Anadoludan toplanan bağışlarla alınan ilk uçaklarla kurulan Türk Hava Kuvvetleri, 97. yaşını kutluyor... Turkish Air Force (TuAF)), 1911 yılında kurulan ve envanterinde 567 savaş uçağı barındıran, barışta Türk Hava Sahası'nı savunan, savaşta kara ve deniz kuvvetlerine destek veren Kuvvet Komutanlığı. Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu'dur.İşte geçmişten günümüze Türk Hava Kuvvetleri... İki kişilik Bleriot XI-b uçağından Osmanlı Ordusu’nda iki adet kullanılmış, birincisini Serasker Rıza Paşa hediye etmiş ve 1912’de hizmete girmiştir. Türk Hava Kuvvetlerinin elindeki iki Avro 504K’dan biri ; yakıt yetersizliği nedeniyle mecburi iniş nedeniyle Çine’ye inince ele geçirilen Yunan uçağıdır (Ganimet). Bu uçak Fazıl Bey tarafından yakıt ikmali yapıldıktan sonra Milli Kuvvetler’in bulunduğu Afyon’a uçurulmuştur. İkinci de 1922 Eylül’ünde İzmir’in kurtuluşundan sonra Seydiköy havaalanında uçuşa hazır vaziyette iken ele geçirilmiştir. 1923’e kadar hizmette kalmıştır. Albatros D.Va’lar 1918 yılında D.V’lerle birlikte Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Alman Birlikleri’nde görev yapmak üzere getirilmişlerdi. Savaş sonunda “Paşa Bölükleri” olarak adlandırılan bu birliklerin parklarında depolanan bu uçaklardan ikisi, Türk Hava Kuvvetleri’ne devredilmiştir. Bu uçaklardan asgari bir tanesi 1926 yılına kadar görev yapmıştır. Bir vatansever olan Erzurumlu iş adamı Nafiz (Kotan) Bey 1920 yılında İtalyanlardan 4 adet FİAT R.2 satın alır ve iki uçak satın alınması için Hükümet’e bağışta bulunur. Nafiz Bey bu uçakların İstanbul üzerinden gizlice Anadolu’ya getirilmesini ister. Uçakların İnebolu üzerinden Eskişehir’e gelmesi planlandığı için Bolu yakınlarında bir hava pisti yapılması gerekmektedir. Bu işle Teğmen Sıtkı (Tanman) ve Makinist Ferit Bey görevlendirilir. Birinci uçak İtalyan pilot tarafından İstanbul’dan hareket ederek İnebolu üzerinden Bolu’ya getirilir. Ancak uçak iniş esnasında arızalanır. İkinci uçak ise kötü hava koşulları nedeniyle 10 gün gecikme ile Bolu’ya gelir. Ancak tecrübe uçuşu esnasında iniş takımları ve pervanesi kırılır. Diğer iki uçak ise gizlice kara yolu ile Polatlı’ya getirilir. İnebolu üzerinden getirilen yedek parçalar ile onarılarak uçar duruma getirilirler ve 1. Tayyare Bölüğü’ne verilirler. Her iki uçak ta Sakarya Meydan Muharebesi’nde görev almış, biri Sakarya Savaşı sırasında 18.8.1921 tarihinde yanarak düşmüş ve mürettebatı şehit olmuş diğeri de İstiklal Savaşı’mızın devamı sırasında kaybedilmişdir. Aviatik B.1 1914 yılında Alman Automobil und Aviatikwerke AG tarafından yapılan ve aynı yıl hizmete giren bir keşif uçağıdır. Bir adet Aviatik B.1 Antalya’daki İtalyan tüccarlardan satın alınmış ve Plt. Vecihi Hürkuş tarafından 7.2.1922’de Akşehir’e getirilmiştir. Bu uçak Türk havacıları tarafından “Karga” olarak adlandırılmıştır. 