Dünden bugüne Ağca!
Abone olMehmet Ali Ağca 24 yıl cezaevinde kaldıktan sonra yakında tahliye olacak. İşte dünden bugüne Ağca günlüğü!
Gazeteci-yazar Abdi İpekçi'nin öldürülmesine ilişkin idam, Papa 2. Jean Paul'e yönelik suikast girişimi nedeniyle de müebbet hapis cezasına çarptırılan Mehmet Ali Ağca (48), yaklaşık 24 yıl cezaevlerinde kaldıktan sonra tahliye olacak. AA muhabirinin, önümüzdeki günlerde Kartal H Tipi Cezaevi'nden tahliye olması beklenen Mehmet Ali Ağca'ya ilişkin derlediği bilgilere göre, gazeteci-yazar Abdi İpekçi'nin 1 Şubat 1979'da öldürülmesi olayına ilişkin 25 Haziran 1979'da gözaltına alınan Ağca, 11 Temmuz 1979'da tutuklandı. Ağca, 25 Kasım 1979 tarihinde ise tutuklu bulunduğu Maltepe Askeri Cezaevi'nden firar etti. İpekçi'nin öldürülmesine ilişkin İstanbul 1 No'lu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi'nde gıyabında yargılanan Ağca'ya, 28 Nisan 1980'de idam cezası verildi. Papa 2. Jean Paul'e yönelik 13 Mayıs 1981'de Saint Pierre Meydanı'nda suikast girişiminde bulunan Mehmet Ali Ağca, olay sonrası yakalanarak müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Olaydan sonra Ağca'yı ''vicdanen affettiğini'' belirten Papa 2. Jean Paul, 28 Aralık 1983'te de Ağca'yı hücresinde ziyaret etti. Ağca, 1996 yılında bir İtalyan televizyonuna verdiği röportajda, 15 yıldır tutuklu bulunduğunu, Vatikan'dan kendisini affetmesini ve serbest bırakmasını istediğini söyledi. Vatikan'dan bu röportaja ilişkin yapılan yazılı açıklamada, Mehmet Ali Ağca'nın salıverilmesi için herhangi bir girişim olmadığı belirtilerek, Papa 2. Jean Paul'un Ağca'yı zaten affettiği kaydedildi. MESİH İDDİASI Ağca, 14 Mayıs 1996'da AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Bundan böyle, toplumun iyiliği için ne yapmak istiyorsunuz?'' şeklindeki bir soruya şöyle karşılık verdi: ''Şunun çok açık bir şekilde bilinmesini istiyorum ki, ben İsa'yım. Hıristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanlar tarafından beklenen tek adamım. Ben, yeryüzünde, Mehdi'nin vücuda gelmiş haliyim. Benim ödevim, özellikle sürekli vahiy bildirmektir. Teolojik olarak bu, Müslümanlıkla da uyuşuyor. Müslümanlar da beni Müslüman olarak bekliyor. Mehdi, sadece İsa demek. Ben, vaazlarımla, kitaplarımla ve birkaç büyük mucizeyle dünyayı ve karanlığa sürüklenmiş halkımızı aydınlatacağımı ümid ediyorum.'' AĞCA'NIN AVUKATLARINDAN AF VE İADE TALEBİ Ağca'nın avukatları Marina Magistrelli ve Gianni Marasca, 1996 yılının Eylül ayında İtalyan Adalet Bakanlığı'na resmen başvurarak, Ağca'nın Türkiye'ye iadesini talep etti. Ağca'nın avukatları, taleplerini, İtalyan Anayasası'nda da yer alan ''Bir tutuklunun, cezasını ileride kendi toplumuna yeniden katılabileceği bir çevrede, özellikle de cezasının son kısmını ailesine yakın geçirmesi'' prensibine dayandırdı. Avukatlar, aynı zamanda dönemin İtalya Cumhurbaşkanı Oscar Luigi Scalfaro'ya gönderdikleri bir dilekçeyle de Ağca için af veya ceza indirimi istedi. Bu talebin ardından Ağca ve avukatları, çeşitli şekillerde bu isteklerini tekrarladı. Ağca da birçok kez Papa 2. Jean Paul'e bu konuya ilişkin mektup gönderdi. Ağca'nın Mart 1999'da Papa'ya bir