Dünya Bankası'ndan Türkiye'ye büyük övgü
Abone olDünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Türkiye’nin 2012 yılı ekonomik büyüme tahmininin azımsanacak bir rakam olmadığını söyledi
Raiser, "Türkiye’nin son 10 yılda önemli ilerleme kaydettiğini, son dönemde de bölgesel ve küresel bir aktör olarak ön planda olduğunu” söyledi
Türkiye’deki görevine Ocak ayında başlayan Raiser, dünya, Avrupa ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri AA muhabirine değerlendirdi.
Dünya Bankası tarafından geçen hafta yayımlanan ”Türkiye Olağan Ekonomi Bilgilendirmesi”nin sonuçlarını değerlendiren Raiser, çalışmada 2012 yılı için belirtilen yüzde 2,9’luk büyüme tahmininin azımsanacak bir rakam olmadığını belirterek, ”Yüzde 3’e yaklaşan büyüme tahmini, özellikle Türkiye’nin Avrupa’da pozitif büyüme için uğraş veren komşuları göz önüne alındığında hiç de kötü bir rakam değil. Ancak, büyüme oranında geçen yıla nazaran yaşanan düşüşte, hem mevcut küresel belirsizliklerin, hem de cari açığı azaltmak ve yurt içi talebi kısmak amacıyla uygulanan ve bizim de gerekli gördüğümüz önlemlerin etkili olduğunu söylemek mümkün,” dedi.
Dünya Bankası’nın, Türkiye’nin orta vadede daha yüksek bir büyüme rakamını yakalayabileceğine inandığını kaydeden Raiser, Türkiye’nin ekonomik büyümesinin rahatlıkla yüzde 5 ya da daha yüksek bir seviyeye ulaşabileceğini ifade etti.
2012 yılı ekonomik büyüme tahmininin hem Dünya Bankası’nın yumuşak iniş senaryosuyla, hem de hükümetin hedefleriyle uyumlu olduğunu belirten Raiser, orta vadede asıl önemli olanın ”ülkeyi yüksek gelir seviyesine hızla ulaştıracak yüzde 5 ila 7’lik bir büyüme rakamını yakalamak” olduğunu ifade ederek, ”Hiçbir ülke bir gün zenginleşeceğine kesin gözüyle bakmamalı. Türkiye geçtiğimiz 10 yılda çok önemli mesafe katetti, ancak daha yapması gerekenler var” diye konuştu.
TÜRKİYE PAHALI İŞ GÜCÜYLE REKABET EDİYOR
Raiser, bu bağlamda işgücü piyasasının esnekliğinin arttırılması, Türkiye’nin yabancı yatırımcı için daha cazip bir merkez haline dönüştürülmesi, yurt içi tasarruf oranlarının iyileştirilmesi ve kadınların işgücüne daha yüksek katılımının sağlanması gibi bir dizi adım atılabileceğini kaydetti.
Nitelikli işgücüne yapılan yatırımın da arttırılması gerektiğini vurgulayan Raiser, Türkiye’nin yüksek katma değerli piyasalarla rekabet edebilmek için kalifiye elemana ihtiyacı olduğunu belirterek, ”Türkiye artık ucuz işgücüyle değil, pahalı işgücüne sahip ülkelerle rekabet ediyor” dedi.
TÜRKİYE'NİN İLERLEMESİ GÖZDEN GELİNMEZ
Türkiye’nin kredi notunun, son dönemde gösterdiği başarılı ekonomik performansa rağmen kredi derecelendirme kuruluşları tarafından düşürülmesini de değerlendiren Raiser, ”Biz kısa vadeli değişkenlerle değil, uzun vadeli beklentiler ve potansiyelle ilgileniyoruz. Türkiye’nin durumunu bu anlamda olumlu buluyoruz”’ diye konuştu.
Raiser, hayata geçirilecek ekonomik reformların, Türkiye’nin 2023 yılı vizyonu çerçevesinde dünyanın önde gelen 10 ekonomisi arasına girmek ve yarım trilyonluk ihracat rakamını yakalamak gibi uzun vadeli hedeflerini gerçekleştirmesine yardımcı olacağını da belirterek, söz konusu hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için hem özel hem de kamu sektörünün çok çalışması gerektiğini, Dünya Bankası’nın Türkiye’ye bu yolda gerekli desteği sunmaya hazır olduğunu vurguladı.
”Tüm bunlar olurken, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin gösterdiği ilerlemeyi görmezden gelemeyeceğini düşünüyorum” diyen Raiser, kredi derecelendirme kuruluşlarının dünya ekonomisindeki belirsizlikler nedeniyle şu anda temkinli davrandıklarını, Dünya Bankası’nın ise, Türkiye’nin orta vadeye odaklanarak ve gereken adımları atarak olumlu yönde ilerleyeceğine inandığını belirtti.
