İştah kontrolünü konu eden, Answers to Appetite Control adlı kitabın yazarı, Massachusettsli psikiyatr James Greenblatt bu sebepleri bir araya getirdi. İşte o sebepler... Mideniz, normal boyutlara göre geniş. Vücut ölçüleriniz ya da kas ağırlığınız ne olursa olsun, midenizin boyutunun, genelde karşılaştığımız boyutlardan anatomik olarak daha geniş olması mümkün. Bu yüzden sürekli masada en çok yemek yiyen siz olabilirsiniz. Çok şen şakraksınız. 2010 yılında, California'da gerçekleşen bir biyoloji konferansında sunulan çalışmaya göre; harika bir espri anlayışınız varsa ve gülmeyi seviyorsanız bu, sizi daha iştahlı biri haline getirebilir. Çünkü bu çalışmada, araştırmacılar iki gruba farklı türde 20 dakikalık videolar izletip; iştah artışını tetikleyen girelin hormonunun ve beyindeki tokluk algısını sağlayan leptinin seviyesini kontrol ettiler. Eğlenceli videolar izletilen grup, diğer ciddi meseleler hakkında bir şeyler izleyenlere göre daha yüksek girelin hormonu ve daha düşük tokluk hormonu salgıladı. Ama siz yine de gülün eğlenin ve endorfin salgılayın, sonuçta mutsuz anlarımızı buzdolabının önünde geçirdiğimiz de su götürmez bir gerçek Beslenmenizde, sağlıklı bakterilere yer vermiyorsunuz. Yapılan araştırmalara göre; prebiyotikler ve soğan, sarımsak ya da enginar gibi yiyeceklerdeki sindirilemeyen lifler, iştahı bastırmaya fazlasıyla yardımcı oluyor. Bu maddelerden uzak kaldığınızda ise kendinizi sürekli aç hissetmeniz gayet tabii. Her gün kahvaltı etmenize rağmen; bazen vakit bulamıyorsunuz. 2015'te yapılan bir araştırmaya göre; eğer kahvaltı alışkanlığınız varsa, kahvaltı yapmadığınızda diğerlerine göre daha acıkıyorsunuz. Güzel bir haber de var, yapılan bir diğer araştırmaya göre; kahvaltıyı es geçmek, öğle yemeğinde normalden fazla yemenize sebep olmuyor. Alkolle aranız iyi. Alkol kullandıktan sonra yediklerinizden bahis açmak yerine, bir başka araştırmanın, alkolün iştah açtığını kanıtladığını söylemekle yetiniyoruz. Beslenmenizde, proteine yer vermiyorsunuz. Tavuk ve yoğurt gibi sağlıklı protein kaynakları tükettiğinizde, vücudunuzda üretilen amino asitler iştahınızın düzenlenmesine yardımcı olur. Centers for Disease Control'e göre yeterli miktarda protein almadığınızda, iştahınızı frenlemeniz pek mümkün olmaz ve yedikçe yiyesiniz gelir. Mide rahatsızlıkları için kullanılan ilaçları biraz fazla kaçırıyorsunuz. Antiasit mide ilaçları, mide asitlerini etkisiz hale getirip sindirim enzimlerinin çalışmasını önler ve midenizde hazımsızlık ya da ekşime söz konusuysa size yardımcı olur. Mamafih bu ilaçlar, tükettiğiniz en sağlıklı proteinlerden bile amino asit üretilmesini engelleyebilir; koskoca bir ziyafetten sonra kendinizi hiçbir şey yememiş gibi hissedersiniz. Mütemadiyen streslisiniz. Gideceğiniz bir iş görüşmesi gibi; yaşanan geçici gerginlikler iştahınızı kaçırır fakat sürekli stresli olmanızın, aşırı yeme ihtiyacı duymanıza yol açması kuvvetle muhtemeldir. Dahası; vücudunuzun strese tepki olarak salgıladığı kortizol hormonu da, sonu gelmeyen tatlı krizlerine yol açar. Şeker kullanımınız oldukça fazla. Şeker, tok hissetmenizi engeller bu yüzden gün içinde yediğiniz tüm şekerli besinler ve tatlılar akşam yemeğinde herkesten fazla yemenize sebep olur. Regl dönemindesiniz. Yapılan bir araştırmaya göre östrojen, iştah artışında ve metabolizmanın işleyişinde fazlasıyla önemli bir role sahip. Kısacası regl dönemlerinde, tatlı tuzlu demeden her şeye saldırmanın sorumlusu, yaşanan döngü süresince değişen östrojen seviyesi. Sürekli ıvır zıvır yiyorsunuz. Cips, kraker ya da kek gibi ıvır zıvırları yediğinizde vücudunuza aldığınız, işlenmiş karbonhidratlar, aynı kalorideki sağlıklı besinler kadar doyurmaz. Protein ve sağlıklı yağ kaynağı olan besinlerin aksine, bu işlenmiş karbonhidratların tüketilmesinin ardından vücut, serotonin üretip tokluk hissini beyine iletemez. Dahası; işlenmiş karbonhidratlar lif yönünden de zengin değildir. Spor yapmıyorsunuz, hatta bugün hiç hareket etmediniz. Sanılanın aksine; yalnızca spor yapmak normalden daha aç hissetmenize neden olmaz. Özellikle yapılan aerobik egzersizler, iştah artışını tetikleyen girelin hormonunun vücuttaki dolaşım seviyesini ve stresi azaltır, enerjinizi arttırır. Böylelikle kendinizi iyi hisseder, gereğinden fazlasını yemeye ihtiyaç duymazsınız. Sıkı bir antrenman yaptınız. Yaptığınız hafif egzersizler iştahınızı kontrol etmenizi kolaylaştırsa da; yedikleriniz, sıkı bir antrenman sonrasında size yetmeyebilir bu yüzden daha fazlasına ihtiyaç duyarsınız. Yalnızca sıkı bir antrenman değil; her zamankinden daha fazla hareket etmek bile aynı şekilde sonuçlanır. Etrafınızdakiler, size göre biraz çelimsiz. Arkadaşlarınıza göre daha kaslı ya da kalıplıysanız onların yediklerini kendinize yakıştırmıyor olabilirsiniz. Vücudunuz, doğal olarak normalden daha fazlasına ihtiyaç duyar. Beslenme konusunu pek önemsemiyorsunuz. Tabağınızın renginden, restoranın ışıklandırmasına kadar çevrenizdeki her şey, iştahınızı ve yediğiniz miktarı etkiler. Yemek yerken yeterince dikkatli değilseniz siz yalnızca atıştırdığınızı düşünürken koskoca bir öğün tüketmiş olabilirsiniz.