başbakanımız demişlerdi ki;
“Bir avuç sülük 50 milyar doları emdi”
Birinci yetkili ağızdan öğreniyoruz ki; memleketi soyanlar bir nevi
sülüktür... Peki bu sülük tayfası kendi arasında kaça ayrılır
acaba!?
Bendeniz olan bitene bakıp, affınıza binaen memleketi şöyle
sınıflandırabilirim...
1-Bizim sülükler!..
2-Bizden olmayan sülükler
3-Götürdükleri ile yetinip bir süre sonra piyasadan çekilen ve
kendilerini unutturan akıllı sülükler...
4-Salaklar ''Bu cennet vatanı bir tarafından kemirmeyi
başaramayan, Allah’tan korkan kuldan utanan, kendilerine namuslu
denmesini isteyen enayiler!..”
Üçüncü kategoriye doktor ne yersen ye dediği için, ilk iki maddeyi
mercek altına alalım..
1-Bizim sülükler...
Bunlar da kendi aralarında
a)yeni yetmeler : Gelen iktidarla bir anda parlayan tiplerdir.
İktidarın güçlü kimliklerinin yanlarında boy gösterirler, birlikte
fotoğrafları basına yansır, devlet ihaleleri el değiştirip bunlara
geçmeğe başlar, VİP’i kullanırlar, resmi gezilerde
boy gösterirler, eğlence yerlerinde görülmeğe başlarlar ve memur
tayinlerinde etkili olurlar.
b)Her devrin adamları: Hacıyatmaz gibidirler
gelene ağam gidene paşam demeyi becerip işlerini her iktidar
döneminde başarı ile yürütürler. Bilhassa seçimlerdoen iki yıl
sonra, siyasi oyunu iyi okuyup parlayan yıldızları keşfederler ve
el altından, mlevcut iktidara çaktırmadan gelmesi muhtemel olanlara
yatırıma başlarlar. Medya gücünü iyi
kullanırlar.
Bizim sülüklerin beslenme sıkıntısı olmaz!. Polis,
mahkeme korkuları da yoktur, polisle, mahkemeyle başları derde
girse mutlaka yardımlarına yetişen olur ve kurtulurlar..! Dahası
bunların yakasına yapışmaya çalışan namuslu devlet temsilcileri,
bulundukları makamdan teskere edilebilir (Not bkz Tantan ve
Hanefi Avcı)
2-Bizden olmayan sülükler...
Bunlar son kullanma tarihi geçmiş, bir önceki iktidarla çok
özdeşleşmiş, iktidarın düşmesi ile güç kaybetmiş bir nevi cır cır
böcekleridir.
Sülüklüklerinin zirvesindeyken emdiklerini har vurup harman
savurdukları için, bir de geleceği düşünmeden etrafa rastgele güç
göstergesinde bulunup taciz edttiklerinden, yeni iktidarlarca infaz
edilirler. Yeni iktidarlar bu çaptan düşmüş sülükleri ezerek
vatandaşlara da “Bakın hortumculara aman vermiyoruz, biz
işte böyle sağlam iktidarız” diye hava atıp gözleri de
bağlayabilirler. Bizden olmayan sülükler gece gündüz mevcut
iktidarın güç kaybetmesi, kendi adamlarının yeniden koltuğa
oturmasına dua ederler. Bu arada, mevcut iktidarla aralarını
düzeltecek bir adam arayışına geçerler ve siyasi tefecilerin eline
düşerler. Bunlara “merak etme filanca bakan yakınımdır
hallederiz” diye sokulurlar. Nasıl kendileri milli serveti
tırtıklamışlarsa, ellerinde kalanı da kendilerine yanaşanlar
tırtıklar. Fazla şansları olmadığını hep beraber görebiliriz.
Başbakanımız, sülüklerin geleceğine dair de açıklamalarda bulunuyor
ve ”Ama hemen şunu ifade edeyim ki, bir bir hesabı
görülmekte olan bu yağma düzenine son verilmektedir. Türkiye'nin
imkanları ve kaynakları yeniden Türkiye'ye kazandırılmaktadır.
Milletin emanetine sahip çıkmaya devam edeceğiz.”
diyor.
Yani sülüklerin iflahı kesiliyor...
Ama hangilerinin?...
Dediğimiz gibi, olan bitene bakıp sülükleri sınıflara
ayırabiliyoruz!..
Gene, olan bitene bakıp sülük adaylarına şu tavsiyelerde
bulunabilir miyiz?..
Baba var, Amca var diye güvenip
memleketin iliğini kemiğini kuruturken, fazla afra tafra ile
yüksekten uçmayacaksın, Baba’nın
Amca’nın defteri dürüldüğünde ayvayı
yiyebilirsin...
Götürdünmü İhlas ile götüreceksin!..
İHLAS ile, yani “Temiz sevgi ve yürekten
bağlılık” ile!.
O zaman hakkında meclis kararı bile olsa, tepeden yetişir kelleni
kurtarırlar ve hatta bu duruma, hakkında infaz kararı çıkmasını
isteyenler bile dut yemiş bülbüle dönebilir!..
Öyle dimi CHP Milletvekili kardeşler?..