DSP programını yeniledi
Abone ol3 Kasım seçimlerinde bozguna uğrayan DSP parti programını yeniledi. Ecevit ve kurmaylarının açıkladığı parti programı ise şöyle:
Demokratik Sol Parti'nin (DSP) yenilenen parti programı (TES-İŞ)
Konferans Salonu'nda düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit, eşi ve DSP Genel Başkan Yardımcısı
Rahşan Ecevit ile diğer Genel Başkan Yardımcıları Zeki Sezer,
Tayfun İçli, DSP Genel Sekreteri Süleyman Yağız, DSP Genel Saymanı
Mecit Şekercioğlu ve DSP'li eski bakan ve milletvekilleriyle çok
sayıda partilinin katıldığı toplantıda açıklanan, 'Değişen Dünya ve
Türkiye-DSP'nin Güncelleşen Programı: 2003' adını taşıyan programın
özeti şöyle: "1980'lerin ortalarından beri dünyada, özellikle de
bölgemizde büyük değişiklikler olmuştur. En önemlisi ideolojik
kutuplaşma sona ermiştir. Uygarlıklar çatışmasının yerini kültürel
diyalog ve uzlaşma almaya başlamıştır. Çağımızda dünya savaşı
tehlikesi ortadan kalkmıştır. Ancak milliyetçi akımlar ve
gelişmeler yüzeye çıkmıştır. Bir yandan etnik ayrışım artarken, bir
yandan da kültürel kaynaşma artmıştır. İletişimin yaygınlaşması ve
kolaylaşması bu süreci hızlandırmıştır. Buna paralel olarak
Batı'nın kültürel üstünlük iddiası ortadan kalkmıştır. Sovyetler
Birliği'nin dağılmasıyla Orta Asya'dan Orta Avrupa'ya kadar uzanan
bölgede bağımsız cumhuriyetler veya özgür rejimler kurulmuştur.
Doğu ile Batı'nın yakınlaşmasından Avrasya kavramı doğmuştur.
Avrasyalaşma sürecinin anahtarı da Türkiye'dedir. Bu anahtarı en
iyi değerlendirebilecek yaklaşım da Demokratik Sol Parti
Kültürü'dür. Avrasya eksenindeki ülkelerin her biriyle Türkiye'nin
tarihsel ve kültürel bağları vardır. Bölgedeki değişim bu bağları
canlandırmıştır. Bölgedeki Türkiye'nin etkisi ve ağırlığı artmaya
başlamıştır. Bunun doğal bir sonucu olarak Türkiye'nin Demokratik
Sol Hareketi ve Kültürü de ülkemizin yanı sıra bölgemizde de
etkinlik kazanabilir. Dünyadaki gelişmeler de Türkiye'nin
jeopolitik konumunu güçlendirmiştir. Türkiye'nin uluslararası
alanda en büyük gücü inançlara saygılı laikliktir. Laikliğin
Türkiye'deki en büyük güvencesi de Demokratik Sol Parti'dir.
