Dünya Bankası: Gümrük Birliği güncellenmeli
Abone olBanka, özellikle ABD ile AB arasında imzalanacak Serbest Ticaret Antlaşması'nın Gümrük Birliği için bir dönüm noktası olacağına dikkat çekti. Peki Dünya Bankası'nın çözüm önerileri neler? Brüksel'den gazeteci Sertaç Aktan'ın değerlendirmesi...
Avrupa Komisyonu Türkiye'yle ilgili son İlerleme Raporu'nda Ankara'nın Gümrük Birliği'ne yönelik artan itirazları üzerine duruma ilişkin bir değerlendirme yapılacağını ve varsa yeni fırsatların inceleneceğini belirtmişti.
Konuyla ilgili raporu hazırlama görevi Dünya Bankası'na verildi ve bankanın raporu kamuoyuna açıklandı.
Raporda AB ile Türkiye arasındaki ticaretin 1996'dan bu yana
dörde katlandığına, Türkiye'de rekabetin ve kalitenin arttığına,
kalitedeki artışın da Türkiye'nin AB dışındaki ülkelere ihracatına
yansıdığına değiniliyor. Ancak raporun pek çok yerinde, Türkiye'nin
AB'nin karar mekanizmalarında olması gerektiği ve bunun için de AB
sürecinin ilerlemesi gerektiği vurgulanıyor.
Bununla beraber artık AB'nin imzalayacağı Serbest Ticaret Antlaşmalarının (STA) Türkiye için Gümrük Birliği'ne girdiği ilk yıllara kıyasla çok daha önemli etkileri olacağı, çünkü günümüzdeki STA'ların çok daha derin kurgulandığının altı çiziliyor.
STA'lar artık Türkiye'yi de etkiliyor
90'lı yıllarda AB'nin çok sayıda STA'sı yoktu. AB'ye üye olmayan Avrupa ülkeleri ve birkaç Kuzey Afrika ülkesinden ibaret olan bu STA'lar Türkiye için sıkıntı teşkil etmiyordu. Ancak antlaşmaların sayıları ve yapıldıkları ülkelerin ekonomik büyüklükleri arttıkça meselenin Türkiye'ye etkisi de arttı.
Yakın gelecekte ABD-AB STA'sının ticaretin tüm alanlarını (mallar ve hizmetler olarak) kapsayacağını düşünürsek bunun dışarı karşı oluşacak kotalara, doğrudan yatırım, devlet sübvansiyonları, ticaret kolaylıkları, çevre politikaları, işçi ve sendika politikaları, rekabet politikaları, kamu iştirakleri ve fikri haklar standartlarına etkisi Türkiye için son derece yıkıcı olacak.
Türkiye'nin AB ile mevcut Gümrük Birliği'nin içeriğinin yeniden güncellenmesi gerekecek, ki bu yapılsa bile Türkiye'nin bu süreçte fazla söz hakkı olamayacak. Dolayısıyla Dünya Bankası'nın raporunda da ABD-AB STA'sının, AB ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği için bir dönüm noktası olduğu açıkça belirtilmekte.
Ankara'nın ABD ile paralel olarak bir STA imzalaması ise Türkiye'nin ABD ile AB ile olandan daha derin ekonomik bir ilişki kurması anlamına gelecek. Ancak bu durumda ortaya çıkacak orantısızlık da AB'nin çok fazla işine gelmiyor.
"Türkiye ABD-AB STA'sına eklenmeli"
Dünya Bankası raporunda, Türkiye'nin ABD-AB STA'sına kısmen eklenmesini öneriyor. Örneğin hizmetleri, tarımı ve yatırımları korumayı kapsayarak AB ile daha derin bir Gümrük Birliği'ne girilmesinin kolaylaştırılabileceği belirtiliyor.
Türkiye ise buna yanaşmıyor çünkü var olan konumu ve ekonomik dinamiği ile üçüncü ülkeler ile kendi başına ayrı olarak STA müzake edebilecek durumda. Yani Türkiye "masada oturan" taraflardan biri olmak varken iki dev arasında yapılan büyük müzakerede sadece "masada konuşulan" taraf olmak istemiyor.
Türkiye; Rusya, Azerbaycan ve İran gibi ülkelerle de STA imzalamakta hevesli. Ancak AB ile var olan Gümrük Birliği nedeniyle "Ortak Ticari Politika" çerçevesinde bu yapılamıyor çünkü üçüncü ülkelerle STA'lar imzalanması için önce AB'nin bu ülkelerle antlaşmalar yapması lazım.
İki çıkış yolu ve ek çözüm önerisi
Kısaca raporda Türkiye için iki çıkış yolu belirtiliyor: İlki ABD ile AB'nin takvimine uygun şekilde gidecek paralel bir STA imzalamak. İkincisi de, AB ile yapılmış olan Gümrük Birliği'ni güncellemek ve bunun için de tıkanan müzakerelerin önünü açacak adımlar atmak.
Raporda bahsedilmeyen alternatif ise elbette Türkiye'nin Gümrük Birliği'nden tamamen çıkarak AB ile STA yapması fikri. Fakat ne Dünya Bankası, ne de AB bunu istiyor.
Bununla birlikte bir diğer ek çözüm önerisi de karar mekanizmalarına katılamayan Türkiye'nin STA'ların şekillendirilmesi noktasında katılımının sağlanması için "Ortak Müzakere" usulünün benimsenmesi ve Türkiye'nin de belli alanlarda müzakerelere taraf olabilmesi.
Örneğin; AB üçüncü bir taraf ile STA müzakere ederken, müzakereler Gümrük Birliği'ni de ilgilendirecek kritik bir noktaya ulaştığında, AB'nin Ticaret Politikaları Komitesi'ne Türkiye'nin de katılımının sağlanması. Yani, Türkiye'ye masada bir sandalye ve oy hakkı verilmesi.
"Gümrük Birliği'ni iyileştirelim" mesajı
Kabaca rapor ile Türkiye'ye, "Bakın Gümrük Birliği o kadar da kötü değil. Biz bunu daha da geliştirelim, daha da iyileştirelim" deniyor. Türk yetkililerden edindiğim bilgiye göre Ankara'nın da bu duruma fazla itirazı olmadı.
Zaten Gümrük Birliği'nden çıkılması adına en ciddi çıkışlar eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve eski AB Bakanı Egemen Bağış'tan gelmekteydi ancak her iki isim de de artık bakan değiller.
Türkiye'nin rapora resmi tepkisinin nasıl olacağını, Gümrük Birliği'nden STA'ya geçişin tamamen rafa kalkıp kalkmayacağını ise zaman gösterecek.