Dostlar bana soruyor:
-Neden Demokrat Parti'yi yazmıyorsun?
Yazayım da...
Nesini yazayım?
Cindoruk'la "yeniden var olacak" denilen DP'nin
yokluğunu mu yazayım, yoksa koca koca adamların partideki
"koltuk kavgası"nı mı yazayım?
Hangisini?
"O masa benimdi" diyen idarecileri mi yazayım,
yoksa "Kendisiyle ilgili iki satır yazdı diye karalama
moduna giren sözümona delikanlıları mı?
Ne yazayım DP ile ilgili? İl başkanlarının yeni arayışlara
girdiğini mi yazayım?
Beni arayıp, "Tansu Hanım gelir mi?" diyerek
ağzımdan çıkacak iki kelimeye umut bağlayanları mı yazayım?
Soranlara böyle diyorum.
Onlar da "sen yine de yaz" diyorlar...
Peki...
Yazayım...
Yazayım da...
Vallahi de billahi de yazacak bir şey bulamıyorum.
Böyle bir parti yok çünkü. ANAP'la birleşti, Mesut Yılmaz'la
kolkola girdi diye Cindoruk'a umut bağlayanlar, yeni bir
delikanlının partinin başına geçeceğini bekleyenler, beyhude bir
bekleyiş içinde.
Çare nerede biliyor musunuz?
Çare, DP'nin içinde bile Sarıgül.
Hani o "masa benim" diyenler var ya,
Mustafa Sarıgül'le kolkola, hergün kulaklarında telefon,
DP'den oraya doğru nasıl kayacaklarının hesabını
yapıyorlar.
Ha, iyi niyet yok mu?
Var.
Ufuk Söylemez mesela.
Memleketi kurtaracakmış gibi didiniyor.
Ama tek başına.
Yapayalnız.
Evet, acı ama gerçek.
DP diye bir parti yok artık!
Yüzde 1 bile değil.
DP, "diğer partiler" listesinde artık.
Hani Cindoruk tanınan biri olmasa, geçmişi olmasa, DP'nin başında
kimin olduğunu bile bilemeyeceğiz.
Ama şunu da söyleyeyim, gençler özellikle İnternet'le içiçe olan
gençler, ne DP'nin ne de Cindoruk'un farkında.
"Yazmıyorsun" diyenlerin bilgisine.