DTP kapatılırsa neler olur?
Abone ol8 Aralıkta DTP kapatılacak mı? Bugünlerde DTP'lilerde hem bir umut hem de bir endişe hâkim.
Anayasa Mahkemesi, DTP'nin kapatılması talebiyle açılan davayı 8
Aralık Salı günü esastan görüşecek.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın iddialarına katılan davanın
raportörü, partinin kapatılması gerektiği yönünde görüş bildirince
gözler Yüksek Mahkeme'ye çevrildi. Kürt siyasetini yakından takip
eden çevreler haklı bir endişe içinde son kararı bekliyor. Onlara
göre DTP kapatılırsa 'ılımlı Kürtler' tasfiye olur.
HAK-PAR Genel Başkanı Bayram Bozyel, muhtemel bir kapatma kararının
kutuplaştırıcı bir yanının olacağını belirterek demokratik çözüme
olan inancı azaltacağını savunuyor. DTP'nin kapatılması halinde
ismi siyasi yasaklı kapsamına girecek eski DEP Milletvekili Mahmut
Alınak ise legal zeminin kapatılmasının illegaliteye hizmet edeceği
görüşünde.
Partinin ılımlı kanadı kapatılmayacakları inancında. En önemli
referansları ise AK Parti'nin kapatılmaması. Bu çevrelerde "Devlet,
AK Parti'yi kapatmadı, bizi de kapatmaz." görüşü hakim.
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve ılımlı DTP'liler kapatma kararının demokratik çözüm çabalarını tasfiye edeceğini belirtiyor. Partinin kapatılması, özellikle çatışma siyasetinden beslenen DTP'liler için ise bir fırsat olarak kollanıyor. Bu çevreler, "Kürtler Meclis'ten dışlandı. Bugüne kadar kurduğumuz bütün partileri kapattılar" propagandası yapmaya hazırlanıyor.
Kapatılmaktan kurtulan HAK-PAR Genel Başkanı Bayram Bozyel, geçmişten günümüze yaşanan deneyimlerden yasakçı yöntemlerin, kapatmaların hiçbir zaman hiçbir soruna derman olmadığını gösterdiğini söyledi. "Kürt sorunu bağlamında Türkiye'nin yeterince sorunu var." diyen Bozyel, "Bu sorunların temel nedeni de dünden bugüne izlenen yasakçı uygulama ve anlayışlardır. Yasakçı düzenlemelerdir. O nedenle geçmişte çok kötü sicil oluşturan bu parti kapatmaların artık son bulması gerekiyor. Kapatma kararının kutuplaştırıcı bir yanı olacağı kesin. Gerilimi artıracağı ve demokratik çözüme olan inancı azaltacağı, dolayısıyla demokratik çözüm arayışlarını zayıflatacağı ortada. DTP meşru ve yasal bir partidir. Onu destekleyen belli bir Kürt kitlesi vardır. Öyle olsun olmasın şiddete başvurmadığı sürece hiçbir parti kapatılmamalı. DTP de kapatılmamalı." şeklinde konuştu.
"LEGAL ZEMİNİN KAPATILMASI İLLEGALİTEYE
HİZMETTİR"
DTP'nin kapatılması halinde ismi siyasi yasaklı kapsamına
gireceklerden biri de eski DEP Milletvekili Mahmut Alınak. Parti
hakkında kapatılma davası açılmış olsa bile partinin kapatılmaması
gerektiğini dile getiren Alınak, bugünkü siyasal süreç ve geçerli
olan hukuka göre parti hakkında kapatılma kararının verilmemesi
gerektiğini belirtti.
İllegalitenin hangi yöntemlerle ortaya çıktığının bilindiğini
anlatan Alınak, "Legal kanallar kapatılınca düşüncelerini ifade
etmek isteyen insanlar, sisteme muhalif olan insanlar kaçınılmaz
olarak illegaliteye kayıyor. Bir siyasal düşünce kendisini ifade
etmesine, kendisini örgütlemesine fırsat tanınmazsa, bu
illegaliteye hizmet edecektir. Ama legal zemin açılırsa doğaldır ki
illegalitede olan düşünce ve örgütlenmeler legalleşirler ve
rahatlama olur." dedi.
