Döviz dış ticareti vurdu
Abone olTürkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı, haziran ihracat rakamlarını açıkladı. Satıcı döviz sepetinin düşmesi ile dış ticaret olumsuz etkilendiğini söyledi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, döviz
sepetinin düşmesi ile dış ticaret olumsuz yönde etkilenirken,
maliyetlerdeki artışların önüne geçilememesi nedeniyle ihracatçının
karında düşüş yaşandığını bildirdi. Diyarbakır Clas Oteli'nde
düzenlediği basın toplantısında ''Haziran 2005 ihracat
rakamlarını'' açıklayan Başkan Oğuz Satıcı, adaletsiz gelir
dağılımı ve yoksululk sorunun çözülebilmesi için, devlete ve bölge
girişimcisine ciddi iş düştüğünü söyledi. Devlet kaynaklarının
tamamının bile bölgeye ayrılmasının burada üretici bir kültürün
yeşerebileceği anlamına gelmeyeceğini ifade eden Satıcı, şöyle
dedi: ''İktisadi hayata katılım ve zenginlik için yürürüş bir
kültür meselesidir. Bu kültür kendi motivasyonunu bölge insanında
bulmak zorundadır. Bugüne kadar siyasi liderlerini bol miktarda
yetiştirmiş olan bu bölgenin artık iktisadi liderlerini
yetiştirmesi lazımdır. Bu bağlamda işsizlik Diyarbakır'ın sorunu
değil, Diyarbakırlının sorunudur. Bölgenin kendi iç dinamiklerinin
harekete geçmesi ile bölgenin Sabancılarının ve Koçlarının
yetişmesi ve bölgeyi himaye altına alması ile işsizlik, gelir
dağılımındaki adaletsizlik giderilebilir ve iktisadi istikrar
sağlanır.'' -AVRO/DOLAR PARİTESİNDEKİ DÜŞÜŞ- Satıcı bu arada, AB'de
yaşanan siyasi gelişmelerin de etkisiyle yaşanan makroekonomik
gelişmelerin Türkiye'nin ihracatını yakından etkilediğini söyledi.
Bu bağlamda Avro/Dolar paritesinde yaşanan düşüş eğiliminin,
Türkiye ekonomisi ve ihracatı açısından iki büyük tehlikeyi içinde
barındırdığını savunan Satıcı, bunlardan birincisinin YTL'nin değer
kazansaması, diğerinin ise Avro'nun paritede değer kaybetmesi
olduğunu bildirdi. Türkiye'nin ihracatının yüklaşık yüzde 55'ini AB
ülkelerine gerçekleştirdiğini ve ithalatının yüzde 46'sını da AB
ülkelerinden yaptığını vurgulayan Satıcı, ''Ülkemiz ihracatın yüzde
50'sinden fazlasını, itahalatının ise yaklaşık yüzde 55'ini Avro
ile yapmaktadır. Döviz sepetinin düşmesi ile dış ticaret olumsuz
yönde etkilenriken, maliyetlerdeki artışların önüne geçilememesi
nedeniyle ihracatçımızın karında düşüş yaşanmaktadır. Bu gelişmeler
dış ticaretimizdeki açığın büyüme eğilimini de beraberinde
getirmektedir'' diye konuştu. -AB İLE İLİŞKİLER- Başkan Satıcı,
Türkiye'de demokrasinin ilerlemesi açısından AB' vizyonunun önemine
değinerek, AB'nin Türkiye'nin belli sorunlarının çözümünde bir
kolaylaştırıcı rol oynayabileceğini vurguladı. AB'nin Türkiye ile
sürekli bu konuları istişare ederek, bu rolü oynaması gerektiğini
dile getiren Satıcı, şöyle dedi: ''Ancak söz konusu rol,
kolaylaştırıcılığın önüne geçmemelidir. Unutulmamalıdırki, AB
vizyonunun halkın verdiği destek olmazsa bu reformların hiçbirinin
