Dolar ne olur uzman yorumları
Abone olDolar ne olur sorusuna yanıtı uzman yorumlarında gizli. Milliyet gazetesi yazarı Güngör Uras, bugünkü köşesinden Dolar ne olur sorusuna yanıt verdi.
Milliyet gazetesi yazarı Güngör Uras, 'Dolar nereye
kadar artar?' başlıklı bugünkü yazısında dolar kurunda yükselişin
devam edeceğini yazdı.
Yazısına, "Doların fiyatının nereye kadar artacağı belli değil ama görünen o ki ucuzlayamayacak" yorumuyla başlayan Uras, şunları yazdı:
"...
1) Dolar dünyada olan bitenden (genelde) değer kazanıyor.
2) Bunun üzerine, bizim sorunlarımız (özelde) dolan daha da
artırıyor.
Dünyada doların değer kazanmasına yol açan gelişmeleri kontrol
edebilmemiz imkânsız. Ama içeride, doların fiyatının artmasına yol
açan gelişmeleri bilmemiz gerekir.
- Dışarıda doların değer kazanması, doların faizini
artırır. Faizini ödemeyi göze alan dolan bulur, ülkesine
çeker.
- Bizim durumumuz farklı.
Faizini ödemeyi göze alsak da dolar bulmakta zorlanıyoruz.
Ülke riski nedeniyle dolar girişi yavaşladı. Arz talebi
karşılamayınca, "kıtlık rantı" fiyatın üzerine
binmeye başladı.
KURA GÜVEN KALMADI
Dünyada yüzer gezer bolca dolar var. Akmasa da damlaması
beklenir. Bize damlamıyor. Daha önce gelenler de kaçıyor.
Çünkü döviz kuruna (doların fiyatına) güven kalmadı. Dolar daha
önce getirerek, 1.90 TL'den bozdurarak faize, borsaya yatıranlar,
şimdi, çıkarken, dolan 2.99 TL'den satın alabiliyor. Bugün
dolar getirerek 2.99 TL'den Türk Lirası'na çevirmeye kalkacak olan,
gelecek ay çıkmaya kalktığında doları kaça satın alabileceğini
bilemiyor.
Döviz bir ülkeye "para kazanmak için" gelir.
Kimse, bir ülkeye hayır için döviz yollamaz. Türkiye'ye gelen
dövizler, Türk Lirası'na dönüştürüldüğünde, bono faizi olarak,
borsa getirişi olarak, reel sektöre yatınm olarak, döviz getirene
para kazandırıyordu. Şimdilerde faizimiz cazip değil, borsa
kazandırmıyor. Reel sektörde ekonomi durgun.
Bugüne kadar dövizi kamu kesimi değil, özel sektör getiriyordu.
Özel sektörde yatırım, üretim, ihracat yavaşladı. Özel sektör döviz
kazanamazsa yükümlülüklerini ödeyemez.
Bizim bir özelliğimiz var. Bugüne kadar borçlarımızın anaparasını ve faizini ödemekte zorlanmadık.
Ne var ki şimdilerde Türkiye'ye dışarıdan bakanlar Türkiye'yi riskli ülke olarak görüyorlar. İçeride PKK ve IŞİD terörü, komşu ülkelerle ilişkilerin giderek kötüleşmesi, Türkiye'nin Kıbrıs, Yunanistan İran, israil, Rusya, Irak, Suriye ile ilişkilerinin bozulması, Suriyeli sığınmacılar sorunu Türkiye'nin dış görünümünü bozdu.
SİYASİ RİSK FRENLİYOR
Olumsuz gelişmeler döviz bilançomuzu bozdu. İlk 10 ayda döviz açığımız geçen yıl 33 milyar dolardı ama açığı kapa tına da zorlanma mıştık. Bu yıl ilk 10 ayda açık 25 milyar dolara indi ama sermaye hareketiyle sadece 9 milyar net döviz girişi oldu. Nereden geldiği belli olmayan 11 milyar dolar buna eklendiği halde açık kapatılamadı. Rezervden 5 milyar dolar yedik. Açık anlatımla, ihtiyacımız olan döviz ülkeye girmiyor. Rezervi azaltarak açığı kapatıyoruz. Ekonomide kaidedir: Arz talebi karşılayamazsa, fiyat yükselir.
Sonuç:
Kısa sürede Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar, ülkeye döviz
girişini artıracak gibi görünmüyor. Şu sevinilecek bir durumdur ki,
daha önce benzer durumlarda karşılaşılan "Dövize
Hücum" riski yok. Bankalar, şirketler, şahıslar Türk
Lirası'ndan dövize dönme arayışında değil. Bu çok önemli bir
avantaj. Bugünkü az talep dengesizliği, olağan döviz talebiyle
azalan döviz girişinden kaynaklanan bir dengesizlik.
Tekrarda yarar var: Yarın dolar fiyatının ne olacağını
kimse bilemez.