Doğum kontrolünü sevmiyoruz
Abone olTürkiye modern doğum kontrolü yöntemleri kullanımında Mısırdan bile geride..
Nüfusunun yüzde 40’ının 25 yaş altı gençlerden oluştuğu ve her
yıl milyonlarca çocuğun dünyaya geldiği Türkiye, modern doğum
kontrol yöntemlerinin kullanımında hala oldukça alt sıralarda yer
alıyor. Yıllık yüzde 2.2’lik nüfus artış oranıyla tüm Avrupa’da
birinci olan ülkemizde modern kontrol yöntemlerinin tercih oranı
Mısır, İran gibi ülkelerden bile geride bulunuyor.
Mayıs ayı başında 9. Avrupa Kontrasepsiyon ( Aile Planlaması)
Kongresi’ne evsahipliği yapacak olan Türkiye, dünyanın en gelişmiş
ekonomileri içinde ilk 20 içinde yer almasına karşın genel sağlık
tablosunda aynı başarıyı ortaya koyamıyor. Dünyanın en hızlı
çoğalan ülkelerinden biri olan Türkiye, doğurganlık bilinci ve
modern yöntemlerin kullanımı konusunda halen İran, Mısır, Suriye
gibi ülkelerin bile arkasında yer alıyor. 5 yaş altı çocuk
ölümlerinde de dünya sıralamasında 77. durumda bulunan ülkemizde,
0-14 yaş arası çocuk nüfusunun toplamı 21 milyar 175 bin. Çocuk
nüfusun büyük bir kısmı ise yoksulluk ve eğitimsizlik kıskacında
bulunuyor.
9.300.0000 çocuk ( % 44 oranında) yoksulluk içinde yaşıyor.
4.000.000 çocuk işçi olarak çalışıyor. ( % 19)
Her 100 çocuktan 21’i okuma yazma bilmiyor.
Sokak çocuklarının sayısı ise 1.000.000’dan fazla. ( % 5)
Avrupa Birliği ülkelerinde ise yüksek doğurganlık bilinci ve modern
aile planlama yöntemleri kullanımı sayesinde bu tür problemler
yaşanmıyor. İsveç, Almanya, İngiltere, Hollanda gibi ülkelerde
modern yöntem kullanımı % 78’lere kadar çıkarken Türkiye’de bu oran
2001 yılı verilerine göre % 51 oranında.
TÜRKİYE’DE DOĞUM KONTROL PROFİLİ
Türk halkının % 26.3’ü doğum kontrol yöntemi kullanmıyor.
Türkiye’de en çok kullanılan doğum kontrol yöntemi % 22 ile spiral.
Bunu % 20.4 ile geleneksel bir yöntem olan ve tam korunma
sağlamayan geri çekilme yöntemi izliyor. % 16.1’le kondom ve % 8’le
doğum kontrol hapı bu yöntemlerin arkasından gelirken tüplerin
bağlanması, iğne ve diğer yöntemlerle korunanların oranı ise toplam
% 7.2.
3-6 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek olan 9.
Avrupa Kontrasepsiyon Kongresi’nin Bilimsel Komite Başkanı olan
TAPD (Türkiye Aile Planlaması Derneği ) Başkanı Prof. Dr. Hakan
Şatıroğlu, ülkemizde her 5 kadından birinin, hala, kazara
gebeliklere yol açan geleneksel yöntemleri tercih ettiğini
belirtiyor. Prof. Şatıroğlu, bunda en önemli etkenlerin:
İstenmeyen ve kürtajla sonuçlanan gebeliklerin kadın sağlığına
zararlarının bilinmemesi,
Modern ve geleneksel yöntemler arasındaki farkın bilinmemesi,
Kürtajın halen bir yöntem olarak algılanması,
Modern yöntemler hakkında toplumda halen var olan önyargılar (
kısırlık riski, doğum kontrol haplarının kilo aldırması yönündeki
yanlış inanışlar),
Yöntemlerin gebelikten korunma dışındaki yararlarının
bilinmemesi,
Yöntemler hakkındaki bilgilerin yeterli bilgisi olmayan kaynaklarda
alınması,
Sağlık hizmetlerinden yararlanma bilincinin olmaması ve
Özellikle gençlerin, bu konuda aktif olmalarına rağmen bilgilerinin
eksik olması
olduğunun altını çiziyor.
Aile Planlamasına Karşı Önyargılar
Modern aile planlaması yöntemlerine karşı toplumda yaygın
önyargılar ise şöyle:
Kilo artışı
Kısırlık
Tüylenme
Adet düzensizliği
Cinsel isteksizlik
Depresyon
Sürekli kullanılmamalı, ara vermek gerekir
Suni, hormon içerdiği için zararlı
Tekrar gebe kalamama korkusu
Avrupa’nın En Büyük Aile Planlaması Organizasyonu Mayıs ayında
İstanbul’da
Türkiye organizasyonu Türkiye Aile Planlaması Derneği ve Türkiye
Üreme Sağlığı ve Kontrasepsiyon Derneği tarafından yapılan ve Türk
Jinekoloji ve Obstetrik Derneği tarafından da desteklenen 9. Avrupa
Kontrasepsiyon Kongresi’nde;
Ergenlerde doğum kontrolü,
Hormonal doğum kontrol yöntemleri,
Yeni korunma metodları,
Kanser ve doğum kontrolü,
Korunma yöntemlerinde danışma,
Cinsel ve üreme sağlığı hizmetleri,
Üreme sağlığı hizmetlerinde kalite,
Gençlerde cinsel sağlık,
Erkeklerde doğum kontrol yöntemlerinde gelinen nokta
gibi 16 ana başlık altında farklı oturumlar düzenlenecek. Kongreye
Fransa, Finlandiya, Yunanistan, İspanya, İngiltere, İtalya,
Danimarka, Belçika, Rusya, Hollanda ve Çek Cumhuriyeti dahil 23
Avrupa ülkesinden ve diğer Dünya ülkelerinden 1.000’in üzerinde
uzman doktor katılacak. Türkiye’den kongreye katılım oranı ise
halen yalnızca 500’ün üzerinde bulunuyor.
Kongre Bilimsel komitesi, Avrupa’nın sağlık alanındaki en büyük
organizasyonlarından biri olan bu kongreye Türk uzmanların daha
fazla ilgi göstermesi gerektiğinin altını çizerek ilgili tüm uzman
ve doktorları kongreye katılmaya çağırıyor.