Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Bu yazıyı yazarken saate baktım…
10.45…
Önümdeki tvitin altındaki saate baktım.
“1 Saat önce” atılmış.
Yani 09.45 diyebilirsiniz…
Bir satten beri bu tiviti değerlendirmeye çalışıyorum.
Ankara’yı çok iyi bilen bir gazeteci dostumu aradım.
Benimle aynı fikirdeydi.
“Çok önemli ve sürpriz bir mesaj” dedi…
Önemi de mesajı atan kişiden geliyordu.
Çünkü üzerinde “Recep Tayyip Erdoğan” yazıyordu.
Fake yani sahte hesap da değil…
Yanında mavi işareti var.
Tivitin atıldığı saatlerde Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul Maltepe
mitingine hazırlanıyor.
Muhalifi kanallar bütün güçleriyle yüklenmişler.
İşte tam öyle bir anda geldi Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gözlerimi
faltaşı gibi açan sürpiz bir Twitter mesajı….
Ama gelin önce mesajı birlikte okuyalım.
“Tarihimizin en önemli seçimleri olan 14 Mayıs’tan Allah’ın
izniyle yine zaferle çıkacağız.
Peki, bu seçimlerde kimler kazanacak?
Genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle 85 milyonun her bir ferdi
kazanacak.
Doğusu, batısı, kuzeyi ve güneyiyle 81 vilayetimizin tamamı
kazanacak.
Türkler, Kürtler, Araplar, Sünniler, Alevilerle birlikte
toplumumuzun tüm kesimleri, Türkiye’nin bütün renkleri
kazanacak.
Hristiyan’ıyla, Musevi’siyle, Süryani’siyle farklı inançlara mensup
tüm vatandaşlarımız kazanacak.”
Mesaj devam ediyor:
“AK Parti ve Cumhur İttifakı kadar CHP’ye, İYİ Parti’ye, Saadet
Partisi'ne ve diğer partilere gönül vermiş vatandaşlarımız da
kazanacak.
Milletimizle birlikte “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” çağrımıza kulak
veren Asya ve Afrika’daki yüz milyonlar kazanacak.
Ay yıldızlı al bayrağımızı görünce huzur bulan, kendini güvende
hisseden soydaşlarımız kazanacak.
Ülkemizin ve dünyanın dört bir yanında Türkiye’nin başarısı için
dua edenler kazanacak.
Yani hangi etnik kökene, mezhebe, dünya görüşüne sahip olursa olsun
tüm Türkiye kazanacak; gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimiz
kazanacak, mazlum ve mağdurlar kazanacak.”
Mesaja devam ediyoruz:
“14 Mayıs inşallah hepimizin bayramı, gurur günü, Türk
demokrasisinin şöleni olacak.
Bunun için kimse karamsarlığa kapılmasın, kimse kendini dışlanmış
hissetmesin.
Hiç ama hiç kimse ülkemizin aydınlık ve müreffeh yarınlarına dair
inancını yitirmesin.”
Buraya kadar şaşırtıcı…
Yirmi 20 yıldır zaferden sonra yapılan balkon konuşması sanki
önceden yapılmış gibi bir mesaj…
Yani muhtemel galibin olduğu kadar muhtemel mağlubun konuşması
olarak da yorumlanabilir.
Ancak asıl şaşırtıcı olan hemen altındaki cümleler.
Bakın ne diyor Cumhurbaşkanı:
“Siyasetin özünde var olan tatlı rekabetin siyasi husumete
dönüştürülmesine lütfen fırsat vermeyelim.
Birliğimize, beraberliğimize, bu topraklardaki bin yıllık
kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkalım.
Muhabbetimizi güçlendirelim, kırgınlıkları giderelim, bir gönüle
daha girelim.”
Mesaj açık:
Rekabeti husumete çevirmeyelim.
Şöyle de diyebilirsiniz:
Rövanşist olmayalım, intikam peşinde koşmayalım..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 20 yıldır tanıyoruz.
İşte bu hiç alışık olmadığımız bir cümle…
Hele hele doruğuna çıkmış ötekileştirici bir seçim kampanyasının en
kritik günlerinde edeceği sözler hiç değil.
