Dolar kuru fırladı Borcu olan ne yapsın?
Abone olDolar kurunun yükselişiyle dolar üzerinden borçlananlar endişelenmeye başladı Peki dolar borcu olanlar kur riskinden korunmak için ne yapmalı?
Dolar kurunun fırlamasıyla
ekonomi uzmanları dolar borcu olanları uyarıyor 'Doların şu anda en
tehlikeli para birimi' olduğunu vurgulayan uzmanlara göre özellikle
elektrik üretimi yapanlar ve gayrimenkul yatırım ortaklıkları
özellikle daha çok risk altında Peki dolar
borcu olanlar kur riskinden 'ağzı yanmadan' kurtulmak için
ne yapmalı?
Doğuş Otomotiv’in Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdürü
Dr. Berk Çağdaş, Türkiye İhracatçılar Meclisi Yönetim Kurulu
Üyesi Adnan Dalgakıran ve Piri Reis Üniversitesi’nden Prof.
Dr. Erhan Arslanoğlu bu soruya yanıt verdi ve hem
yatırımcıları hem de borcu olanları uyardı.
DOLAR ALALIM MI KUR NE KADARA ÇIKACAK-
TIKLA ÖĞREN
YILBAŞINDAN BU YANA ÖZEL SEKTÖRÜN DÖVİZ BORCU 56 MİLYAR
DOLAR ARTTI!
TL cinsinden hesaplandığında dolar kuru yılbaşında 2.33 TL'den
2,64’e yükselmesiyle yılbaşından bu yana özel sektörün döviz borcu
56 milyar TL artmış oldu Merkez Bankası’nın açıkladığı
verilere göre finansal kesim dışındaki firmaların 2014 aralık
ayında net döviz pozisyon açığı 4 milyar 280 milyon dolar artarak
183 milyar 243 milyon dolara yükseldi. Kısa vadeli net döviz
pozisyon açığı ise 12 milyar 760 milyon dolar oldu. Kısa vadeli net
döviz pozisyon açığı, Kasım 2014 dönemine göre 2 milyar 680 milyon
dolar arttı.
ŞİRKETLER NE YAPMALI?
Merkez Bankası 2014 Finansal İstikrar Raporu’na göre Borsa
İstanbul'da işlem gören şirketler 317 şirket Türkiye GSMH'sının
yüzde 20'sini oluşturuyor ve bu şirketlerden yüzde 58’i yani 185
tanesinin açık döviz pozisyonu var. Açık pozisyonu olan 44 firmanın
döviz geliri yok. Rapora göre kur riski yüksek sektörler elektrik
üretimi yapan firmalar ve gayrimenkul yatırım ortaklıkları. Peki
şirketler ne yapsın, mevcut tabloda şirketlerin kendilerini döviz
riskinden korumaları mümkün mü?
"ŞİRKETLER 3 AY SONRA NE OLACAĞINI BİLMİYOR"
Al Jazeera’ye açıklama yapan Türkiye İhracatçılar Meclisi
Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Dalgakıran “Kur nedeniyle fiyat
verememekte sıkıntı var. Şirketler sürekli maliyet hesabı yapıyor.
Üç ay sonra ne olacağını bilmiyor” diyerek piyasada bir
belirsizliğin hakim olduğunu ve bu durumun gelir ve gideri aynı
para biriminde olmayanlar için çok ciddi bir risk olduğunu
vurguladı.
Dalgakıran, “Kazancı dövizden etkilenmeyenler, ihracat yapıp
ihracatını devam ettirenler için çok riskli değil. Bu tür
dalgalanmalara karşı dayanıklı firmalar yaratmamız önemli. Türk
ekonomisi mehter takımı gibi. Bir ileri bir geri. Bugünkü durumun
geçmiş krizlerden farkı şu. Özel sektörün çok ciddi döviz borcu var
ve hane halkları da borçlu. Türkiye, 'Ben niye yatırım
çekemiyorum?' diye kendine sormalı.” dedi.
"FİRMA GELİRİNİ NEREDEN ELDE EDİYORSA O PARA BİRİMİNDEN
BORÇLANMALI"
Döviz borcu olmayan şirketlerden biri Doğuş Otomotiv’in Mali
İşlerden Sorumlu Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş’a göre reel sektör
firmaları artık döviz pozisyonu taşımamaya dikkat etmeli. Al
Jazeera’ye konuşan Çağdaş, “Firmanın gelirlerini elde ettiği para
birimi neyse, o para biriminden borcu olması gerekiyor. Bu şart”
diyor.