1923 yılında da İtalya’dan Fiat motorlu 5 adet Aviatik daha satın alınmıştır ancak bu motorlarda sık sık yangın çıkması nedeniyle Mercedes motorlarla değiştirilmiştir. Bu uçaklar 2. Tayyare Bölüğü’ne verilmiş, bilahare okul uçağı olarak kullanılmışlardır. Bunlardan bir tanesinin adı Serçe'dir. 1924’de hizmet dışı kalmışlardır. Alman yapımı Albatros C-15, Albatros C-12’nin geliştirilmiş bir modelidir. İlk uçuşunu 1917’de yapmış, 1918’de Alman Silahlı Kuvvetleri’nde görev almaya başlamıştır. Türkiye’de 1922 yılında hizmete giren Albatros C-15’in enteresan bir hikayesi vardır. Ankara Hükümeti’nin iki elemanı, Saffet Arıkan ve Nuri Conker Beyler halkın bağışlarıyla savaş uçağı alabilmek için Almanya’ya giderler. Almanya’daki Türkler de önemli miktarda bağışta bulunur. Burada 21 adet kullanılmış Albatros C-15 bulurlar. Ancak bu uçakların düşmanın ve işgal kuvvetlerinin eline geçmemesi için çok uzun ve zor bir yol seçilir. Uçaklar karayoluyla Rusya’ya getirilirler; oradan da deniz yoluyla Samsun’a. 29.07.1922’de Yüzbaşı Sadettin Bey’in komutasında pilot, makinist ve teknisyenden meydana gelen dört kişilik bir grup mümkün olan en çok sayıda uçağı onarıp Ankara’ya getirmek üzere Samsun’a gönderilirler. Ancak hurda halindeki uçaklardan iki faal uçak meydana getirebilirler.Bu uçaklar Batı cephesi komutanlığı emrine verilirler ve Büyük Taarruz’da görev alırlar. Bu iki uçak 1923’e yılında görev dışı kalmıştır. Büyük Taarruz sonrası çekilen Yunan Kuvvetleri Alsancak Garı’ndaki vagonlar içinde büyük sayıda uçak parçaları ve demonte uçaklar bıraktılar. Bunların içinde Caudron G.3 parçaları da vardı. Bu parçalardan 3 adet Caudron G.3 üretildi(1) ve bu uçaklar İstiklal Savaşı sonrasındaki ilk eğitim uçaklarımız oldu ve başarılı bir şekilde kullanıldı. 1924-25 arası İzmir ve İstanbul halkının topladığı paralarla iki adet deniz uçağı Danimarka’da faaliyet gösteren Alman Rohrbach firmasına verildi ve uçaklar 1926 yılında ülkemize geldi. Uçaklara 1201 ve 1202 seri numaraları ile “İstanbul” ve “İzmir” isimleri verildi. Başlangıçta 1. ve 3. Dz. Ty.Bl.’lerde hizmet veren uçaklar 1928’de 31. Dz.Ty.Bl.’ne transfer edildi. 1934’de görev dışı bırakıldı. Consolidated Aircraft Corp. şirketinin temsilcisi 17 Temmuz 1933 tarihinde Ankara’da bir hava gösterisi düzenlemiştir. Gösteride uçaklar çok beğenilmiş, özellikle hava akrobasisinde kullanılmak ve akrobasi pilotu yetiştirmek üzere 12 adet satın alınmıştır . ABD’de “1930 Fleet” olarak tanınan bu uçaklar Eskişehir’de Hava okulu’nda konuşlandırılmıştır. 1943 yılından itibaren birlikler arası irtibat uçağı olarak kullanılmış, 1945 yılında da görev dışı bırakılmıştır. Morane Saulnier MS.406C1’ler İngiltere ve Fransa ile imzalanan andlaşma gereği Fransa tarafından verilmesi vaad edilen 40 uçaktır. 