Duman, tavukculuğa merak sarmış
Abone olSelahattin Duman'a göre gazeteci olmak hiç kolay değil. Duman, bir gazetecinin herşeyden anlaması gerektiğini vurguladı. Vurgulananlar içinde Tavukculuk da var...
Vatan yazarlarından Selahattin Duman, gazetecinin anlaması geren
bazı mesleklerden bahsetmiş. İçinde Tavukçuluğun da olduğu bu
mesleklerden "Tavukçuluk sektörüne katkı" başlıklı yazısında
bahsetmiş...
İyi bir gazeteci tavukçuluktan, arıcılıktan ve çiçek bakımından
anlamalıdır.. Hatta öyle iyi anlamalıdır ki bu konuda istendiğinde
kitap yazabilecek düzeyde olmalıdır.. Benim gibi, derken
övünmüyorum.. Bu sektörlere yaptığım katkılar aklıma geldi de..
Bizim gazetede gördüm haberini.. "Türk tavukları Türkiye'yi aştı.."
diye başlık atmışlardı..
Tavukçuluk, sizin bilmediğiniz bir sebepten ilgi ve uzmanlık
alanıma girdiği için haberi bir solukta okudum.. Atabey, Atak ve
Atak S adını verdiğimiz üç tıp yerli tavuk tipi yaratmışız..
Bunların tamamı yumurtacı..
Öyle yem eşeleyip, bir şey vermeden horozun kaprislerine boyun eğen
tavuklardan değil.. Sadece Türkmenistan'a bunlardan dört yüz bin
adet civciv satmışız..
Ne mutlu bize.. Ayrıca ne mutlu bana..
***
Bu sektör bu günlere gelmişse bunda benim de katkım vardır.. Neden
derseniz, bir vakitler "Tavukçuluk nedir? Fenni tavuk nasıl
yetiştirilir?" adlı bir eseri kaleme alıp "mahlûkat
edebiyatımıza.." katmıştım..
Hem de öyle tembel akademisyenlerin yaptığı gibi üç beş yıl çalışır
gibi yaparak değil.. Tam iki gecede..
Kalkınma çaresi..
O vakitler çalıştığım gazetenin sahibi; bir yandan yeni aldığı
"ikinci el" dev teknenin iç tefrişatını yaptırmaya çalışıyor diğer
yandan da oldukça tembel bulduğu ahalimizi "ekonomik olarak
kalkındıracak" yöntemler arıyordu..
Bizim gazete zaten mevcut büyükler içinde en ucuzuydu..
Yani okurun kısm-ı umumisinin cebi delik, cepkeni idare eder..
Şimdi kalkıp da bunlara "Siz de kendinize ikinci el tekneler bulup,
yenileyin.. İster turizmde kullanın ister kazanç ekleyip satın.."
diye akıl verecek değil ya!
Aklına daha pratik bir kalkınma yolu olarak "tavukçuluk"
gelmiş..
Eeee! Ne yapacağız da millet bu sektöre dalacak? Çaresi gazete ile
birlikte kupon vermek.. O kuponları biriktirenlere birer adet
"Fenni Tavukçuluk" kitabı hediye etmek..
Müessese Müdürü'ne "Promosyon için tavukçuluk kitabı bulun.."
talimatını vermiş.. O da haldır haldır kitap arıyor..
***
Kitap yok mu piyasada? Var olmasına var da gözü kör olmayasıca
yayıncıların tamamı telif ücreti istiyor..
Hem vatandaşı kalkındıracak akıllar vereceksin hem de böyle bir
kitap için telif ücreti ödeyeceksin.. Bu bizim müessesenin
kitabında yazmadığından daha ekonomik çareler aranmaya
başladı..
O günlerde ben de kendim için "Selahattin Duman'ı Kalkındırma
Vakfı.." kurmuştum lakin benden başka kurucu üye olarak sadece
Kemal Yıldırım'ı bulabilmiştim..
Üçüncü bir kurucuyu öldür Allah bulamıyorum..
İş başa düşüyor..
