Düğmeye basmak yeter mi ?

Medyadan, ‘Savaş uçağı üretmek’ için, düğmeye basıldığını öğrendik.

Dr. Burhan ÖZFATURA b@internethaber.com

Medyadan, ‘Savaş uçağı üretmek’ için, düğmeye basıldığını öğrendik.

İnşallah, başarı sağlanır. Sadece, uçak değil, tüm ihtiyaçlarımızın büyük bölümü, dahilden temin edilen bir düzeye ulaşırız. İsrail/ABD vb. Türk düşmanlarına, milyar dolarlar akıtmaktan kurtuluruz. Bu arada, rüşvet ve astronomik komisyon çarkı da kırılmış olur.

Elbette, bu konuda başarılı olmak, kolay değildir. Zira, dış ve iç çıkar odakları, her türlü engellemeyi yapacaklardır. Sn. Vecdi Gönül, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, sivil ve askeri tüm kesimlerin kararlı olması, baskılara direnebilmesi gerekmektedir.

Nitekim; daha önce de, kendi tankımızı/gemimizi/helikopterimizi/uçaksavarlarımızı ve topumuzu üretmek için de düğmeye basılmıştı. Ama, bugüne kadar ortaya çıkan, ciddi bir icraat olmadı. İç ve dış odaklar engellemeyi başardılar.

1-80’li yılların sonlarına doğru, kendi uçaksavarımızı ve topumuzu üretmek için düğmeye basılmıştı.

Yurtdışındaki firmalara, knowhow/tezgah ve ekipman için milyonlarca dolar ödendi. Ayrıca, ciddi tutarlar harcanarak tesisler kuruldu. Ama hiçbir ciddi üretim yapılmadı.

Bugün, o tesislerin bir kısmı kapanmış, diğer kısmı da atıl hale düşmüştür. Teknoloji için, ciddi tutarlar verdiğimiz yabancı firmalar da, 2. Cihan Savaşı dönemine ait, bugün geçerliliği olmayan, teknolojileri sokuşturmuşlardır.

2-Modern silah sanayiini, oradan buradan teknoloji dilenerek kuramayız. Bunu, kendimiz üretmek zorundayız. Bu da, nitelikli kadrolar/ciddi Ar-Ge bütçeleri/iddialı ve çalışkan yöneticilerle mümkün olabilir.
Ve şüphesiz; bir zihniyet değişikliği ve silkinme operasyonu şarttır.

Şöyle ki:
a)M.K.E Kurumu’nun görevi, Ordu’nun ihtiyacı olan silah ve ekipmanı üretmektir. Şu anda, 6 bine yakın personeli ve 10 fabrikası ile, iri ve hantal bir kamu işletmesidir. Ürettiği hiçbir stratejik silah yoktur.

Rekabet yapacak, teknolojiye ve insan kaynağına sahip değildir.

b)2010 yılı itibariyle, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nca sözleşmeye bağlanmış projelerin tutarı 26 Milyar Dolardır. (40 Milyar TL.) M.K.E.K.’nun, bu pastadan aldığı pay, sadece 164.563.000 TL’dir. (Binde 4)
-Milli Savunma Bakanlığı’nın, yıllık silah ve ekipman harcaması, 5 Milyar TL’dir. Bunun, sadece yüzde 3-4’ü, M.K.E.K tarafından karşılanabilmektedir.

-Kurumda, 2412 memur, 3.175 işçi mevcuttur. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Raporu’na göre, kurumun fabrikalarında, yılda 1 milyon 193 bin saat, boş işçilik bulunmaktadır. Bunun da, yıllık maliyeti 60 Milyon TL’dir. (Demek ki 600 işçi, hiç çalışmadan ücret almaktadır.)

-Kurumun, 2009 yılı yatırım bütçesi 30.000.000 TL’dir. Bu da, kısmi yenilemelere aittir. Modern teknolojiye yatırım yapılmamaktadır.

-Kurumun en önemli faaliyeti ‘hurdacılık’tır. En büyük ciro ve kar (64 milyon TL) buradan sağlanmaktadır. Yani, en büyük Savunma Sanayii şirketimiz sadece hurdacılık yapmaktadır. Orta boy bir KOBİ kadar bile fonksiyonu yoktur.

c) Askeri fabrikaların durumu da, içler acısıdır.

-M. Savunma Bakanlığı’nın (görünen hali ile) bütçesi 14 Milyar 532 milyon TL’dir. Yatırımlara ayrılan pay 43 milyon TL’dir. (Binde 3)

Yani; Askeri fabrikalar, tersaneler, hava bakım merkezleri, ana tamir fabrikalarının yenilenmesi ve geliştirilmesi için ayrılan rakam, Fenerbahçe ve Harbiye Orduevlerine ayrılan tutardan daha düşüktür.

-Bunlarda da, müthiş bir atıl kapasite söz konusudur. (Ancak, sivil denetim yapılamadığı için gizli kalmaktadır.)

d)2009 yılında, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nca, sözleşmeye bağlanan Ar-Ge projelerinin tutarı 30.508.463 TL’dir. Buna M.K.E.K. tutarını da dahil edersek 39.189.766 TL’ye ulaşır.

Halbuki, modern silah sanayi kurmak, kendi tankımızı, uçağımızı, topumuzu, helikopterimizi üretmek için, her yıl en az 1,5 milyar tl. Ar-Ge harcamasına ve binlerce yetenekli mühendise ihtiyaç vardır.

Bu sahada sağlanacak başarı, Türkiye’ye güç/para ve ihracat potansiyeli ile gerçek bağımsızlığı kazandıracaktır. İsrail, ABD ve AB boyunduruğundan kurtaracaktır.

Netice olarak, mevcut atıl, müsrif, heyecansız kurumları, hemen tasfiye etmemiz; özel sektörün dinamizmini devreye (belirli teşvik/destek ve işbirlikleri ile) sokmamız; Savunma Sanayii’nde ciddi bir sıçrama sağlamamız şarttır.

Umarım; iktidarı ve muhalefeti ile, Sayın milletvekillerimiz bütçe müzakereleri sırasında bu konuları dile getirmişlerdir?