DSP'de lideri yolsuzluk belirleyecek!
Abone olSeçime birkaç hafta kala DSP'de adaylar arasında yarış kızıştı. Yarış için hazırlanan adayların en büyük korkusu ise, parti içinden sızan yolsuzluk ihbarları...
Seçimlerde yüzde 1 almış DSP’nin genel başkanlığı için amansız
bir mücadele yaşanıyor. Bu durum parti kasasındaki 40 trilyona
bağlanıyor. Partililer başkanlık yarışında birbirinin önünü
kesmenin yolunu da bulmuş: Yolsuzluk dosyaları.
Türk sol siyasetinin unutulmaz isimlerinden Bülent Ecevit,
koltuğunu bırakacağını açıklarken DSP’nin başına Zeki Sezer’i aday
gösterdi. Herkesin buna boyun eğmesi beklenirken partide kıran
kırana bir mücadele başladı. Türkiye siyasetinde yüzde 5’in altına
düşmüş partiler genel başkan adayları bulamazken ya da ortak bir
isim davet edilerek sahipsiz bırakılmamaya çalışılırken yüzde 1’lik
DSP’deki tersi durumun nedeni belli oldu: DSP’nin kasası ağzına
kadar dolu ve sadece devlet yardımlarından gelen 40 trilyon lira
var. Bu da yeni bir lider arayışındaki sol kesimlerin iştahını
kabartıyor.
Yolsuzluk ihbarları
DSP’de genel başkan adaylarının en büyük korkusu parti içinden
sızan yolsuzluk ihbarları. Türk solunun yeni rotasını belirleyecek
seçim süreci, yolsuzluk dosyalarının aydınlanmasını sağlayacak.
Yolsuzluk ihbarları ilk meyvelerini ekşi de olsa verdi ve herkesin
“kesin lider” gözüyle baktığı isimler aday bile olmadı.
Seçime birkaç hafta kala Zeki Sezer, Erdoğan Toprak, Şükrü Sina
Gürel, Atilla Mutman ve Zekeriya Temizel adaylıklarını açıkladı.
Necdet Tekin ve Aydın Tümen “adaylığımızı her an açıklayabiliriz”
derken DSP çevrelerinde genel başkan adaylığı için 12 isim
zikrediliyor. Tam 5 yıldır genel başkanlık için hazırlanan Şükrü
Sina Gürel son iki yılını taşra teşkilatını gezerek geçirdi. Yine
Temizel, Toprak ve Mutman gibi isimler son bir yılda teşkilatları
defalarca ziyaret ederek destek istedi.
DSP İstanbul İl Örgütü’nün yakından tanıdığı ve başkanlık için en
avantajlı adaylardan Erdoğan Toprak, yüce divana sevk edilen
Hüsamettin Özkan’ın en yakınındaki isimlerden birisiydi. Toprak,
Hüsamettin Özkan’ı yüce divana gönderen Halkbank’ın hesaplarını
inceleyen KİT Komisyonu’nun üyesiydi.
Kısa bir süre bakanlık yapan Masum Türker ise kendisine yöneltilen
eleştiriler üzerine uzun süredir hazırlık yaptığı genel başkanlık
için sessiz kalmayı tercih etti. Zekeriya Temizel ismi ise BDDK
davalarıyla sıkça anılıyor. Haksız yere bankalara el koymak ve
Almanya’ya kaçmak suçlamasıyla hakkında propaganda yapılan
Temizel’in Almanya bağlantıları delegelere uzun uzun
anlatılıyor.
DSP’deki başkan adaylarının en güçlülerinden olan Şükrü Sina
Gürel’in yumuşak karnı ise yaptığı evlilik. Zeliha Gürel’le birinci
evliliği sırasında yaşadıkları ilişkinin duyulmasını kullanan
muhalefet, Gürel’in bakanlık icraatlerini de mercek altına almış
durumda.
DSP’deki yolsuzluk dosyalarının ilk durağı delegeler oluyor; ikinci
durak meclisteki yolsuzluk komisyonları; üçüncüsü de basın. Basına
dosya hazırlayan DSP’liler için önümüzdeki hafta çok kritik; çünkü
başkan adaylığında ısrar edenlerle, devam edenler belli olacak.