Demokratik Sol Parti'nin solculuğu yalnız kendi halkımız için
değil, tüm insanlık için geçerlidir. Solun evrensel değerlerini
ülkemizin kendi değerleriyle kaynaştırıp yerlileştiren Demokratik
Sol Parti, yalnız Türkiye'de değil, bütün dünyada hakça bir düzen
için çalışmaya kararlıdır. Çünkü, Demokratik Sol Parti'nin "ulusal
solcu"luğu, tüm dünya ülkelerinin kendine özgü solculuklarına da
bir örnektir. Atatürk'ün 'Yurtta barış, dünyada barış' ilkesi,
DSP'nin esin ve güç kaynağıdır. DSP; sürekli barışı, sürekli
özgürlüğü ve sürekli demokrasiyi, hem kendi ulusunun, hem de dünya
uluslarının vazgeçilemez hakları olarak görmektedir. Dolayısıyla
kendi ülkesinde de başka ülkelerle ilişkilerinde de adaletli
bütünleşmeyi ve adaletli paylaşmayı öngörmektedir. Yalnız
insanlarımız arasında değil, bölgeler arasında da sosyal adalet; ve
yalnız Türkiye'de değil, dünyada da sosyal adalet, DSP'nin temel
ilkelerindendir. Küreselleşme, kaynağını teknolojideki
gelişmelerden almaktadır. O nedenle küreselleşme önlenemez. Ama
küreselleşmenin neden olduğu olumsuzluklara karşı da etkili
önlemler alınmalıdır. Sosyal boyutu gözardı eden bir küreselleşme,
özellikle ekonomileri zayıf ülkelerde yoksulluklara ve iç
kargaşalara yol açabilir. Onun için güçsüz durumdaki ülkeler,
teknolojik gelişmelerden yararlanabilme olanaklarını artırarak
dünyadaki dengesizlikler altında ezilmekten kurtulmaya
çalışmalıdırlar. Türkiye, buna öncülük edebilecek bir ülkedir. DSP
de bunu sağlayacak bir eğitim politikasını gelişmemiş ülkelere
telkin edebilecek bir yapıdadır. Türkiye, yalnız AB üyeliği ile
yetinemez. AB üyeliği ile yetinirse AB'nin ve "küreselleşme"nin
tutsağı durumuna düşer. Türkiye, bölge merkezli dış politikasının
çevresini daha da genişletmelidir. Bölgesel ilişkilerinden,
Asya'daki köklerinden, Rusya ve ABD ile bağlantılarından
alabileceği güçle gelişimini hızlandırmalıdır. AB ve ABD ile
ilişkilerimizi aksatmadan dış ve ekonomik ilişkilerimizin kapsamını
genişletmelidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Türkiye'nin
vazgeçilemez bir parçasıdır. KKTC'nin güvenliği, Türkiye'nin
güvenliği açısından da gereklidir. KKTC'nin stratejik önemi, bazı
çevrelerin iddialarının aksine daha da artmıştır. KKTC, bazı
uluslararası oyunlara alet edilmemelidir. DSP, bu konudaki
duyarlılığını her zaman gösterecek ve mücadelesini sürdürecektir.
DSP, yurt dışındaki Türkler'i sahiplenmede ve onların sorunlarına
çözüm üretmede öncü rol oynayacaktır. Sorunlarının çözümünde
onların da katkısını ve katılımını sağlayacaktır. DSP, sanayimizin
geliştirilmesinde üniversite-sanayi işbirliğine büyük önem
vermektedir. "Köykentten teknokente" sloganımızın öngörüsü de
budur. DSP, ulusal savunma sanayimizi de Türkiye'yi dışa
bağımlılıktan kurtaracak yönde geliştirmek için gereken her adımı
atacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Cumhuriyetimizi kuran bir
ordudur. Ülkemizdeki her çağdaş kuruluşun öncülüğünü yapan TSK,
dünyanın en güçlü ordularından biridir. Bazı ülkeler başları
sıkıştığında TSK'nın bu gücünden yararlanmak istemişlerdir. TSK da
yardım isteyen bu ülkelere barışçıl amaçlarla katkıda bulunmuş ve
bunlardan bazılarının ordularına eğitim vermiştir. TSK'nın bu gücü,
ülkemizin jeopolitik konumu da göz önüne alındığında mutlaka
korunmalıdır. DSP'nin güçlenmesi, Türkiye'nin güçlenmesine ivme
kazandıracaktır. Türkiye, gücünü iyi değerlendirerek, dünya
ekonomisindeki küreselleşmenin sosyal ve siyasal sakıncalarını
gidermeye öncülük edecektir. Batı, "bilgi toplumu"na "sanayi
devrimi"ni tamamladıktan sonra geçmiştir. Türkiye ise
"sınaileşme"sini tamamlayamadan "bilgi toplumu" aşamasına
gelmiştir. Bu, Türkiye'nin "bilgi toplumu"nu daha yaygın ve daha
etkin duruma getirmesini gerektirmektedir. Atatürk'ün Türkiye'ye
gösterdiği "çağdaş uygarlığı aşma" hedefi, daha geçen yüzyılın
başlarındaki bir vizyondu. O hedefi aşmanın yolu, bu yüzyılda
"bilgi toplumu"nda etkin bir ülke olmaktan geçmektedir.
