DTP'liler PKK'lı, onlara oy verenler AK Partili olmuş!
Güneydoğu'dan, özellikle
Diyarbakır'dan gelen haberler, DTP için
pek içaçıcı değil...
AK Parti'nin bölgede ağırlığını her geçen gün biraz daha
hissettirdiğini, Diyarbakır'dan gelen Hürriyet yazarı
Yalçın Bayer'le, İnternethaber yazarı Nazım Alpman
yazdı.
Bu, şu demektir; "Baydemir'in kalesi
tehlikede!"
Peki neden böyle oldu?
DTP'nin akılsız politikalarıdır halkı AK Parti'ye
yönlendiren. Nedeni başka yerde aramak yanlış.. Bakın
halkın Türkiye'de etkili olması için oy verdiği
DTP'nin milletvekilleri, küçük bedenleri birbirinden
bombayla ayıran terör örgütünün bölgede "etkili bir parti" olduğunu
gönül rahatlığı içinde söyleyebiliyor!
Anlaşıldı...
DTP, çareyi bulmuş!
DTP kapatılırsa, yedek partileri hazır!
"PKK..."
Yoksa, DTP'nin etkili ismi
"PKK'nın etkili bir parti" olduğunu niye söylesin
durup dururken? Bir milletvekilinin böyle konuşması için akıl
durgunluğu yaşaması gerekiyor...
Ama konuşuyorlar işte...
Biri PKK'nın değirmenine un taşıyor.
Öteki
uyuşturucu tacirleriyle elele kolkola...
DTP'nin genel başkanı çürükten cezaevinde...
Biri teröristlerin arkasından gözyaşı
döküyor...
Ve daha neler neler...
Aslında Bengi birazcık haklı...
PKK etkili olmuş, DTP'yi yutmuş...
İrade kendilerinde olmayınca, DTP'yi bırakıp PKK'lı
olmuşlar...
Daha doğrusu PKK'lı olmak zorunda kalmışlar...
Sözün özü şu:
Güneydoğu'da herkes kendi yolunu seçmiş.
DTP'liler PKK'lı, DTP'ye oy verenler ise AK Partili
olmuş.
Çok fazla şaşırmamak lazım!
Yenilgi korkusu başlamış bile
Yalçın Abi'yi (Bayer) yanıltmışlar. Akılsız politikalar,
bölge halkını AK Parti'ye yöneltince, DTP'liler daha şimdiden
yenilginin kulpunu bulmuşlar:
-Fethullahçı işadamları Diyarbakır'a
yükleniyor.
Yalan!
Çünkü, "Fethullahçı" dedikleri işadamları
Diyarbakır'a DTP'nin seçim yenilgisi için
yüklenmiyor. Oraya yüklenenler, işadamı da değil.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın temsilcileridir Diyarbakır'a
yüklenen!
Abant Platformu'nun sonuncusu Mart ayında Diyarbakır'da
yapılacak.
Konu: Kürt sorunu...
Hazırlıklar yeni değil,
iki aydır devam ediyor.
Özeti, orada yapılanlar seçim çalışması değil, Abant
Platformu hazırlıklarıdır.
Duyurulur!
Hizmetin adı Fethullahçılık mı?
Bir de başka
bir şey daha var, Fethullahçılıkla suçlananlar,
fakir fukaraya yeni el uzatmıyor ki..
Bu bir hizmet yarışıdır... Yıllardır devam ediyor.. Kimi kıyafet
dağıtır, kimi gıda yardımı yapar, kimi de para verir..
Sağı, solu, dincisi, dinsizi farketmiyor, hizmettir esas
amaç!
Dün 40 kadar Şırnak'lı öğrenci ile
birlikte öğlen yemeği yedik Galatasaray Adası'nda.. Bu
çocuklar ilk kez İstanbul'a geliyor, ilk kez deniz
görüyorlar, ilk kez midye yiyorlar.
Özel Coşkun Eğitim Kurumları, her sene 20 başarılı
öğrenciyi İstanbul'da ücret almadan okutuyor.
Nedir yapılan, eğitime hizmet mi, yoksa
Fethullahçılık mı?
Not: "Dindarlara baskı böyle yapılıyor yazıma
okurlar çok büyük ilgi gösterdi. Cumartesi günü, okurların
görüşlerini sizinle paylaşacağım."