Doktorların riskli ameliyat kabusu!
Abone olHekimler, hapse girme korkusuyla artık riski yüksek ameliyatları yapmadıklarını, belirtildi...
GEÇEN yıl 9’uncusu İzmir’de yapılan Adli Bilimler Kongresi’nde
alınan karar gereği her yıl düzenlenmesi planlanan “Tıp Hukuku
Günleri”nin ilki, İstanbul Tabip Odası Konferans Salonu’nda
yapıldı.
Adli Tıp Uzmanları Derneği, İstanbul Tabip Odası, Istanbul Barosu
ve Hasta ve Hasta Yakını Hakları Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği
toplantıda, “tıbbi uygulama hataları” tartışıldı. Toplantıda
konuşan Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu üyesi Op. Dr.
Şükrü Güner, tıbbın kötü uygulamasından dolayı dünyada yılda 20 bin
hastanın kaybedildiğini söyledi.
HEKİM VE HÂKİM
Tıbbı hataların masaya yatırıldığı bilimsel toplantıda, hekimlerle,
onları sanık sandalyesine oturtan avukatlar bir araya geldi.
Hekimler, hapse girme korkusuyla artık riski yüksek ameliyatları
yapmadıklarını, bu kez de hastaların kurtarılabilecekken
kaybedildiğine dikkat çekti. Toplantıya, Adli Tıp ve bilirkişi
raporları üzerine yapılan tartışmalar damgasını vurdu. “Hapse
girmek istemiyorum”, “Hekimin düşmanı hâkim değil hekimdir”
söylemlerinin yer aldığı toplantının tartışma kısmında, dava
süreçlerine ve şu noktalara dikkat çekildi:
‘BİLGİSİZ BİLİRKİŞİ’
- Tıp hataları üzerine açılan davaların birçoğu zaman
aşımına uğruyor, 10 yıl süren dava dosyasının içinde 7-8 ayrı
bilirkişi raporu var.
- Bilirkişiler, konusunda uzman hekimlerden seçilmiyor.
- Bilirkişilik yapan hekimin etik kaygısı yoksa, dava
kişisel görüşüyle sonlanabiliyor.
- Adli Tıp raporları, “yoğunluk” gibi gerekçelerle dosya üzerinde
yapılan incelemeyle hazırlanıyor. Bu da sistemden kaynaklanan
sorunun hatasını doktora yüklüyor. Bunun olumsuz sonuçları hastaya
yansıyor.