Dündar'dan şok eden fotoğraf
Abone olUğur Dündar'ın sansüre takılan, yayınlanması halinde ikinci bir "Susurluk" olayını akıllara getirecek olan Gürpınar araştırmasında, akıllara durgunluk veren gelişme...
Gürpınar’daki arazi yağmasını araştıran Uğur Dündar, iki
Yargıtay üyesini, arazileri yağma eden bir çete sanığı ile aynı
masada gösteren şok bir fotoğrafa ulaştı. İstanbul Gürpınar’daki
arazi yağmasını araştıran araştırmacı gazeteci ve CNN Türk’teki
Arena programının yönetmeni Uğur Dündar, iki yargıtay üyesini,
arazileri yağma eden bir çete sanığı ile aynı masada gösteren şok
bir fotoğrafa ulaştı. SÖZ konusu fotoğraf, Gürpınar Belediyesi ile
ilgili soruşturmayı yapan jandarma komutanının eski Büyükçekmece
Savcısı Mehmet Tiftikçi’ye sunduğu rapora konu oldu. Rapor, arazi
yağmacılığı ile ilgili dehşet iddia ve tespitlerle dolu.
Jandarmanın, ‘Bu yolsuzluk aysbergine karışanların isimleri ve
kimlikleri öylesine büyüktür ki yargı ve kolluk güçleri
ürkmektedirler’ dediği raporu Uğur Dündar CNN Türk’te ekrana
getirmek istedi, ancak yayın durduruldu. Fotağrafta, Hákimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Eski Başkan Vekili ve Yargıtay 3.
Ceza Dairesi üyesi, Neşter-2 operasyonunda adı sık sık gündeme
gelen, geçtiğimiz günlerde mesleği bırakması önerilen Ergül Günyel,
halen Kavaklı Beylikdüzü dosyasında çete suçlamasıyla yargılanan
sanıklardan Belediye Meclis Üyesi Recep Cahit Doğan ve o davanın
gizli tanıklarından Ç.A. ile içki sofrasında görülüyor. Sofrada
ayrıca Neşter 2 soruşturmasında adı geçen Yargıtay üyesi Seyfettin
Çilesiz de yer alıyor. Fotoğrafta ayrıca, kimliği henüz
belirlenemeyen bir savcı da bulunuyor. Söz konusu davada yargılanan
Meclis üyesi Recep Cahit Doğan ile Belediye Başkanı Orhan
Tıraşoğlu, işbaşına gelir gelmez, Adakan Vakfı’na ait arazileri
yasadışı olarak kamulaştırmak, Megakent Kooperatifler Birliği diye
bir birlik ve ona bağlı alt kooperatifler kurduğu iddia ediliyor.
Bütün satışları, para transferlerini Recep Cahit Doğan’ın yaptığı,
arsa tahsislerinin de yapılan satışların, toplanan paraların da
yasa dışı olduğu öne sürülüyor. Recep Cahit Doğan’ın adı,
Megakent’e arsa tahsisine karşı çıkan bir meclis üyesinin vurulması
olayına da karıştı. Ç.A. ise Megakent Kooperatifler Birliği’nin ilk
yöneticisiydi. Jandarmaya verdiği çok önemli rüşvet belgelerinden
dolayı tanık statüsüne alındı. Milyonlarca dolarlık soygunun kilit
tanığı Ç.A.’nın itirafları, Orhan Tıraşoğlu’nun cezaevine
girmesinde önemli rol oynadı. Uğur Dündar, programının yayınının
durdurulması üzerine dün yaptığı basın toplantısında ulaştığı
bilgileri şöyle anlattı: ‘Raporda geçmişte Türkiye’yi yöneten çok
önemli devlet büyükleri, bazı emekli ve halen görevde olan
subaylar, iki emekli orgeneralin adı geçmektedir. Bu rapor, ikinci
bir Susurluk, hatta Susurluk’tan öte büyük bir aysbergle karşı
karşıya olduğumuzun işaretlerini yansıtmaktadır. Jandarma komutanı
hazırladığı raporda aynen şu ifadeyi kullanıyor: ‘Bu yolsuzluk
aysbergine karışanların isimleri ve kimlikleri öylesine büyüktür ki
bu mücadelede adı geçenlerin kimliklerinden ve isimlerinden
ürkülmektedir.’ Buradaki rant öylesine büyüktür ki milyar
dolarlarla ifade edilmektedir. Hatta Gürpınar Belediyesi eski
başkan yardımcılarından biri jandarmaya verdiği ifadede bu
bölgedeki rantla Türkiye’nin borçlarının bile ödenebileceğini iddia
etmektedir.’ Bu bir sansürdür Öönceki akşam CNN Türk’te
yayınlanacak olan Arena programı Gürpınar Belediye Başkanı
Veliittin Küçük’ün başvurusu üzerine Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk
Mahkemesi tarafından engellendi. Yayının durdurulması üzerine dün,
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti’nin lokalinde bir basın açıklaması
yapan Uğur Dündar kararın sansür niteliğinde olduğunu kaydederek,
‘Yolsuzluklarla mücadelede alnımızın ortasına bir kurşun yedik’
dedi. Uğur Dündar açıklamasında şu ayrıntılara yer verdi: ‘Karar
bize itirazı mümkün kılmayacak şekilde yayına iki saat kala tebliğ
edildi. Yayının durdurulması için başvuran Gürpınar Belediye
Başkanı Velittin Küçük, halen aynı adliyede mal bildiriminde
bulunmama ve ihaleye fesat karıştırma iddiasıyla yargılanıyor.
Programımızın duyurusu 10 gündür yapılmaktadır. Bu duyurularda
yayının içeriğine yönelik en küçük bir emare bulunmamaktadır. Kaset
seyredilmeden, kasetin içeriğindeki haberin niteliği bilinmeden
sadece bir belediye başkanının başvurusuna dayanarak ve onun
iddiasını doğru varsayarak yayının durdurulması kararı bize göre
maalesef bir sansürdür. AB sürecindeki Türkiye’de bu bir
skandaldır. Bu kaseti Günter Verheugen’e mi göndermemiz
istenmektedir.’ SABAH