Küreselleşmenin getirdiği sakıncaları aşmada da "bilgi toplumu"nun
güçlendirilmesi çok önemli bir rol oynayacaktır. Türkiye, bu açıdan
iddia sahibi olabilmelidir. Türk insanının birikimi ve girişimci
yeteneği, buna son derecede elverişlidir. Bu nedenle DSP, ileri
teknolojinin geliştirilmesini ve kullanılmasını özendirerek
destekleyecektir. Sanayi yatırımları, dışsatım ve standardizasyonun
önündeki bürokratik engelleri mutlaka kaldıracaktır. Dışalımın,
yerli sanayimizi, tarım ve hayvancılığımızı olumsuz yönde
etkilemesini önleyecektir. Teknoloji, istihdam ve katma değer
yaratacak yabancı yatırımları teşvik edecektir. Çağdaş ekonomiyi
yakalayabilmek ve çağdaş uygarlığı aşabilmek için bilimde ve
bilgide ilerlemeye ağırlık vermek gerekir. Bunu sağlayabilmenin
yolu da eğitimi yaymak ve güçlendirmektir. Bu nedenle
üniversitelere kesin özerklik tanınacaktır. Üniversiteleri siyasal
iktidarların etkisinden ve baskısından kesin olarak koruyacaktır.
Demokratik Sol Hareket'in 1970'lerde başlatmış olduğu açık yüksek
öğretim, Türkiye'deki "bilgi toplumu"na geçişin de aslında bir
başlangıcıdır. Açık yüksek öğretimi, çağdaş eğitim teknolojisinin
tüm olanaklarını değerlendirerek yaymak ve örgün eğitimle
desteklemek DSP'nin başta gelen amacıdır. Sanayi ara elemanı
gereksinmesinin karşılanmasında ve dolayısıyla ülke kalkınmasında
mesleki ve teknik eğitimin çok büyük önemi vardır. DSP, meslek3 ve
teknik eğitimi özendirici tüm önlemleri alacak ve bu eğitimi hem
nitelik, hem de nicelik olarak geliştirecektir. Bu amaçla yatılı
okullara ağırlık verecektir. DSP, çağdaş iletişim olanaklarını
yaygınlaştırarak evde üretim ve eğitime katılımı da
destekleyecektir. İktidarı döneminde gerçekleştirdiği 8 yıllık
kesintisiz zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaracaktır. DSP, kimsesiz ve
güç durumdaki çocukların eğitim ve istihdam gereksinmeleri dahil
tüm sorunlarını çözmeye kararlıdır. Teknolojideki hızlı gelişme
insan bedeninin daha az kullanılması sonucunu ortaya çıkarmıştır.
İktidarı döneminde amatör ve profesyonel spora büyük destek veren
DSP, yurttaşlarımızın spora daha fazla zaman ayırmasını sağlayacak
ve sağlıklı toplum için spora daha fazla kaynak aktaracaktır.
Yaşadığımız "bilgi çağı"nda bireylerin beden eğitimlerinin yanı
sıra beyin eğitimleri de çok büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle
çocuklarımızın ve gençlerimizin bilgisayar ve internetle erken
tanışmalarını, satranç ve diğer beyin sporları ile zek oyunlarına
ilgi duymalarını sağlamak, DSP'nin ana hedefleri arasındadır. DSP,
engelli yurttaşlarımızın da spor olanaklarından daha geniş
yararlanmalarını sağlayacaktır. DSP ayrıca, engelli
yurttaşlarımızın başta eğitim ve istihdamları olmak üzere tüm
sorunlarına daha etkili ve kalıcı çözümler getirilebilmesi için
Engelliler Bakanlığı kurulmasını amaçlamaktadır. DSP'nin hedefi
saydam bir devlet yapısıdır. Bu nedenle DSP, Anayasa'nın geniş bir
toplumsal uzlaşma ile bir bütünlük içinde yenilenmesinden yanadır.