İşte Çağdaş'ın o kritik açıklamaları:
"BORCUN NİTELİĞİ ÖNEMLİ"
“Firmalar için bu borcun niteliği önemli. Bu borcu ne zaman
aldılar, hangi döviz maliyetleri ile bu borç tahakkuk edip
bilançoya girdi, güncel kurla bu borcun TL maliyeti şu an nedir, ne
kadar fark oluştu; gibi noktalara bakmak lazım. Eğer firma net açık
döviz pozisyonu taşıyorsa, yani döviz borcu, döviz varlıklarından
fazlaysa risk oluşumunu anlatmak üzere örnek bir hesap şöyle
yapılabilir: Diyelimki bir yatırımınız için Bankadan 5 yıl vadeli
100 milyon dolar kredi almıştınız. Bu borcu siz örneğin kur 2.30
iken almıştınız aradan 3 ay geçti ve bugün dolar kuru 2.60 olmuşsa
şu an bu borcu kapatmak isteseniz faiz hariç şimdi 30 milyon TL
fazla maliyet ödemeniz gerekir ki bu bir zarar oluşumudur ve siz
şimdi bu krediyi yada borcu TL'ye dönmek isterseniz, oluşmuş bu 30
milyon TL kur zararını kemikleştirir ve gelir tablonuza kur farkı
zararı olarak yazmış olursunuz. Bu ciddi bir karardır."
"ÇIKARILACAK DERS: FİRMA KENDİNİ KORUMAYA
ALMALI"
"Eğer gelecekte kurun daha da yükseleceğine inanıyorsanız, belki bu
durum göze alınabilir. Diğer bir hareket şekli ise; ‘Artık kur bu
kadar artmış, olan olmuş, biz şimdi bu zararı kemikleştirmeyelim,
nasıl olsa borcumuzun ödeme vadeleri var, bu vadelerde kur belki
geriler' de denebilir. Bu da bir yaklaşımdır. Buradan çıkarılacak
ders şudur: Bir firmanın döviz borcunu alırken kendini hedge etmesi
yani korumaya alması gereklidir. Eğer o borç alındığı anda riskten
korunması yapılmıyorsa, bilinçli risk alınmış demektir. Yani bu
borcu gelirleri TL iken alıp bilançoya koyanlar, basitçe risk almış
ve kumar oynamış olurlar. Firmanın gelir oluşumu TL ağırlıkta iken,
bilançoda kendini döviz borcuyla finanse etmek istemişse bu zaten
büyük bir hatadır. Bu bir risktir. Ve en başında bu riskten
kurtulunmalıdır. Eğer kur kaynaklı ancak henüz kemikleştirilmemiş
zarar yüksekse söz konusu döviz borcu için bankayla karşılıklı
oturup yapılandırma yapılabilir. Ama tekrar etmek gerekirse esas
olan; Risk unsuru ortaya çıktığı anda önlem alınmasıdır."
"DÖVİZ CİNSİ UYUŞMAZLIĞI"
Dr. Berk Çağdaş'a göre reel sektör firmaları döviz pozisyonu
taşımamaya dikkat etmeli... Çağdaş, riskli olan gelirlerin
Türk Lirası olup, fonlamanın döviz olmasi, yani bilançoda aktifler
ve pasifler arasında bir "döviz cinsi uyuşmazlığı" taşınması
olduğunun altını çizdi:
“Bu şirketler büyük risk taşıyor. Bundan sonra artık beklentiler
konuşur. Yani iş tam bir spekülasyon ya da kumardır. Denilebilir
ki; bundan sonra dolar çok yükselecek ve kur belki de 3.50 olacak.
O zaman, sizi öngördüğünüz bu riske karşı koruyacak enstürmanları
bilanço ve nakit akışınıza enjekte etmeniz gerekecektir. seni
koyuracak tedbirler almalı. Bunlar türev işlemler piyasalarında
kullanılan, forward, opsiyon vb enstrumanlardır. Bugün bankacılık
sistemi içinde firmanızı hertürlü riskten koruyacak çeşitlilikte
türev enstrumanları bulmanız mümkün, yeterki size neyin gerekli
olduğunu bilin. Yani riskten korunma bilinciniz olsun. Belki biraz
ironi olabilir ama, tabiki bütün riskin bilincinde olup hiç bir şey
yapmamakta bir tür hareket tarzı. Ama bu kararı veren şirketlerin
"şansları yaver gitmezse" yani işi şansa bırakırlarsa çok
yaşamayacakları ve batmaya, tüm sermaye ve özkaynaklarını
kaybetmeye mahkum oldukları açıktır maalesef."
"ÖNCE GELİRLERE BAKMALI"
Peki ya döviz borcu almayı düşünenler ne yapmalı? Çağdaş’a göre
önce gelirlere bakmalı, yani kazancımız hangi para birimindense
borçlarımız da aynı para biriminden olmalı.
Al Jazeera’ye konuşan Piri Reis Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erhan
Arslanoğlu da Türkiye’de reel sektörde firmaların döviz açık
pozisyonunun bir risk olduğunu vurguluyor ancak firmaların
birçoğunun kendilerini korumaya aldığını anlatıyor. Arslanoğlu,
2008 krizinden sonra döviz kredisine yönelimin arttığını
söylüyor:
"KOBİLER ŞUANDA DAHİ KENDİLERİNİ KORUMALI"
“Merkez Bankası’nın yaptığı bir çalışmaya göre döviz borcu olan
şirketler bu borcu azaltıcı önlemler alıyor. Firmaların bir kısmı
korunuyor, bir kısmının döviz borcu var ancak bazı KOBİ’lerin
korunmasız olduğu görülüyor. KOBİ’lerin şu anda dahi kendilerini
koruma yollarını kullanması gerek. Türev piyasalarda futures,
forward gibi obsiyonlar var."