Dört nesil süren efsane...
Abone olİtalyan üreticinin tarihinde ‘TR’ kod ismiyle tanımlanan Testarossa serinin ayrı bir yeri var.73 yılında sergilenen bu serinin temeli kuşkusuz 365 GT4 BB modeline
Ortaya yerleştirilen motoru ile rakiplerinden sıyrılan model o
zamanın süper otomobilleri arasında en popüleri olmuştu. Yerini 365
GTB/4’e bıraktığındaysa motorunun bulunduğu yer değişti. Üretim
bandına girdiği yıllarda efsaneler arasına girmesini sağlayan
karoser tasarımı artık rakiplerini çağrıştıran bir hal almıştı.
Motor bir önceki versiyonun aksine karoserin önünde bulunuyordu. Bu
uygulama Ferrari mühendislerinin zamanın trendlerini takip etmesi
nedeniyle yaşandı. Aslında Lamborgini Miura’nın 1966’da yakaladığı
bu trendin etkisi olduğu da iddia edilebilir. On yıl beklendi...
365 GT4 BB’nin motorunu 365 GTB/4’den (Daytona) ayıran tek özelliği
konumu değildi. 180 derece açıyla yerleştirilmiş 12 silindire
sahipti. Bu yerleşim şekli boxer motor tipini andırsa da düz
şekliyle farkını ortaya koyuyordu. Bu yerleşimin en büyük avantajı
yol tutuş performansını artırmasıydı. Düz silindir yerleşimi
ağırlık merkezini aşağı çekiyor ve otomobilin yere daha sağlam
basmasını sağlıyordu. BB’nin motoru lastik izdüşümünü daraltmak
amacıyla vites kutusunun üzerine yerleştirilmişti. Bu tasarım da
ağırlık merkezinin konumu konusunda avantaj sağlıyordu. Ferrari’nin
efsaneleşmiş modellerinin tasarımcısı Pininfarina’nın tasarladığı
aracın 4.4 litrelik güçlü motorunu 6 egzoz çıkışı destekliyordu.
365 GT4 BB Ferrari’nin çok bilindik modelleri arasında yer almıyor.
Fakat bir efsanenin temellerini attığı bir gerçek. 365 GT4 BB
revizyonların ardından 1976 yılında 512 BB adıyla Ferrari
fanatiklerinin hayallerinde kendine yer edindi. Son olarak 1984
Paris Otomobil Fuarı’nda BB’nin temelleri üzerine kurulu bir
destanın ilk satırları yazıldı: Ferrari Testarossa… Lakabı ‘Kızıl
kafa’ Otomobilin ismi üretim bantlarıyla tanışmasının tam yirmi yıl
öncesine dayanıyor. O dönem zaferden zafere koşan Ferrari takımının
yarış otomobilinin ismi Testarossa’ydı. Rüyalarına girdiği otomobil
tutkunu sayısı gün geçtikçe artıkça, İtalyanlar Testarossa’nın
kırmızı silindir kafalarından esinlenerek ona “Kızıl kafa” dediler.
Bu silindir kafaları 24 saat yarışlarını kazanan 250 TR modeliyle
ünlendi. Teknik olarak Testarossa, 512 Bbi modelinin yeniden
şekillendirilmesiyle ortaya çıkmıştı. Fakat dış görünümünde onu
selefinden ayıran iki özellik vardı. Fonksiyonellik, yeni modelin
bu kadar farklı gözükmesindeki ana nedendi. Arkadaki radyatör
ızgarası iki BB modelinde de mevcuttu fakat Testarossa’da bu
ızgaranın yerinin değişmesi teknik açıdan büyük avantajlar sağladı.
Tüm dünyada Testarossa dendiğinde akla gelen model 5 litre
hacmindeki 390 HP’lik güç çıkışı sunan seri oluyor. Bu otomobil
güçlü motoru sayesinde 0’dan 100 km/s hıza çıkış için sadece 5.3
saniyeye ihtiyaç duyuyordu. Modelin son hızıysa saatte 290 km’ydi.
Testarossa’nın tasarımı bir çok Ferrari gibi Pininfarina’nın
kaleminden çıktı. Burnu keskin bir bitişe sahipti. En belirgin ve
efsaneleşen yönü ise iki tarafta da boylu boyunca uzanan 5 şeritli
hava kanalıydı. Bu tasarım ileriki yıllarda ortadan motora sahip
bir çok otomobilde kullanıldı. Bunların haricinde farların
altındaki küçük hava delikleri serin havayı motora iletiyordu.
Testarossa’da göze çarpan bir diğer marjinallik de soldaki geri
görüş aynasının yeriydi.Ayna çamurlukla tavan arasındaki çıtanın
üzerindeydi. Testarossa’nın bu görünüşü 1991 yılında çok az
değişti. Otomobil en büyük değişimini 1991 yılında yaşadı. Dış
görünüşteki değişimlerle beraber ön konsolun rengi de değişti.
Efsanenin adı aynıydı fakat giderek kendini yeniliyordu.
Testarossa, son halini ise 1994 yılında aldı. Oldukça kilo
kaybetti, eskisinden daha yakışıklıydı. 1991’de 390 HP üreten
motoru 428 HP üretir hale getirildi. 1994 yılındaysa bu rakam 440
HP’ ye ulaştı. 1973 yılında 365 GT/4 BB ile başlayan bu efsane
Ferrari’nin en uzun süre üretimde kalan modeli oldu. Kaynak:
www.larende.com