Anayasa geçmişe dönük değil, geleceğe yönelik olmalıdır. Anayasa'da
geçmişte karşılaşılan sorunlar ve edinilen deneyimler de dikkate
alınarak, temel hak ve özgürlükleri genişleten ve sağlam
güvencelere bağlayan, insanların ve toplumun refah ve mutluluğunu
gerçekleştirmeye yönelik demokratik bir toplum ve saydam bir devlet
yapısı öngören kurallar yer almalıdır. Kamu yönetiminde denetimin
sağlıklı bir biçimde yapılabilmesi için denetim kurumlarının
iktidara bağımlı olmaması zorunludur. Özellikle yargı organlarının
bağımsızlığı, sağlam güvencelere dayandırılacaktır. Demokratik
rejimin, halkın halk için halk tarafından yönetilmesi biçiminde
tanımlanmasına uygun olarak, halkın bu sürece örgün ve etkin
katılımı sağlanacaktır. Bu, bir toplumsal sözleşme niteliğindeki
Anayasa'nın yapılması ve değiştirilmesi bakımından da geçerlidir.
Böyle bir demokratik katılım, Atatürk halkçılığının da gereğidir.
DSP, milletvekili dokunulmazlığının sınırlandırılması konusunda da
kararlıdır. DSP, 100'e yakın ülkede "ombudsman" olarak hizmet veren
kurumun ülkemizde de oluşturulmasını amaçlamaktadır. Bu kurum,
idare ile kişiler arasında çıkacak uyuşmazlıkların yargı yoluna
başvurmaksızın çözümü, böylelikle idarenin denetimi bakımından
önemli bir demokratik adım olacaktır. Demokratik Sol Parti, kamu
hizmetlerinin çağdaş yöntemlerle hızlı, etkili ve verimli bir
biçimde yürütülebilmesi için kamu yönetiminde kapsamlı bir reforma
gidilmesini zorunlu saymaktadır. Bu reform, merkezden yönetim ve
yerinden yönetim birimleri ile ilgili çeşitli alanlarda yeni bir
yapılanmadan, katılımcı saydam demokrasi anlayışının
kurumsallaştırılmasına, gereksiz bürokratik işlemlerin
kaldırılmasına kadar geniş bir yelpazede yeni düzenlemeler
yapılmasını, bu arada merkez3 yönetim-yerel yönetimler
ilişkilerinin yeniden düzenlenmesini içermektedir. Dolayısıyla
yerel yönetimler reformu, genel kamu yönetimi reformunun bir
parçasıdır. Demokratik Sol Parti, kuruluşundan beri, yerel
yönetimleri, demokrasiyi temelden güçlendirmenin ve demokratik halk
katılımıyla kalkınmayı hızlandırıp yaygınlaştırmanın en verimli
aracı olarak görmektedir. Bu bakımdan yerel yönetimler, yerel kamu
hizmetlerini üniter devlet yapısı içinde katılımcı demokrasi
anlayışıyla yürütecek özerk kamu tüzel kişileri olarak
güçlendirilecektir. Demokratik Sol Parti, emeğin değerine özel önem
vermekle beraber "emek"le "sermaye"yi birbirinin tamamlayıcısı
olarak görmektedir. "Sermaye"nin tabana yayılması da DSP'nin
öncelikli hedefleri arasındadır. DSP, emek-sermaye ilişkisinde
üretkenliğin geliştirilmesine ve bölüşümün hakça sağlanmasına büyük
önem vermektedir. Bu bağlamda, giderek güçsüzleştirilmeye çalışılan
sendikalaşmaya yeni bir ivme kazandıracaktır. 1980'den sonra işçi
haklarına getirilen ve hükümet olduğumuz dönemlerde etkin
mücadelemiz sonucu bir kısmı kaldırılan kısıntıların tamamı
kaldırılacaktır. Hak grevi yasalaştırılacak, yasalarla veya toplu
sözleşmelerle elde edilen hakların çiğnenmesi önlenecektir. Sınırlı
istisnalar dışında kamu görevlilerine de yaptırımlı toplu sözleşme
hakkı tanınacaktır. Tarım işçilerinin sosyal haklarındaki
eksiklikler de giderilecektir. DSP, çalışma yaşamında demokratik
katılımcılığa büyük önem vermektedir. Gerek işçilerin, gerek
memurların sendikalaşma hareketlerinin öncülüğünü de zaten
Demokratik Sol Hareket gerçekleştirmiştir. Bilindiği gibi, çalışma