uygulanacağı meşru zeminin ortaya çıkmasına imkan yoktur. Bu meşru
zeminin varlığı ve onu mümkün kılan halk desteğidirki, hükümetlerin
siyasi iradesini beslemiş, kuvvetlendirmiş ve teşvik etmiştir. Bu
nedenle AB ülkeleri Türkiye'nin kimi sorunlarının çözümü adına
konumlarının ne olduğunu çok net biçimde karar vermek
mecburiyetindedirler. Zira halkın söz konusu desteğinin 2 yönlü
olarak oynaması mümkündür. Elbette halkımızın vicdanına, kendi
algılayış biçimine uygun düşmeyen hiçbir istek veya baskı arkasında
o demokratik desteği bulamaycağından uygulama şansı
bulmayacaktır.'' Satıcı, tarihsel, kültürel kimi konularda ve
benzerlerinde çok güçlü bir devlet geleneği ve kültüre sahip olan
Türkiye'nin yanı sıra dünyanın bütün ülkelerinin de tepkili
olacağını vurgularken, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bu türden
sorunlar, Türkiye'de ve Türk halkının iradesiyle çözülecektir,
Brüksel'de değil. Aksini düşünmek oldukça isabetsiz olacaktır. Ama
Brüksel ile işbirliğinin burada olumlu katkılarının olacağını da
yadsımıyoruz. Simgesel nitelikli adımlarla yola çıkılması bir
eleştiri mevzuu olmamalıdır. Zira ağır sosyo-politik ve sosyolijik
yükler içiren sorunlar simgesel nitelikli adımlarla çözülmeye
başlanmıştır. Bunların güçlü etkilere sahip bir içerik kazanması
zaman ve kaynak sorunudur. Bu zaman ve kaynak sorununu aşılmasının
en isabetli yöntemi Türkiye'ye AB yolunu açmaktan geçer. Avrupalı
dostlarımızın Türkiye'ye baktıklarında resmin bütününü görmek ve bu
biçimde davranmak sorumlulukları da olduğuna inanıyoruz.''
Türkiye'nin belli sorunlarının, temeldeki ekonomik problemlerin bir
yansıması olduğuna da işaret eden Satıcı, ''söz konusu problemler,
bölgelerarası gelişmişlik farkları açıklanabilir olduğu kadar, aynı
zamanda bölgesine bağlı olmaksızın çeşitli yerleşim birimlerinin
özeline de dikkat çekmektedir. Türkiye'nin kalkınma çabasının
bütünleşik bir çaba olduğunu ve çabaya verilecek olan desteğin de
kümülatif olması gerekir'' dedi. -VALİ ALA: ''KAMUDAYIM AMA ÖZEL
SEKTÖRCÜYÜM- TİM'in düzenlediği basın toplantısına katılan
Diyarbakır Valisi Efkan Ala ise Başkan Satıcı ile geçen ay
yaptıkları görüşmede Diyarbakır'a davet ettiğini belirterek,
şunları söyledi: ''Kısa bir sürede Diyarbakır'a geldiler. Özel
sektör hızlıdır, çok kısa sürede karar vericidir. Kamudayım ama
özel sektörcüyüm...İhracat rakamları 80 öncesi rakamlarla
karşılaştırıldığında, çok büyük gelişme olduğu görülür. Bu iyi ve
yönümüzün doğru olduğunu gösteriyor. Ama gelişmiş ülkelerle
karşılaştırdığımızda, yıllık ihracatmızın o ülkelerin 2 aylık
ihracatına eşit olduğunu görürüz. Bu nedenle yetersizdir. Kendi iç
problemlerimizi çözerek, sosyal ve ekonomik gelişmimizi
tamamlamalıyız. Layık olduğumuz yerde değiliz.'' Toplantıdan sonra
TİM Başkanı Satıcı, Diyarbakır'da ihracatta ilk 5'e giren şirket
temsilcilerine plaket verdi.