30 Uçaklık ilk parti 14.Kasım 1939’da gemi ile İstanbul’a gelmiş ve Yeşilköy’de Fransız teknisyenlerin de yardımıyla monte edilerek görev almak üzere Kütahya’daki 4.Alay’ın 11. Taburu’nun 43. ve 48. Bölükler’ine sevk edilmiştir. Türkiye’ye toplam 14 adet “Kittyhawk-1” 1943’ın ilk yarısında geldi. İlk 3 uçak 31.03.1943’de bakiye ise 01.05.1943’de geldi. Gelen uçakların tamamı 6. Alay, 2. Tabur, 3. ve 4. Bölükler’e tahsis edildi. Ancak iyi durumda olmayan bu uçaklar 1944’den itibaren Spitfire Mk.V’lerle değiştirilmeye başlandı. Sağlam olan 9 adet uçak ise 1948’e kadar Spitfire’lar için eğitim uçağı olarak kullanıldı. Türk Hava Kuvvetleri’nde çok motorlu eğitim uçağı ihtiyacını karşılamak üzere 50 adet yeni Oxford Mk-1 satın alınmış ve Mısır üzerinden Türkiye’ye getirilmiştir (1941). 1946 yılında da eğitim, ambulans ve VIP nakliye uçağı olarak kullanılmak üzere 30 adet Oxford Mk-2 ve 2 adet Consul satın alınmıştır. 30 adet Mk-2’in 20’si eğitim, 10’u ise ambulans olarak kullanılmıştır. Consul’lar ise VIP nakliye uçağı olarak kullanılmışlardır. Bu uçaklar 1952 yılına kadar hizmette kalmış, 1949’dan itibaren AT-11’ler ile değiştirilmeye başlanmıştır. THKv 3 adet bombardıman alayını donatmak üzere de Havilland “Mosquito”ları seçmiş ve bu uçakları İngiliz Fairey Aviation’a sipariş etmiştir. Ocak 1947 ile Nisan 1948 arası uçaklar teslim edilmiştir. Fairey Aviation ile THKv’nin envanterindeki uçak miktarları ve seri numaraları birbirlerini tutmamaktadır. THKv’de 10 adet Mk.III(T) torpido modeli ile 122 adet Mk.IV av-bombardıman modeli görülmekle beraber bu rakamlar Fairey Aviation’da 10 adet Mk.III ve 132 adet Mk.IV olarak gözükmektedir. AT-11 ABD’li Beechcraft firmasının 1935’de geliştirdiği Model-18’in bir varyasyonudur ve ABD’de gelişmiş eğitim uçağı (advanced trainer) ve bombardıman eğitim uçağı olarak kullanılmıştır. Alçak tek kanatlı bu uçağın tasarım çalışmaları 1937’de başlamış,1939’da da imalata girmiş ve 1940’dan itibaren de dış satımlara başlanmıştır. Toplam 9388 adet üretilen bu uçağın 2000 yılında 250den fazlası hizmette bulunmaktaydı. P-47’ler 2.Dünya Savaşı’nın en meşhur uçaklarındandır. İlk uçuşunu 6 Mayıs 1941’de yapmış, toplam 15677 adet üretilmiştir. 2.Dünya Savaşı sonrası ABD askeri yardımı dahilinde toplam 180 adet P-47D gelmiştir. Uçakların tamamı 1948 yılında gelmiş ve 9., 5. ve 8. Hava Alayları’na tahsis edilmişlerdir. T-6 “Texan” ileri eğitim uçağı havacılık tarihinde en çok kullanılan uçaklardan biridir. Türkiye’ye MAP (Askeri Yardım Programı) kapsamında 1948-1958 arası değişik modellerde toplam 196 adet T-6 gelmiştir THKv’nde toplam 479 adet F-84G görev yapmıştır. Bu uçaklardan 358’i doğrudan USAF’tan ülkemize gelmiş, bakiye 121 uçak ise değişik NATO ülkelerinden ülkemize transfer edilmiştir. İlk sekiz F-84G 29.03.1952’de uçarak ülkemize gelmiş ve 9.Hava Üssü’nde konuşlandırılmıştır. Bunu aynı yılın ikinci yarısında 6. ve 8. HÜ’leri takip etmiştir. Son olarak ta 1953 yılında 1.HÜ F-84G’lerle teçhiz edilmiştir. 