yaşamında 'grevli-lokavtlı toplu sözleşme düzeni'ne geçiş ile
'işsizlik sigortası', 'iş güvencesi' ve 'kamu çalışanlarına sendika
hakkı' gibi kazanımlar hep Demokratik Sol Hareket'in mücadelesi
sonunda elde edilmiştir. DSP, çalışma yaşamında kalıcı barışı
hedeflemektedir. Bu amaçla; 'iş güvencesi' gibi, 'işyeri
güvencisi'ni sağlayacak önlemleri de alacaktır. İşsizlik sadece
ülkemizin değil, refah düzeyi yüksek ülkelerin bile en önemli
sorunları arasında yer almaya devam etmektedir. Bu nedenle DSP,
işsizlik sorununun çözümü için ülkemizin tüm dinamiklerini harekete
geçirmeyi ve toplumumuzun her kesimi için özel çözüm önerileri
getirmeyi hedeflemektedir. Örneğin köylerdeki işsizliği, köylülerin
her sorununa çare olan ve artık tüm dünya ülkelerine kırsal
kalkınma modeli olarak örnek gösterilen köy-kentlerle çözmeyi
öngörürken, kentlerdeki işsizliği de ülkemiz ekonomisinin motor
gücü haline gelen işletmeleri daha da güçlendirerek çözecektir. Bu
bağlamda KOBİ'lere, sanayicilere büyük önem verecektir. Buna
paralel olarak meslek3 eğitimin yaygınlaştırılmasını da
sağlayacaktır. Genç girişimcilere kendi işlerini kuracak imkanların
oluşturulması da DSP'nin hedefleri arasındadır. Bu amaçla Halk
Bankası'nın proje karşılığında kredi teşviki vermesi sağlanacaktır.
DSP, tarım ve hayvancılığa olan desteğini sürdürecektir. Bu amaçla
Halk Bankası'nın yanı sıra Ziraat Bankası'nı da yeniden
yapılandıracaktır. DSP, kooperatifçiliği de çağdaş gelişmelerin
ışığında yeniden güçlendirecektir. DSP, işsizlik sorununun
çözümünde de "bilgi toplumu"na özel önem verecektir. DSP,
küreselleşmenin getirdiği sorunları en aza indirgemede, "bilgi
toplumu"nun en büyük rolü oynayacağına inanmaktadır. DSP, ekonomik
gelişmemizin güvence altına alınabilmesinin, sürekli ve güvenli
enerji sağlayabilmemize bağlı olduğuna inanmaktadır. Dolayısıyla
tüm ulusal enerji kaynaklarımızı en verimli biçimde harekete
geçirecektir. Ülkemiz, uluslararası enerji koridoru durumuna
gelmiştir. DSP, ulusal değerlere verdiği önemi tüm enerji
kaynaklarına da verecektir. Başta kömür olmak üzere enerji
kaynaklarının değerlendirilmesinde gereken her önlemi alacaktır.
Enerji üretiminde ve dağıtımında ulusal çıkarları ve çevresel
duyarlılıkları da göz önüne alarak verimli her projeyi
destekleyecektir. DSP, iktidarı döneminde teknolojik gelişmelerin
desteklenmesi için yoğun bir çaba göstermiştir. Örneğin organize
sanayi bölgelerinin gelişmesini ve yaygınlaşmasını sağlayan yasal
düzenlemeler getirmiştir. DSP, teknolojik gelişmelerin daha da
yaygınlaşması için yeni projeler üretecektir. Uzay teknolojisi
dünyada sürekli büyük aşamalar kaydetmektedir. Türkiye de "uzay
teknolojisi"yle yakından ilgilenmektedir. DSP, uzay teknolojisinin
daha da geliştirilmesini ülkemizin öncelikleri arasında
görmektedir. Kayıtdışı ekonomi, hem işçilerimiz ve
girişimcilerimiz, hem de devletimiz açısından -gelir ve vergi
adaletsizliğine yol açtığı için- ülkemizin en büyük sorunlarının
başında gelmektedir. DSP, bu konuda kesin önlemler almaya
kararlıdır. Ancak bu önlemler alınırken, tarafların gönüllü
katkısını sağlamaya da özen gösterecektir. Kayıtdışını kayda alayım
derken, yeni kayıtdışılara yol açmayacaktır. İnsanlarımızın
duyarlılıklarını gözönünde bulunduracaktır. DSP, hem adaletli, hem
de yatırımları özendirici bir "vergi reformu"nu hedeflemektedir.