Gelin daha geçen haftaya dönelim…
Cumhurbaşkanını Sultanahnmet Camii’nin avlusunda söylediklerini
hatırlayalım.
Cami avlusunda Kılıçdaroğlu’nu yuhalatmaya giden o “İmaları”
hatırlayalım.…
Ve daha dün “Bunlar oy vermek vacip değildir” diyerek, Allah’ın
adını direk parti kürsüsüne kadar indiren sözlerini…
“Zafer alnı secdeye varanların olacaktır” panolarını…
Peki dün gece ne oldu da bu sabah uyandığımızda, CHP’nin en
büyük mitingine saatler kala Cumhurbaşkanının bizzat mavi noktalı
kendi hesabından böyle bir mesajla uyandık…
Dahası var…
Aynı saatlerde Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, bildiğimiz
sağduyusu ile “Seçimi kim kazanırsa saygıyla karşılayacağız” mesajı
televizyonlarda okunuyordu.…
Sahi dün gece Külliye’de bir şeyler mi oldu?
İstihbarata dayalı bir soru değil bu. Çünkü gerçekten
bilmiyorum…
Aklıma sadece bazı sorular geliyor…
(*) Acaba devletin bazı sağduyulu kurumlarından, Erdoğan’ın
güvendiği bazı yetkililerden bir tavsiye mi geldi?
İkinci soru şu:
(*) Önlerine gelen anketler acaba bu fanatizmi bile geçen
“Ötekileştirme politikasının ters tepmeye başladığı mı
gösteriyor?
Veya;
(*) Seçime hile karıştırılacağı ve iktidarın zor kullanılarak
devredilmeyeceği yolundaki iddiaların giderek ciddi bir algıya
dönüştüğü mü anlaşıldı?…
(*) Veya seçimde muhtemel bir yenilginin şimdiden barışcı,
uzlaşmacı bir zemine oturtulması gayreti mi…
Tabi asıl soru şu:
Bu mesajın gerçek adresi kim?
Eğer adres Millet İttifakı’nın giderek daha barışçı bir kampanya
yapan Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğu ise o zaten cevabını
çok önceden vermişti:
Geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanının söylediklerini kampanyada
söylenebilecek sözler olarak gördüğünü dile getirmişti. Onun
gözünde asıl mesele seçim sonucunu darbe olarak gören Soylu’nun
sözleriydi.
Geriye İçişleri akanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Bozdağ’ın
sorumsuzluk çizgisini aşıp, neredeyse “Seçilseler bile vermeyiz”
yorumuna kadar gidecek sözleri kalıyor…
Açıkça söyleyeyim.
Eğer öyleyse adres doğrudur.
Yetmlişbeş yıllık hayatım boyunca bir seçim kampanyasında duyduğum
en tehlikeli sözlerdi…
Benim için bu soruların doğru olup olmaması, üzerine yaptığım
tahminler hiç önemli değil…
Ama seçime 9 gün kala sabah uyandığımızda Külliye’den gelen bu
sürpriz mesajı çok ilginç buldum…
Külliye’de ve Devlette sağduyulu insanlar devreye girdiyse ve
etkili olmaya başlamışsa bu umut verici bir şey.
İşte bu ihtimali önemsiyorum…
Ama samimi midir?
Umarım öyledir.
Çünkü 75 yıllık hayatımda yaşadığım hiçbir seçim beni bu kadar
endişelendirmedi…
Ve giderek sorumsuzlaşan, daha tehlikeli boyutlara gelen bu
kampanyanın bir noktada şimdiden böyle bir centilmenler anlaşmasına
bağlanmasını ihtimalini bile önemsiyorum.
Tabii bitirmedren8 şunu da ekleme ihtiyacı duyuyorum.
Son 20 yılda seçim sonrası balkon konuşmalarından çok
düşkırıklığına uğradık.
Yani galip bir Erdoğan’a güvenmemeyi öğrendik.
Umarım galip ve mağlup olduğunu bilmeden önce attığı bu sürpriz
tvit samimidir.