1953 sonunda toplam 12 filonun standart av-bombardıman uçağı olmuştur Amerikan North American Aviation firması yapımı F-86’lar, F-15’lerin doğuşuna kadar USAF tarafından kullanılmış ilk ve tek hava üstünlük savaşçı, hava muharebe uçağıdır.THK 107 F-86 adet kullandı. THKv’nde toplam 83(*) adet RF-84F “Thunderflash” görev yapmıştır. Bu uçaklar değişik zamanlarda değişik menşelerden gelmiştir. 14 uçak 1956’da, 19 uçak 1957’de ve 13 uçak 1958’de MAP dahilinde ABD’den gelmiştir. Bundan sonraki teslimatlar 1959-1966 arası değişik NATO ülkelerinin birliklerinden kaydırılan uçaklardan ibaret olup Fransız, Alman ve Hollanda Hava Kuvvetleri’nden gelmiştir.1976’da RF-5A’ların, 1980’de de RF-4E’lerin gelişi ile görev dışı kalmışlardır. F-104G USAF tarafından sınırlı sayılarda gündüz muharebe uçağı olarak kullanılan F-104C’ nin Avrupa’da üretilen versiyonudur.Türkiye MAP programı dahilinde F-104G’leri alan ilk ülkelerden biridir Temel jet eğitimi vermek amacıyla toplam 50 adet T-37C MAP dahilinde ABD’den alınmıştır. İlk beş uçak 1963’de gelmiş, bakiye ise değişik partiler halinde 1967 sonuna kadar teslim edilmiştir Northrop firması tarafından tasarlanan ve üretilen F-5 ABD havacılık endüstrisinin en başarılı ihraç ürünlerinden biridir.1965 yılından itibaren THKv, MAP programı dahilinde 75 adet F-5A, 20 adet RF-5A ve 13 adet F-5B aldı. Türk Hava Kuvvetleri 1970’li yıllarda önemli “Phantom” kullanıcılarından biri olmuştur. THvKK’lığı bir kısmı yeni sipariş, bir kısmı da diğer NATO ülkelerinden transfer olarak toplam 236 “Phantom”a sahip olmuştur, Bunlardan 182’si F-4E’dir F-16 Fighting Falcon (Türkçe: Savaşan Şahin), F-16 çok amaçlı bir av-bombardıman uçağıdır. Silahlarını hava ve kara hedeflerine çok yüksek hassasiyetle sevk edebilir. F-16 nın yapımında F-15 ve F-111 gibi kendini ispatlamış uçakların teknolojilerinden yararlanılmıştır. F-16 güçlü radarı sayesinde alçaktan uçan uçakları bile tespit edebilir. F-16'nın manevra kabiliyeti çok yüksek ve atiktir Türkiye'nin kullandığı F16'lar block 30, block 40, block 50 olup ; otuz adet block 50+ nın alınması onaylanmıştır. F-16 uçakları Türk Hava Kuvvetleri envanterine girmiş, yüksek ve gelişmiş teknolojinin en son ürünlerindendir. Hava Kuvvetlerinde C ve D serisi kullanılmaktadır. Çok zor şartlar ve imkansızlıklara rağmen ulusal mücadelenin kazanılmasında önemli rol oynayan ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Anadolu'nun dört bir yanındaki vatandaşların bağışlarıyla alınan uçaklarla güçlenen Türk Hava Kuvvetleri, en son teknolojik imkanları kullandığı günümüzde dünyanın sayılı hava güçleri arasında yer alıyor. Büyük Önder Atatürk'ün 'istikbal' olarak gösterdiği semalarda görevini en iyi şekilde yerine getiren ve her geçen gün gücüne güç katan Türk pilotları, dostun güveni, düşmanın kabusu oluyor.