NÜKLEER ENERJİ PROJELERİNE FİNANSMAN GÜNDEMDE DEĞİL
Dünya Bankası’nın Mart ayında Türkiye’ye ilişkin açıkladığı Ülke Ortaklık Stratejisi’ne de değinen Raiser, Türkiye’de finansman sağlanacak projelerin bu stratejide öncelik verilen hedeflere bağlı olarak belirleneceğini kaydetti.
Ortaklık Stratejisi’nin başlıca hedeflerini rekabeti arttırmak, kamu hizmetleri ve fırsat eşitliğini geliştirmek, sürdürülebilir büyümeyi mümkün kılmak olarak sıralayan Raiser, rekabetin arttırılması alanında yapısal reformlara sağlanan desteğin önemli olduğunu vurgularken, kamu hizmeti ve eşitlik alanında ise Türkiye’nin sağlık sektöründe elde ettiği başarılara dikkati çekerek, eğitimin kalitesinin arttırılması için çeşitli adımlar atılabileceğinin altını çizdi.
Raiser, sürdürülebilir büyüme alanında enerji, enerji verimliliği ve kentleşme konularına odaklandıklarını kaydederek, Dünya Bankası’nın doğal kaynakların yönetimine ilişkin projelere de finansman sağlamasının planlandığını belirtti.
Enerji alanında öncelikli konuların yenilebilir enerji ve enerji verimliliği olduğunu söyleyen Raiser, Dünya Bankası’nın nükleer enerji projelerine sıcak bakmadığını ifade ederek, ”Nükleer enerji alanına geçmişten bu yana adım atmadık ve bu tutumumuz değişmeyecek” şeklinde konuştu.
AVRO BÖLGESİNDE BORÇ KRİZİNİN TÜRKİYE'YE ETKİSİ
Avro bölgesindeki borç krizinin Türk ekonomisine olası etkilerini de değerlendiren Raiser, Dünya Bankası Başkanı’nın, Türkiye’nin de içinde bulunduğu yükselen piyasa ekonomilerine kriz karşısında tampon oluşturma tavsiyesinde bulunduğunu hatırlatarak, gerek Avrupalı liderlerin gerekse G20 ülkelerinin krize çözüm bulmak için çabaladıklarını söyledi.
Raiser, ”Bu durum muhtemelen bir süre daha devam edecek. Bu nedenle, yükselen piyasalar hazırlıklı olmalı ve sıkı mali politikalar izlemek, cari açığı kontrol altına alarak dış finansman bağımlılığından kurtulmak ve ülkelerini cazip ticaret ve yatırım merkezleri haline getirmek gibi tampon oluşturacak önlemler almalı” diye konuştu.
Avrupa’ya yönelik ekonomik beklentilerin bütünüyle bakıldığında olumsuz olmadığı değerlendirmesinde bulunan Raiser, şunları kaydetti:
"Avrupa’ya baktığınızda durumu kötüye gitmeyen ülkelerin sayısının, başı dertte olan ülkelerden daha fazla olduğunu görüyorsunuz. Avrupa büyüme modelinin değişik bileşenlerine baktığınızda ise, Avrupa’nın ticaretten girişimciliğe ve finansa kadar pek çok alanda aslında oldukça başarılı olduğunu gözlemliyorsunuz. Bu nedenle kişisel kanaatim, Avrupa’nın sorunlarını çözeceği ve iyileşme ile sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak yapısal önlemleri alacağı yönünde. Bu da tabii ki Türkiye için iyi bir haber.”
TÜRKİYE KÜRESEL VE BÖLGESEL BİR AKTÖR
Raiser, 2012 yılı başlarından bu yana görev yapmakta olduğu Türkiye ile Dünya Bankası arasındaki ilişkileri de değerlendirdi.
”Türkiye küresel ve bölgesel bir aktör olarak öne çıkıyor” diye konuşan Raiser, Dünya Bankası’nın Türkiye’de oynadığı rolün de ülkenin bu pozisyonuna bağlı olarak dönüşmesi gerektiğini kaydetti.
Yeni Ortaklık Stratejisi’nin bu amaca ulaşmak için gereken esnekliği sağlayacağını ifade eden Raiser, ”Bu yıl yeniden finansman sağladık ve Türkiye için yaklaşık 1,1 milyar dolarlık kredi onayladık. Bunlar güzel haberler. Ancak gelecekte atılan başlıklar, verdiğimiz borç miktarından ziyade, Türkiye’yle geliştireceğimiz ortaklığın şekli ve bu ortaklığın Türkiye’nin oynadığı küresel rol ile diğer ülkelerle Dünya Bankası aracılığıyla kuracağı bağlantılara katkısı hakkında olacak. Dünya Bankası’nın Türkiye’de yalnızca finansal bir kurum olarak değil, aynı zamanda bir bilgi bankası olarak ve Türkiye’nin bağlantılar kurmasına ve gerek bölgesinde gerekse dünyada etkin bir rol oynamasına yardım edecek bir platform olarak algılanacağını umuyorum” dedi.