Dopingin şakası yok
Abone olSporcuların zaman zaman baş vurduğu doping, insan vücudunda bilinenlerin çok ötesinde tahribatlara yol açıyor.
Doping yapan sporcular sadece kariyerlerini tehlikeye atmakla
kalmıyor aynı zamanda sağlıklarını kaybetme riskiyle de karşı
karşıya kalıyor. Kalıcı hasarlar bırakabilecek bir çok hastalığın
yanı sıra sinir sistemini doğrudan etkileyen bazı doping maddeleri
ölüm riski taşıyor.
Türkiye Doping Kontrol Merkezi Başkanı Prof. Dr. Aytekin
Temizer'in, Atletizm Bilim ve Teknoloji dergisinde yayınlanan
araştırmasında, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından
kullanımı yasaklanan maddeler ve yan etkileri tanıtıldı.
Araştırmaya göre sporcular tarafından aktiviteyi artırdığı ve
yorgunluğu azalttığı gerekçesiyle en çok tercih edilen uyarıcılar
arasında ''amfetamin, efedrin ve kafein'' yer alıyor, ancak bu
maddeler, kişide sinirlilik, kalp atım hızının artması, su kaybı ve
dolaşım bozukluklarına neden oluyor.
-GÜÇ VEREN DOĞAL ERKEKLİK HORMONU KARACİĞERİ
BOZUYOR-
Ağrıya duyulan hassasiyeti azaltan ''narkotik'' maddelerin çoğu
solunum depresyonu ve psikolojik bağımlılık riski taşırken, ''andro
anabolik steroid'' olarak adlandırılan, sporcuya güç veren ve kas
kitlesini artıran doğal erkeklik hormonunu testosteronun türevleri
ise karaciğere zarar veriyor, sistemde geri dönüşü olmayan hasarlar
bırakabiliyor.
Öte yandan, halter ve güreş gibi sporcunun vücut ağırlığının önemli
olduğu branşlarda vücut ağırlığının azaltılması için kullanılan
''diüretik'' maddeler, su kaybına bağlı olarak böbrek ve kalp
yetmezliklerini de beraberinde getiriyor.
-MARİHUANA VE ALKOL BİLE KULLANILIYOR-
Okçuluk, bilardo, dart ve atıcılık gibi branşlarda yarışma öncesi
rahatlamak, kendine güveni artırmak, titremeyi önlemek için
sporcular alkol ya da marihuana gibi uyuşturan maddeler de
kullanabiliyor, ancak bu maddelerin aşırı kullanımı sonucunda kalp,
akciğer ve merkezi sinir sisteminin olumsuz etkilenmesiyle kanser
gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabiliyor.
Bunun yanında, heyecanı kontrol etmek için kalp atış hızını
yavaşlatmak ve dengelemek amacıyla alınan ''beta blokörler'', kalp
hastalıkları, depresyon, uyku sorunları ve astıma neden oluyor.