Ya bana dokunma, ya da
vurup kaçma!
Bir yıldır bu köşede yazı
yazıyorum, sanırım sitenin okuyucu profili gereği sevmeyenim
sevenimden fazla…
Olsun, hiç dert
değil…
Benim gibi düşünmediği
halde benimle çok iyi anlaşan okurlarım da var, zaman zaman
dertleşiyoruz…
Bazen onlar bana akıl
danışıyorlar, bazen de ben onlara…
Alışverişimiz güzel,
biliyoruz ki pencereden gördüklerimiz aynı değil, ama penceremizde
siyah kalın perdeler yok…
Gözümüzde at gözlüklerimiz
de yok…
Ha bazılarında var,
üstelik kuvvetli bir yapıştırıcı ile de yapıştırılmış
durumda…
Tatilden döndüm, ben
huzurlu bir şekilde döndüm dönmesine de bazılarının huzuru kaçmış
olmalı…
Bakın sizi son kez
uyarıyorum!
Ya da şöyle
demeliyim;
“Sizin için cebimde çok
güzel bir nasihatim var!
Ben hiç ama hiç
hoşlanmadığım, yazılarını hiç beğenmediğim, okuduktan sonra küfürle
karışık mail atacağım birini asla ama asla okumazdım…
Ha görüşlerini
beğenmediğim yazarları okumuyor muyum?
İlk olarak onları
okuyorum.
Ne düşünüyorlar merak
ediyorum…
Ama onlara küfür, hakaret
içeren mailler atmıyorum…
Mail at, eleştir ama Allah
aşkına küfür etme!
Ya eline ne geçiyor bana
saydırınca…
Manyak mısın ki beni ve
yazılarımı hiç sevmediğin halde, benim yazar olamayacağımı
düşündüğün halde benim için zaman harcıyorsun!
Benim de zamanımı
çalıyorsun!
Daha ne
diyeyim!
Hadi şekerim sen zamanını
boşa harcayıp beni okuma, attığın maillerle de benim zamanımı
çalma…
Kısacası bana
dokunma!
Yanarsın!
nsrnylmz@gmail.com