Dolardaki artış enerji sektörünü etkiler mi?
Abone olEPDK Başkanı Hasan Köktaş, dolar kurundaki artışların sektörü nasıl etkileyeceğine ilişkin, “İki şeyi birbirinden ayırmak lazım. Bir tanesi ...
EPDK Başkanı Hasan Köktaş, dolar kurundaki artışların sektörü
nasıl etkileyeceğine ilişkin, “İki şeyi birbirinden ayırmak lazım.
Bir tanesi kesinlikle etkiyecek ama nereleri ona bakmak lazım.
Toplamda baktığımız zaman sektörümüz üzerine bu kurlardaki artış
yapısal olarak olumsuz etki yaratır" dedi.
Görev süresi dolan EPDK Başkanı Köktaş, enerji sektörü ve EPDK
özelinde 6 yılın genel değerlendirmesini yaptı. Toplantıda Köktaş
gazetecilerin sorularını da cevapladı. Bir gazetecinin, “EPDK’nın
mevcut yapısı aynen korunmalı mı yoksa bölünmeli?” sorusuna Köktaş,
“Bu 6 yıl bölündü bölünüyor tartışmalarıyla geçti aynı zamanda.
Dünyada baktığımız zaman düzenlemenin iki temel felsefesi, mantığı
var. Yani bir network düzenlemesi, yani şebekeli yatırımların
düzenlenmesi, bir de onun dışındaki sektörlerin düzenlenmesi.
Baktığımızda petrolle, LPG’yi düzenleyen birkaç ülke var dünyada
düzenlemeye tabi tutan. Aslında böyle bayilere kadar inebilen bir
düzenleme mantığı yerine daha global esaslı bir düzenleme
mantığının oluşturulması her zaman doğrudur. Ben prensip olarak
hiçbir zaman bölündü, parçalandı şöyle olsa iyi olur, böyle olsa
iyi olur tartışmasına hiç girmedim. Bugün de girmem doğru olmaz.
Yani görevin bitmekte olduğu bir gün içerisinde tartışmaya katkı
sağlamak doğru olmaz. Bu konuda çok özgün düşüncelerim var. Hem
teorik olarak hem de 6 yıllık yaşanmışlıktan kaynaklanan tecrübe ve
birikim olarak ama o düşüncelerimi şimdi paylaşmam doğru olmaz diye
düşünüyorum” cevabını verdi.
“64 BİN MEGAVATLIK KURULU GÜCÜMÜZ VAR”
Diğer bir gazetecinin, “Elektrikte 64 bin megavat kurulu gücümüz
var ama 38-39 bin megavata gelince birden alarm zilleri çalmaya
başlıyor. Keza doğalgazda da sizce bu sektörlerde krizden çıkış
için neler yapılmalı?” sorusu üzerine Köktaş, şöyle konuştu:
“64 bin megavatlık kurulu gücümüz var. Emre amadelik konusunda
sorunumuz var. 38-39’lara geldiğimizde emre amadede sorun yaşıyoruz
deniyor. İki şeyi birbirinden ayırmamız lazım. Onlardan bir tanesi
şudur; elektrik sektöründen kaynaklanan bir sorun değildir bu. Yani
aslında elektrikteki emre amadeliği konuşurken, doğalgazdaki
depolamayı konuşmaya ve doğalgazdaki kapasitelerini artırmayı
konuşmaya, kompresör istasyonlarının tamamının devreye alınmasının
konuşmaya referans göndermiş oluyoruz. Yani elektrik sektörünü
konuşuyor değiliz aslında. Çünkü elektrik sektörünün emre amadeliği
bu değil. Bugün birkaç hafta önce yaşadığımız o 39 bin megavatlık
bir şeyi konuşuyoruz. Onları çok rahatlıkla bu ülke yönetebilir
durumdadır. Burada hiçbir problemimiz yok, kaldı ki biliyorsunuz
eldeki eski kömür santrallerinin özelleştirilmesi şuanda
gündemdedir. Onların rehabilitasyonu sözleşmeleri şartnameleri
içerisinde vardır. Dolayısıyla oradaki kaliteyi emre amadelik
açısından arttırılacak, arttırmak da mümkündür. Emre amadelik
açısından sorun yoktur. Orada esas olan doğalgaz sektöründe arza
açısından da bir sorun yoktur. Yani sorunun temeline yaklaşmak
lazım. Arz kaynakları açısından da baktığımız zaman Türkiye’nin
elindeki kontrat stoku toplam tükettiğinden daha fazladır.
Dolayısıyla arz açısından da bir sorun yoktur. Sorun gelmekte olan
doğalgazın yani şebeke işletim sisteminin ve ona bağlı olarak
stoklama kabiliyetlerinin zayıf olmasından kaynaklanıyor.
Dolayısıyla belli bölgelere, yaşanmakta olan basınç sorunundan
dolayı enerjinin yani doğalgazın ulaştırılması problemi olarak
ortaya çıkıyor. Bununla ilgili zaten bakanlığımızın çok ciddi bir
çalışması var hem kompresör istasyonlarının yapılması açısından hem
yer altı depolamasının yapılması açısından, hem de bir takım
depoların senta kapasitelerinin arttırılabilmesi açısından. Yani
orada sorunu sadece şebekenin ağır kış koşullarında belli alanlara,
belli bölgelere yeterince gaz basıncı sağlayamamasından kaynaklanan
bir sorundur. Yeni yatırımlarla doğalgazın emre amadelik kısmının
arttırılmasıyla ve şebeke kabiliyetlerinin iyileştirilmesiyle
çözülebilecek bir sorundur. Konu aslında elektrik sorunu değildir.
”
“KESİNLİKLE ETKİYELECEK AMA NERELERİ ONA BAKMAK LAZIM”
Dolar kurundaki artışların sektörü nasıl etkileyeceğini soran
gazeteciye Köktaş, “İki şeyi birbirinden ayırmak lazım. Bir tanesi
kesinlikle etkiyecek ama nereleri ona bakmak lazım. İki şeyi
ayırmamız gerekiyor dediğim şudur, nihai tüketici tarifeleri bir
kontekstir. Onun dışında sektörün tamamını yapısal finansman bundan
sonraki proje finansmanı, öz kaynak ve yabancı kaynak tedahülü
açısından etkilemesi başka bir şeydir. Nihai tüketici tarifeleri
açısından tabii ki önünde sonunda etkiler etkilememesi mümkün değil
ama şimdi şunun söyleyeyim. Nihai tüketici tarifelerinin artması
yönünde bir etkinin ortaya çıkmamasının gerekçesi bu maliyet
bileşenlerine baktığımız zaman onlarca maliyet bileşeni var biz
tarifeyi hesaplarken. O maliyet bileşenlerinin bir kısmında artış,
bir kısmında azalış olarak ortaya çıkıyor. Toplamda baktığımız
zaman sektörümüz üzerine bu kurlardaki artış yapısal olarak olumsuz
etki yaratır. Bu iki tanesini birbirinden ayırt ederek söylüyorum”
yanıtını verdi.
(İHA)