Müdürümüz, amirimiz Kemal Kınacı'nın kitap aradığı haberi böyle bir
çaresizlik ortamında kulağıma geldi.. Koştum odasına.. Böyleyken
böyleymiş, doğru mu diye sordum..
Evet cevabını alınca da "O kitabı ben sana iki gecede yazarım.. Ne
verirsin?" dedim.. Bir maaş tutarında para verirmiş ama benim
tavukçulukla ne alâkam varmış?
Çocuk musun müdürüm? Bu memleketin fenni tavukçuluğunu ben
bilmezsem kim bilecek? Peder emekli olmasına beş altı sene kala
kafasına "İsrail usulü fenni kümes yapma.." fikrini takmış..
Hem de portakal sandığından..
Bu projeyi yazlıkta kim duyduysa tatili zehir oldu.. Konu komşu
uyku uyumuyor.. Beni sorarsanız her daim bu projeyi dinliyorum..
Hem de yevmi olarak.. Tavukçuluk olayını ben bilmeyeceğim de Ziraat
Fakültesi'nin kravatlıları mı bilecek?
***
Ben sayfa çizeceğimden gazeteden ayrılamıyorum.. Kemal'e "Koş
lan.." dedim.. "Kapağında ne kadar tavuk resmi olan kitap varsa
al.. İş yapacağız.."
Arşivde bir tane tavuk, horoz, civciv, kümes fotoğrafı bırakmadık..
Kemal topu topu iki kitap bulabilmiş..
Aslında üç dört kitap daha alabilirmiş ama canı ekmek arası döner
ile ayran çektiğinden tercihini midesinin lehine kullanmış..
Al elime kalemi..
Hem akademik çalışmamı baltalıyor hem de sıkılmadan kitaplara
verdiği parayı geri istiyor.. Parayı veremedim ama "tavukçuluk
bilincini geliştirecek.." bilgiler verdim.. Ödeştik..
Kitapları o gece eve götürdüm ve çalışmaya başladım..
O zaman şimdiki gibi bilgisayar neyim yok.. Kör daktilo.. Kâğıdı
takacaksın takır tukur yazacaksın.. Hata filan yaptın mı
silemezsin.. Düzeltemezsin..
Vakit de yok.. Benden beklenen kitap yüz sayfanın üzerinde..
Elimdekilerden de ancak o kadar çıkıyor.. Ancak kitaplara göz atıp
yazacak vaktim var, kurguya bile zaman yok..
Aslanlar gibi yazdım kitabımı..
İçinde beslenmeden tutun, tavuklara cinsel bilgilere kadar ne
ararsan var.. Ancak bilgilerin birbirini tuttuğunu söyleyemem..
***
Temsil kitabın bir yerinde "Bol yumurta alabilmek için damızlık
niyetine filanca cins horozların kullanılması şarttır.." diye
yazmışım..
Başka bir yerinde ise "Horozun cinsi önemli değildir.. Önemli olan
kümesin sürekli güneş görmesi.." akıllarını vermişim..
Horoz, tavuk, döllenme, yumurta..
Bunların hepsi hayvan cinselliğine giriyor.. Gazetede de Dr. Arthur
diye uydurma isimli bir cinsel bilgiler uzmanının köşesi var.. Daha
o zamanlar Haydar Dümen'i tanımamışız..
Adamın yazıları ilgi görüyor..
O kadar ki bir okur "Ulan pezevenk.. İnsan senin aklına uyarsa
Türkiye'nin milli sapığı olur.." diye mektup yazmış..
Ondan da esinlendiğim şeyleri biraz kümese uyguladım..
Tavuklar için rahat bir cinsel atmosfer tarifi yaparken "Kümesin
içine kırmızı ışık veren bir ampul takmak yumurta üretimini
artırır.." akıllarını dahi verdim..
Okur kümes yapmasa bile yatak odasında uygular, diye.. İki gece
sonra kitabım hazırdı..
Huzur içindeydim ve özgüvenim artmıştı.. Kitabı Kemal Kınacı'ya
teslim ederken "Abi.. Modern arıcılık üzerine kitap lazımmış, diye
duydum.. Doğru mu?" diye sormam ondandır..
YAZI:Selahattin DUMAN