Nüfusumuzun hl yarıya yakını kırsal kesimdedir. Bu nedenle kırsal
alanda kalkınmaya öncelik verilecektir. Köy-kentler, bu açıdan en
gerçekçi reçetedir. Köy-kentler, kırsal alanın sorunlarını
çözerken, beraberinde büyük kentlerin sorunlarını da çözmüş
olacaktır. Köylüyü köyünde kentlileştirme projesi olan
köy-kentlerde de "bilgi toplumu" etkili ve verimli hle
getirilecektir. Köy-kentler, öngördüğü her olanakla köylülerin en
sağlıklı biçimde kentlileşmesini, üstelik de bunun düşük maliyetle
gerçekleştirilmesini sağlayacaktır. DSP, gecekondu bölgelerinde
yaşayanların da en sağlıklı kent yaşamına kavuşturulmasını
amaçlamaktadır. DSP, "bilgi toplumu"na ve bunun altyapısını
oluşturan "internet iletişimi"ne en büyük önemi veren ve hatta
öncülük eden Parti olmuştur; olmaya da devam etmektedir. DSP, bu
konuda çok daha büyük projelerin öncülüğünü yapacaktır. İnançlara
saygılı laiklik, DSP'nin 'ulusal sol', 'ulusal birlik' ve 'tam
demokrasi' gibi çok önem verdiği temel ilkelerinden biridir.
Laiklik, aslında inançlara saygıyı da öngörmektedir. Ancak
inançlara saygı göstermeyenler de olduğu için DSP, "inançlara
saygılı laiklik" ifadesini özellikle kullanmaktadır. DSP, bu
ilkesiyle dindarların da solcu olabileceğini; aynı şekilde
solcuların da dindar olabileceğini; ayrıca dindarlığın, laik
olmanın önünde bir engel oluşturmadığını vurgulamak istemiştir.
Bazı sol çevreler, her dindarı potansiyel mürteci gibi
görmüşlerdir. DSP ise bu yanlışa, bu vahim hataya ilk kez son veren
bir sol parti olmuştur. DSP, bu yanıyla da özgün bir sol partidir.
Daha 70'lerde bu anlayışın temellerini atmıştır. Zaten DSP'nin,
Türkiye'nin kendi gerçeklerine özgü solculuğunun, yani "yerli
solcu"luğunun esin kaynaklarından biri de her dindarı potansiyel
mürteci görmemesi olmuştur. DSP, bu konuda ulusal duyarlılıklar
kadar dinsel duyarlılıklara da önem veren Atatürk'ün yolunu
izlemektedir. O nedenledir ki, Ulusalcı Demokratik Sol, Atatürk'ün
yoludur. DSP, inançlara saygılı laiklik ilkesinin gereği olarak
insanlarımızın hangi din, mezhep ve meşrepten olurlarsa olsunlar
hepsine içtenlikle saygılıdır. Ancak, inançların siyasete
karıştırılmasına, alet edilmesine de bir o kadar karşıdır.
Alevi-Bektaşi kültürü, laiklikle ve Cumhuriyet'le bağdaşması
bakımından çok önemlidir. Tarihinin her döneminde Alevi-Sünni
kardeşliğine büyük önem veren Alevi-Bektaşi yurttaşlartmımız
laikliğin, demokrasinin ve Atatürkçülüğün güvencesi olmuşlardır.
