyle yapılmaktadır.
Türkiye'nin AB'ye ihracatı 2014'te artmıştır. Bu da AB'nin büyük ve
güvenli bir piyasa olduğunun göstergesidir. AB tüm bu olumlu ve
somut etkileşimi esas alarak Türkiye'de birbirini tamamlayan
stratejik projelere imza atmaktadır" ifadelerini kullandı.
AB'nin, özellikle bölgesel rekabet edebilirlik ve özel sektör
gelişimi konusunda Türkiye'nin en büyük donörü olduğunu belirten
Szombati, AB'nin Türkiye'nin karşılaşacağı güçlüklerde yardımcı
olmaya hazır olduğunu kaydetti.