Drew'e kim romantikçe fısıldar?

Bugünlerde Best FM'de program yapan aynı zamanda İnternethaber'de köşe yazarından Mesut Yar, Ebru Drew'e romantik sözler fısıldıyormuş. Bunu duyan Drew'den Yar'a cevap geldi...

Ebru Drew
Adaşım uyardı:

"Merhaba Ebru Hanım, size bir uyarıda bulunmak istemiştim. Her sabah saat 07.00'de Best FM'de program yapan Mesut Yar size atıfta bulunarak çok romantik fısıldamalarla mesajlar gönderiyor. Aranızda ne geçiyor bilinmez ama haberiniz olsun. Alemden dönüşleriniz biraz geç olduğu için yayın saatinde büyük bir ihtimalle uyuyorsunuzdur diye düşündüm." (Ebru Dallıbak)

Doğru söze ne hacet... 07.00'de, millet okuluna işine giderken ben yeni yatağa giriyorum daha. Sadece alemlerden ötürü değil ama... Malum, insomnia. Yani evde olsam da uyuyamıyorum. Gün ağarana dek, böyle baykuş gibi, her çıkan sese kulak kabartıyorum.

En çok da buzdolabından şikayetçiyim ya... Bunların hiç ses yapmayanı yok muydu acaba?..

Son teknoloji vardır belki, bizimki memur işi ne de olsa, peşin fiyatına 24 ay taksitlilerden!.. Öde öde bitmez, gürültüsünden de geri kalmaz.

Kamyon gibi çalışıyor mübarek.

Eee evde içine sığabileceği bir mutfak olmayınca... Salonda duruyor benimki. Başköşede. Mutfak ancak fırını ağırlayabiliyor çünkü, bir de beni.

Hal böyle olunca... Bütün gece kafa kazan... Sıkıysa uyu!.. Sadece o mu?.. Televizyonu, kombisi, musluğu, üst kat komşusu hiç durmuyor ki...

Tamam, çocukluktan itibaren eşyaların da ruhu olduğuna inandım. Arkadaşım bildim onları, yastığımla az konuşmadım, söz dinlemedi diye az dövmedim o divanı da artık büyümedim mi?.. Aslında büyümekle ilgili değil bu, bir an bile evde tek başına bırakılmamış bir kız çocuğunun ilk kez yalnız kalma kabusu... Hep diyorum ya, "Ah be anam!.. Ne olurdu bana evde tek başına kalmayı/uyumayı öğretseydin. Her gezmeye gidişinizde anneannemi dikmeseydin başımıza da kazık kadar olduğumda bu hallere düşmeyeydim..."

Korkum seslerden ibaret değil, iki dakikada bir penceredeyim. 4'üncü kata tırmanan bir deli yürek arıyorum hep pervazda.

Geçen gün, giyindikten sonra farkettim. İş işten geçtikten sonra. Perde yarı aralıktı, karşı apartman öksürsen duyar mesafede. Ya bir sapık oturuyorsa, ya beni anadan üryan gördü de düz duvarı tırmandıysa... İşim iş gördüğünüz gibi... Uyamam mucize bu şartlarda!..

Paranoya bağlantılı gece insomniası musallat olmuş durumda muhteşem vücuduma. (Sokaktan tuttuğuna da gel uyut beni, git sonra denmez ki!.. Hele bu yaştan sonra.)

Dolayısıyla... 07.00'de programına başlayan Mesut Yar'ın bana hitaben ettiği romantik kelamları kaçırıyorum her sabah. Allahtan siz varsınız...

Her şeyden sayenizde haberdarım. Soruyorum adaşa, neler diyor hakkımda başka:

"Önce esprili bir şekilde, biraz da dokundurarak, siyasilere, Başbakan'a, Ulaştırma Bakanı'na günaydın dedikten sonra fonda bir müzik çalıyor. İşte tam o sırada Sana da günaydın Ebru Drew. Her neredeysen veya Şu anda uyuyorsun biliyorum gibi erotik bir sesle size de selam yolluyor."

O saatte nerede olacağım yataktayım!.. Afedersiniz bi taraflarımda pireler uçuşmakta. Ne diyeyim ben şimdi hiç tanımadığım bu hınzıra. Müsaadenizle bundan sonrası ona:

Selamın selamımdır Mesut Yar. Hele ki erotik bir ses tonuyla geliyorsa başımın üstünedir, bilesin. Allah başka zeval vermesin, daha çok edesin...