DSP, bu bağlamda halkının hem kültürel, hem dinsel, hem de ulusal,
kısacası toplumsal tüm değerleriyle kaynaşmış bir solculuğu
geliştirmiştir. DSP, temel hak ve özgürlükleri daha da
genişletmeyi, katılımcı demokrasinin kökleşmesini sağlamayı ve bu
konuda evrensel normlara uygun yeni kurallar getirmeyi öncelikleri
arasında görmektedir. Yargının bağımsızlığı ve her türlü siyasal
etkinin dışında çalışması DSP'nin en önemli hedeflerinin başında
gelmektedir. Yargı ve hukuk konusunda iktidarı döneminde büyük
adımlar atan DSP, "gerçek adalet"i sağlayacak yeni atılımlara
gereksinim olduğuna inanmaktadır. DSP, yargıda da "bilgi
toplumu"nun gereklerini yaşama geçirecek ve hukuk sistemimizin
aksayan tüm yanlarını düzeltecektir. Orman ve orman köylüsü, en
önemli duyarlılıklarımızdandır. Ormanlarımızın zenginleştirilmesi,
mill3 gelirden çok az pay alan orman köylümüzün refah düzeyinin
artırılması başlıca hedeflerimizdendir. Orman alanlarımızın bazı
güç sahiplerine peşkeş çekilmesine kesinlikle izin verilmeyecektir.
DSP'nin çevre politikası, tüm doğal zenginliklerimizi, -ülke
turizmi ve sınaileşmesinin yaygınlaşmasını engellemeden- korumayı
ve yaygınlaştırmayı amaçlamaktadır. Su kaynaklarımızın korunması ve
en verimli biçimde kullanılması ve atık suların yeniden kullanıma
kazandırılması da DSP'nin vazgeçilmezleri arasında yer almaktadır.
DSP'nin "bilgi toplumu" çerçevesinde oluşturulan ve "e-Türkiye"
projesinin içinde yer alan "Coğrafik Bilgi Sistemi", ülkemizin
doğal ve çevre zenginliklerinin izlenmesi ve korunmasında etkin bir
yöntem oluşturacaktır. DSP, yeraltı zenginliklerimizin ortaya
çıkarılmasında gerçekçi politikalar uygulayacaktır. Bu
kaynaklarımızın ülke ekonomisine ve istihdamına katkı sağlaması
için, çevresel duyarlılıkları gözardı etmeyen, ama tutucu da
olmayan bir tutum izleyecektir. Bu arada, en önemli yer altı
zenginliklerimizden olan Bor madeninin işletilmesinde ulusalcı
tutumundan ödün vermeyecektir. Türkiye, deprem ve diğer doğal
afetler açısından riskli bir coğrafyada yer almaktadır. 1999
yılında yaşanan ve çok sayıda can kaybının yanı sıra ekonomimize de
büyük zararlar veren iki büyük deprem felaketi bu gerçeği bir kere
daha ortaya koymuştur. O nedenle DSP, yerel yönetimlerde "afet
yönetim merkezleri"nin kurulmasını, bunların "merkez3 yönetim"le en
hızlı biçimde eşgüdüm içinde çalışmasını ve sivil toplum
örgütlerinin de çalışmalara katkı vermesini sağlayacaktır. Ayrıca
doğal afetlerde can kurtarma çalışmalarına katılan gönüllü
kuruluşlara ve sivil savunma birimlerine her desteği verecektir.
Demiryolu ulaşımı ve taşımacılığı gibi, deniz yolu ulaşımı ve
taşımacılığı da çok ihmal edilmiştir. DSP, ülke ve uygun kentler
bazında, hem demir, hem de deniz yolu ulaşımı ve taşımacılığını
yaygınlaştıracak ve bunların kara yolu ulaşımı ve taşımacılığıyla
da bağlantılı duruma getirilmesini sağlayacaktır. Sağlık hizmeti
sunumu, birinci ve daha ileri basamak sağlık hizmetleri olarak iki
temel yapıda ele alınacaktır. Koruyucu sağlık ve birincil tedavi
hizmetlerini içeren birinci basamak sağlık hizmetleri
geliştirilecektir. İleri basamak sağlık hizmetleri kuruluşları olan
hastaneler ise hizmet bölgeleri dikkate alınarak ilçe, il ve bölge
hastaneleri olarak yapılandırılacaktır. Sağlık kuruluşları
arasındaki güvence farklılıkları asgari düzeye indirilecektir.