"DTP'NİN HER ÇABASI BÖLÜCÜLÜK OLARAK
ALGILANIYOR"
Partide doğal olarak insanların huzursuz
ve tedirgin olduğunu ifade eden Alınak, il başkanıyken yaptığı
açıklamaların parti kapatmaya delil olarak sunulduğunu söyledi.
Siyasal zeminin yumuşaması gerektiğini vurgulayan Alınak, çıkacak
bir kapatma kararının siyaseti gereceğini, muhalif Kürtlerde
'siyasette istenmedikleri' duygusunun oluşmasına neden olacağına
dikkat çekti. Alınak bu konudaki kaygılarını şöyle dile
getirdi:
"Legal zeminin kapatılması illegaliteye hizmettir. Eğer
illegaliteye hizmet edilmek isteniyorsa, gelişsin güçlensin
isteniyorsa o zaman söylenecek fazla bir şey yok. DTP şu anda
gerçekçi olmak gerekiyor kuşatma altında. Ne söyleniyorsa, ne
yapılıyorsa aleyhinde kullanılıyor. Yargı, medya, hükümet açısından
da parti kuşatılmış ve nefessiz bırakılmış. Her zaman doğru yapılır
diye bir şey de yok. Zaman zaman yanlış da yapılır. Ama DTP'nin her
bir çabası bölücülük olarak algılanıyor. Bu nedenle kendisini ifade
edemiyor. Batı illerine açılmasını zorlaştırdı. Keşke olsaydı. Şu
anda DTP'de keşke yoğun bir Türk kitlesi olsaydı, DTP Genel
Merkezi'nde pek çok Türk aydını olsaydı. Benim tavrım yönetenlere
karşıdır. İster Türk olsun ister Kürt olsun. Ama ben Kürdü ne kadar
hesaba katıyorsam Türk'ü de en az o kadar hesaba katmayı bir
insanlık borcu olarak görüyorum."
TÜRK, SAVUNMASINDA 'PARTİ KAPATILIRSA ŞİDDET ARTAR'
TEZİNİ SAVUNDU
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, savunmasını partinin kapatılması
durumunda şiddetin artacağı tezi üzerine kurmuştu. Mahkeme heyetine
HAK-PAR ve AK Parti kararlarını hatırlatan Türk, PKK ile
bağlantılarının olmadığını ileri sürerek Venedik Kriterleri'ne
atıfta bulunmuştu. Bu kriterlere göre, siyasi partiler ancak
şiddeti savunma ve politik bir araç olarak kullanma durumunda
kapatılabilir.
Partilerinin kapatılması durumunda sivil siyasetin değil şiddet ve çatışmanın yükseleceği tehlikesine dikkat çeken Türk, savunmasında şu mesajı vermişti: "DTP, Türkiye'de başta Kürt sorunu olmak üzere temel bütün sorunların kalıcı çözümüne dönük önemli bir role ve misyona sahiptir. Bu rolümüzü oynayabileceğimiz zeminler dahi yaratılmadan partimizin kapatılması büyük bir talihsizlik olacaktır. Özellikle Meclis'e girdiğimiz günden bu yana diyalog kanallarını zorlayarak akan kanı durdurmaya çalışan olağanüstü insani çabamızın görmezden gelinmesi, Türkiye'ye kazandırmak yerine maalesef ki kaybettirmiştir. Birlikte yaşamın mümkün olduğu, kardeşçe kucaklaşmanın hepimizin ortak özlemi olduğu, daha demokratik bir cumhuriyetin hepimizin hakkı olduğu inancını güçlü bir şekilde savunan partimiz, Türkiye demokrasisi açısından büyük bir şanstır. Bu şansın heba edilmeyeceğini, Türkiye'de farklı düşünen ve farklı yaşayanların da demokratik sistem içerisinde yerlerinin olduğunu gösteren, aydınlık bir geleceğe hizmet edecek bir karar alacağınıza yürekten inanıyorum."