Bülent Ecevit’in veliahtı Zeki Sezer ise bugüne kadar yolsuzluk
dosyalarıyla anılmayan bir isim. Yolsuzluğa karşı duyarlı DSP
delegesi için bu ayırt edici bir özellik. Ancak geçmişte
‘demokrasilerde veliaht olmaz’ diyen Ecevit’in bu sözünü hatırlatan
muhalifler, Zeki Sezer’e yolsuzluk yerine icazetten dolayı
yükleniyor. Bu söylem parti içindeki dengelerin değişmesine yol
açabilir.
Sezer şaşırttı
Zeki Sezer’in Ecevit tarafından aday gösterilmesi diğerlerini şoke
etti. Çünkü kongrede icazetli adaydan fazla oy alabilmek hayli zor
görünüyor. Ecevit, koltuğunu bırakacağını iki yıl önce açıklamasına
rağmen, bugüne kadar aday çıkmamasını sağlayan bütün taktikleri
denedi. DSP delegesinin yoğun olarak üye olduğu 3 büyük şehirdeki
il başkanlığı seçimlerinde sürpriz adayları elemek için erteleme
taktikleri yaptı ve kendi adaylarını seçtirmeyi başardı.
DSP kasası iştah kabartıyor
DSP’nin kasasında yer alan 40 trilyon liranın üstündeki paranın
partiyi yeniden güçlü olduğu yıllara döndüreceğine inanılıyor. Bu
paranın bugün iktidar partisinde bile bulunmadığı, yeni seçilecek
başkanın hazine yardımı almamasına rağmen seçimlere hızlı bir giriş
yapabileceği düşünülüyor.
DSP’nin geleceğinden umutlu olanların bir diğer tezi de CHP’nin
çöküşe geçtiği. Anamuhalefet partisinin kısa sürede ikiye
ayrılacağına inanan DSP’liler, CHP’den gelecek oylarla kısa sürede
Meclise döneceklerine inanıyor. CHP’nin parti içi muhalefet
yüzünden olağanüstü kurultay kararı alması bu inançlarını
kuvvetlendiriyor.
Lider partisi kitle partisi olur mu?
DSP seçimleri Türk solunun geleceğini de yakından ilgilendiriyor.
Kimin kazanacağını kestirmek hayli zor; ancak delege faktöründen
dolayı Zeki Sezer’in avantajlı olduğu söylenebilir. Seçimlerin
güçlü adaylarından Şükrü Sina Gürel’e Ecevitlerin niçin kendisini
tercih etmediğini sorduğumuzda şu cevabı aldık: “Bu soruyu en iyi
Bülent Ecevit’in kendisi cevaplayabilir. Bir hafta önce Ecevit ile
görüştüm ve adaylığımdan bahsettim. Bana sadece ‘takdir sizin’
yanıtı verdi. Ben de takdirimi kullanıyorum.” Gürel, Zeki Sezer’in
tercih edilmesini Rahşan Ecevit faktörüne bağlıyor; “Rahşan
Hanım’ın partideki etkisi hâlâ devam ediyor. Zeki Sezer, Rahşan
Hanımla yakın çalışabilecek bir isim. Bu yüzden seçildi.” Gürel’in
bir dönem Rahşan Ecevit’in en yakınındaki kişi olduğu düşünülürse
DSP’deki dengelerin hayli değiştiği gözleniyor.
DSP’li eski bakanlardan Aydın Tümen de adaylık için nabız
yoklayanlardan. Tümen’e DSP’nin geleceğini sorduğumuzda ilginç bir
cevap aldık: “İcazetli yapı DSP tabanını rahatsız eder. Bugün
delegeye baskı yapılıyor. Bu durum demokratik değildir. DSP’de
radikal bir değişiklik olmazsa DSP aynı parti olarak kalır. Benim
diğer adaylardan en büyük farkım DSP’nin topyekün değişmesini
istemem.”
Haber: Birol Uzunay
Kaynak: www.aksiyon.com.tr