Dün Menderes'e bugün Erdoğan'a
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Erdoğan'ın ofisinde bulunan dinleme cihazlarıyla ilgili konuştu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu,
rahmetli Menderes ve Özal'a yapılanların bugün AK Parti hükümetine
yapılmak istendiğini iddia etti. Soylu'ya göre Erdoğan kıskaca
alınmak isteniyor.
Kanal 5’te yayınlanan Son Gündem programında katılan AK Parti Genel
Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, gündeme dair önemli açıklamalarda
bulundu.
"AMAÇ BAŞARI İLE YÖRÜNGESİNE OTURAN GÖKTÜRK-2
UYDUSUDUR"
ODTÜ olaylarını değerlendiren Soylu, “Amaç büyük bir başarı ile
yörüngesine oturan Göktürk-2 uydusudur.” diyerek, yapılanların
itibarsızlaştırmaya çalışıldığını, muhalefetin sergilediği tutumun
ise tam bir çaresizlik olduğunu söyledi. Soylu, “Sanki uzaya bir
sapanla taş fırlatılıyormuş gibi davrananlar, çantalarında molotof
bombalarını görmezden gelerek, dikkatleri polisin üzerine çekmeye
çalışıyorlar. 'Bizim üniversitemize bu yakışır mı? Bilim dünyasına
bu yakışır mı?' demeden dikkatleri polislerin üzerine çekmeye
çalışıyorlar. Burada amaç büyük bir başarı ile yörüngesine oturan
Göktürk-2 uydusudur. Yapılanları itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Ama
amaçlarına ulaşamayacaklar. Türkiye istikrarı yakalayan bir ülke
durumuna gelmiştir. Kimse buna engel olamayacaktır. Muhalefetin
sergilediği tutum ise tam bir çaresizliktir.” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ofisinde dinleme cihazları
bulunması hakkında ise Soylu, milletin 2002 yılında ülkenin
geleceğini belirleyen adımı attığını ve yeni bir yol çizdiğinin
altını çizerek, bu oluşan demokratik yapının bazı kesimlerin hoşuna
gitmediğini vurguladı. Hükümetin siyasi hareketlerini
kısıtlayanların demokratikleşmeden huzursuz olduğuna dikkat çeken
Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dün rahmetli Menderes ve Özal’a
yapılanlar bugün AK Parti hükümetine yapılmak isteniyor.
Başbakanımız Sayın Erdoğan’ı kıskaca almak, komplo kurma çabası
içindeler. İşte en son böcek yerleştirerek bunu yapma çabası içinde
oldukları görüldü. Bunlar eski alışkanlıklar. Milletin çıkarlarını
düşünmeyen unsurlar. Ve halen devredeler.”
"YÜZLERCE YILDIR OYNANAN TÜM OYUNLAR ARTIK SON
BULUYOR"
Paralel devlet denilen yapının 21. yüzyılın başından itibaren,
Türkiye demokratikleştikçe, ters orantılı olarak tasfiye olduğunu
kaydeden Soylu, “Türkiye de demokrasi geliştikçe derin yapıların
alanları da daralıyor. Dün milletin, özgürlük alanını, temel hak ve
hürriyetini daraltanlar, milleti yönetmeye çalışan yapılar bugün
istemeyerek de olsa iktidarı bırakmak zorunda kalıyorlar. Yüzlerce
yıldır bu ülke üzerinde oynan tüm oyunlar artık son buluyor. Bu
ülkenin yönetimi gerçek iktidar sahibi olan milletin eline
geçiyor.” ifadelerini kullandı.
"ÖNÜMÜZDEKİ 3 SEÇİM GERİDE BIRAKTIĞIMIZ SEÇİMLERDEN 10 KAT
DAHA ÖNEMLİ"
Yerel, genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine de değinen Soylu,
Türkiye’nin dönem dönem kritik seçimleri olduğuna dikkat çekerek,
şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin kritik seçimleri vardır.
Bunlardan bir tanesi 14 Mayıs 1950 seçimidir. İkinci kritik seçim
1983’tür. 80 darbesi sonrası askerin taraf olduğu. milletin
yönlendirilmeye çalışıldığı seçimdir. Burada millet yönlendirmeleri
değil kendi vicdanını, kendi düşüncesini sandığa yansıtmıştır. Ve
rahmetli Özal iktidar olmuştur. Üçüncü kritik seçim 3 Kasım
2002’dir. Yani 28 Şubat'tan sonra millet kendi iradesini ortaya
koymuştur. Vesayet rejiminin hüküm sürdüğü bir dönemde millet
iradesini ortaya koymuştur. O dönemde askerlerin Meclis'te
oturduğu, hakkın hukukun sümen altı edildiği, Yüksek Askeri Şura
(YAŞ) kararlarının hüküm sürdüğü ülkeden bugün geldiğimiz noktada
olmak bir hayaldi. İşte şimdi Türkiye’nin önünde 3 kritik seçim
daha var. Ve geride bıraktığımız seçimlerden 10 kat daha önemli
seçim.”
Herkesin aklında ‘Bu derin devlet Türkiye’nin bu gidişatına bir
engel koyar mı?’ diye bir sorunun olduğunu anlatan Soylu, bu
karanlık geçmişi tarihe gömmek için önümüzdeki 3 seçimin çok önemli
olduğunu vurguladı.
"ULUDERE'DE GEREKENİN YAPILACAĞINDAN KİMSENİN ŞÜPHESİ
OLMASIN"
34 kişinin can verdiği Uludere olayında yaşananların her insanın
vicdanını sızlattığını aktaran Soylu, burada önemli olanın, burada
siyasi istismar yerine bu meselenin doğru olarak ele alınması
olduğunu bildirdi. Olay olduktan sonra yapılanlara bakmak
gerekirse, hassasiyetlerinin aslında ortada olduğunu belirten
Soylu, "Devlet, siyaset ve yargı olayın takipçisidir. Olay yerine
siyasetçiler gitti. Çalışmalar yapıldı. İncelemeler yapıldı. Bizim
burada amacımız gerçek neyse onun açığa çıkarılmasıdır.
Dezenformasyona engel olarak, doğru sonucu ortaya çıkarmak
gerekiyor. Tüm çabamız bu… Ortada kimin suçu yada hatası varsa
mevkisine bakılmadan hukuk çerçevesinde gerekenin yapılacağından
kimsenin şüphesi olmasın.” şeklinde konuştu.