mektup yazarak, 2000 yılı kutlamaları nedeniyle affını, hiç olmazsa Türkiye'ye iadesini istemesi üzerine 18 Mart 1999'da bir açıklama yapan Vatikan sözcüsü Joaquin Navarro Valls, Papa'nın, Ağca'nın affına veya Türkiye'ye iadesine karşı olmadığı belirterek, dönemin Adalet Bakanı Oliviero Diliberto'nun bu konuda karar vermesi gerektiğini ifade etti. Vatikan'ın 2000 yılının Mayıs ayında yaptığı açıklamada, ''1917 yılında Portekiz'in Fatima Köyü'nde göründüğü 3 çoban çocuğa 3 sır veren Meryem Ana'nın verdiği son sır, Papa suikastıydı'' denilmesinden sonra Ağca ile görüşen avukatı Marina Magistrelli, ''Ağca, 1985 yılında Fatima'nın üçüncü sırrının açıklanmasını istiyordu. Bu olaya alet olduğundan dolayı oldukça şüpheliydi. Ondan dolayı da (Meryem Ana'yı gören 3 çocuktan şu anda hayatta olan Lucia Santos tüm bunları biliyordu. Silahı elime Şeytan verdi) diye söyledi'' açıklamasını yaptı. İtalya Cumhurbaşkanlığı sözcüsü, 13 Haziran 2000'de Cumhurbaşkanı Carlo Azeglio Ciampi'nin Mehmet Ali Ağca'nın affını, Adalet Bakanı Piero Fassino'nun ise Türkiye'ye iade kararını imzaladığını açıkladı. TÜRKİYE'YE İADESİ VE YARGILANMASI Ancona Cezaevi'nde 19 yıl tutuklu kalan Ağca, 14 Haziran 2000 tarihinde özel bir uçakla İstanbul'a getirilerek, hakkındaki yakalama emri uyarınca Kartal H Tipi Cezaevi'ne konuldu. Ağca, birleştirilen 2 ayrı dava kapsamında Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 3 Nisan 1979'da Cengiz Aydos'un sahibi olduğu 34 EL 919 plakalı taksinin gasp edilmesi, 4 Nisan 1979'da Koşuyolu Fruko Gazoz deposundan para alınması, 22 Mart 1979'da Kızıltoprak'taki Yıldırım Kuyumcusu'nun soyulması olaylarına ilişkin yargılandı. Mahkeme heyeti, 18 Aralık 2000 tarihinde davayı karara bağlayarak, Kızıltoprak'taki Yıldırım Kuyumcusu'nun soyulması ve 6136 sayılı ''Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet'' suçlarından açılan davanın zaman aşımı nedeniyle düşmesine hükmetti. Mahkeme heyeti, Ağca'yı, Cengiz Aydos'un kullandığı ticari otomobilin gasp edilmesi ve Fruko Gazoz Deposu'nun kasasından para alınması olaylarına ilişkin ise toplam 36 yıl ağır hapis cezasına çarptırdı. Ağca'nın avukatlarının, müvekkilin 4616 sayılı Şartla Salıverme ve Cezaların Ertelenmesine İlişkin Yasa'dan faydalanması ve bu kapsamda serbest bırakılması için 2000 yılı Aralık ayında yaptıkları başvuru, Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce reddedildi. Avukatlar, bu karara yaptıkları itirazlardan da sonuç alamadı. Mehmet Ali Ağca'nın, gazeteci-yazar Abdi İpekçi'nin öldürülmesine ilişkin olarak çarptırıldığı idam cezasının infazı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın geçici 1. maddesinin ''8 Nisan 1991 tarihine kadar işlenen suçlarda verilen idam cezalarının uygulanamayacağını, bunun yerine 10 yıl boyunca hapiste kalmayı' öngörmesi nedeniyle 10 yıl hapis cezası haline geldi. Ağca'nın ''gasp'' suçundan aldığı 36 yıllık ağır hapis cezasının infazı da 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasası'nın ilgili maddesi uyarınca 7 yıl 2 aya dönüştü. Ağca, yeni TCK'daki lehine olan hükümler de göz önüne alınarak önümüzdeki günlerde cezaevinden tahliye edilecek.