Kırsal alanlarda da köy-kentler aracılığıyla sağlık hizmetlerinin
en üst düzeye ulaştırılması sağlanacaktır. Demokratik Sol Parti'nin
kültürümüze verdiği önem ve ağırlık Atatürk'ten esinlenmektedir.
Çağdaş Türk halkının kültürü, Atatürk'ün belirttiği gibi, hem
bugünkü topraklarımızdan, hem Anadolu'nun geçmişinden, hem
Avrupa'dan, hem de Asya'dan kaynaklanmaktadır. Çağımızın önemli bir
gerçeği olan Avrasyalaşma sürecinde Türkiye'nin kültür birikimi,
halkımıza ve ülkemize özel bir işlev kazandırmaktadır. Türkiye,
kültürel açıdan çok zengin bir ülkedir. Örneğin ülkemizdeki kadar
çeşitli ve zengin bir halk kültürü başkaca hiçbir ülkede yoktur.
Diğer kültürel alanlarımız için de aynı şeyi söyleyebiliriz. DSP,
kültürel zenginliklerimize verdiği değeri artırarak sürdürecek ve
kültürümüzün uluslararası düzeyde yaygınlaştırılmasını
sağlayacaktır. Toplumumuzun geleneksel kültürel değerlerini
korumayı ve geliştirmeyi temel hedef alan DSP, Batı'nın ve Doğu'nun
çağdaş kültürel değerlerinden de yararlanacaktır. DSP, Türkiye
Türkçesi'nin, başta Türk dünyası olmak üzere dünya çapında
yaygınlaştırılması için çaba gösterecektir. Ülkemiz turizm alanları
açısından da çok zengindir. DSP, yer altı ve yer üstü
zenginliklerine zarar vermeden yeni turizm alanlarının
geliştirilmesine katkı verecektir. Turizm gelirlerimizi artırmak ve
bu alanda dünya ölçeğinde en başlarda yer alabilmek için ülkemizin
turizm potansiyelinin tüm boyutlarını ortaya çıkaracak özel
projeleri hayata geçirecektir. DSP, "bilgi toplumu" hedefinin
gelişmesine en büyük katkının gençlerden geleceğine inanmaktadır.
"e-Türkiye", gençlerle büyüyecektir. Bu nedenle DSP, gençlere her
yaş döneminde en büyük katkıyı vermeyi ve onları siyasal yaşama
kazandırmayı, dolayısıyla ülke yönetimine hazırlamayı büyük hedef
olarak görmektedir. Gençlerimizin en önemli sorunlarından biri de
işsizliktir. DSP, gençlerin meslek ve iş edinmeleri için her önlemi
alacaktır. Kadın ve aile, toplumsal yaşamamızın en önemli
değerleridir. DSP, iktidarı döneminde Medeni Kanun'u sil baştan
yenilemiştir. Yeni Medeni Kanun, toplumun temeli olan aile
yaşamında köklü değişiklikler getirmiş; kadın-erkek eşitliğini tam
olarak sağlamıştır. DSP, gençler gibi kadınların da siyasete
kazandırılmasında yaptığı öncülüğü bundan sonra da devam
ettirecektir. DSP, iktidarı döneminde ekonomiyi çökerten ve
siyaseti kirleten uygulamaları etkisizleştiren politikalar
oluşturmuştur. Bunları uygulamada başarılı sonuçlar da elde
etmiştir. DSP'nin etkili olmadığı bir siyasal yapılanmada "temiz
siyaset"ten söz edilememektedir. Bu nedenle DSP, siyasetin yeniden
kirlenmesini önlemek için iktidarı döneminde oluşturduğu
politikalarr. ı daha da yaygınlaştıracak ve bunları köklü ve kalıcı
duruma getirecektir. Yolsuzluk ve yozlaşmayla ilgili olarak
başlattığı büyük mücadeleyi sonuna kadar sürdürecektir. Yoksulluğu,
yolsuzluğu ve yozlaşmayı kader olmaktan çıkaracaktır".