Doğu Perinçek Dolmabahçe sırrını açıkladı
Abone olTürkiye'nin en çok konuşulan isimlerinden İşçi Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek'ten Dolmabahçe görüşmeleri ve Erdoğan ile ilgili bomba iddialar...
İNTERNETHABER.COM- Türkiye
tarihinin en önemli dönemlerini aktif biçimde tecrübe etmiş bir
isim. Uzun hapis yılları için "Bir gün gibi geçti" diyor. Hayattaki
en büyük mutluluk kaynağının inandığı ilkeleri savunmak ve bu
ilkelerin gerektiğini yapmak olarak ifade ediyor. İşçi Partisi
Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, İnternethaber'e çarpıcı
açıklamalarda bulundu.
Twitter fenomeni Fuat Avni, "Dolmabahçe"
görüşmelerinin Doğu Perinçek'e satıldığı ve Perinçek'in bu
belgelerle Erdoğan'ı tehdit ettiğini iddia etmiş, bu
iddialar gündeme bomba gibi düşmüştü. Doğu Perinçek ise
Erdoğan'ın tehdit edildiği konusunda hem fikir olmakla
birlikte tehdit edenin başkası olduğunu düşünüyor.
İşte Doğu Perinçek'in Didem Tomaslar'a
yaptığı açıklamalar:
DOLMABAHÇE'DEKİ SIR GÖRÜŞME
-Bazı twitter hesaplarından Dolmabahçe
görüşmelerinin size satıldığı ve Erdoğan'ı tehdit edenin siz
olduğunuz yazıldı. Bunu nasıl değerlendirdiniz.
Fethullah Suç Örgütü'nün (hukuki olarak da artık
bu tanımın kullanıldığını ekliyor) internet sözcüleri yazdı bu
iddiayı. Öyle görünüyor ki ellerinde Dolmabahçe görüşmeleri
hakkında geniş bilgiler var ve Erdoğan'ı tehdit ediyorlar.
Fakat bunu yaparken kendi isimleriyle yapamadıklarından bizim
adımızı kullanmaya çabaladılar.
BÜYÜKANIT DEĞİL ERDOĞAN TEHDİT
EDİLDİ
Şu önemli ki herkes Dolmabahçe görüşmelerinde Yaşar
Büyükanıt'ın tehdit edildiğini düşünüyordu. Oysa
bu görüşmelerde Tayyip Erdoğan'ın bir açığı var. Biz
Erdoğan'ın hesap veremeyeceği bir açığı olabileceğini o dönem
yazmıştık. Fethullah Suç Örgütü dinlemeler yaptığı için Dolmabahçe
görülmelerini de dinlemiş veya Amerika'dan almış olabilir. Bunların
hepsi mümkün. Erdoğan da bu bilgilerin onlarda olduğunu biliyordur.
Bu tweetlerle bir mesaj verildi. Erdoğan mesajı
almıştır.
KARANLIK BİR ADAM MI?
-Bazı kesimlerce karanlık bağlantıları
olan biri olarak gösteriliyorsunuz. Karanlık mısınız? "Gizemli
bağlantılarım yok" der misiniz?
(Gülüyor) Birincisi, 5 kuşak hapis yatan tek insanım. 70 kuşağı, 80
kuşağı, 90'da, 98'de ve 2008'de 5 kuşak hapis yatan kaç kişi var?
Bu şekilde İşçi Partisinde benim gibi arkadaşlar var. Karanlık
güçlerin her fırsatta hapse attığı birinin nasıl karanlık bağı
olabilir.
İkincisi, kişilik olarak açık bir insanım. Gizli saklı işler
karakterime uygun değil. Babam Sadık Perinçek, Yargıtay Başsavcı
Yardımcılığı görevi yaptı. 16 yıllık milletvekiliydi. Dayım
tümgeneralken benim yüzümden orgeneral olamamıştır. Hukuk
fakültesinde önü açık bir öğretim görevlisi olarak sistem içinde
kalsaydım her istediğime ulaşırdım. Ama toplumun ihtiyaçları olan
bir yola girerek emperyalizmle mücadele ettim. Ve Türk devriminin
tamamlanması için ilkelerimin gerektirdiğini yaptım. Mutluluk ve
sevinç kaynağım da budur.
KIZ KARDEŞİMLERİM BİLE İŞKENCE
GÖRDÜ
Vefat eden iki kız kardeşim de 70'lerde işkence gördü, eşim Şule
Perinçek işkencelerden geçti. Annem, babam, teyzemin çocukları,
amcamın çocukları tüm akrabalarımızla biz bu mücadelenin içinde
olduk. Çocuklarım oldu, onlar da bu mücadelenin içine girdiler.
SERVETİM YOK
Malım mülküm yoktur. Bir babadan kalabilecek mirası da Ulusal
Kanal'a, Aydınlık'a verdim. Eşim de böyledir. Karanlık ilişkimizin
olmadığının kanıtı hayatlarımızdır.
KARANLIK YAPININ HEDEFİ
OLDUM
Karanlık odak, Ergenekon operasyonunda hedef alınmayanlar arasından
aranmalı.
Gerçek karanlık yapının, siviller içindeki 1 numaralı hedefiydim.
Türkiye solunun da bunu sorgulaması gerekir. Karanlık denilerek
algı yönetimi yapılıyor. Ama bunları göğüslemeden devrimcilik
olmaz. Ben bunu Türk ordusu mensuplarıyla da konuştum. Onlar "cami
bombalamak gibi iftiralara uğrayacağımıza mermilerle savaşa girip
ölsek gam yemezdik" diyorlardı. Savaş sadece mermilerle yapılmıyor.
Psikolojik harp boyutu var. Her zaman her algı yönetimine hazır
olmak ve bunları göğüslemek gerek.
"ÖCALAN'IN YANINA ABD İLE İŞBİRLİĞİ
YAPMAMASI İÇİN GİTTİM"
-Solun Kürt meselesine bakışta bölündüğünü
görüyoruz. Neden İşçi Partisi olarak Kürt siyasi hareketine destek
vermiyorsunuz? Bazen gündeme Öcalan ile fotoğraflarınız geliyor. O
dönem Türk solu ile Kürt solunun birleşmesi için mi bir davet
vardı. O çatı nasıl dağıldı?
Ben o dönem 1989 yılında "2000'e Doğru" dergisinin Genel Yayın
Yönetmeniydim. O zaman önemli gazete genel yayın yönetmenleri
Öcalan ile görüşmeler yaptılar. Biz de o zaman etkili bir yayın
organı olarak gazeteci sıfatıyla bu görüşmeyi yaptık. Yasağımdan
dolayı partide görevim yoktu. Amerika'nın Irak'a saldırısının amacı
sözümona Kürdistan'ı, İKİNCİ İSRAİL’İ kurmaktı. Suriye'nin
kontrolündeki Öcalan'ın ABD ve İsrail ile ilişki kurması zordu.
Bizim de Öcalan'ı ABD kontrolünün dışında tutma gayretimiz oldu.
Türkiye Kürtlerinin bir kısmını kontrol eden PKK'nın da ABD
işbirliğine yönelmesini önlemek ve halkımızı bilgilendirmek
amacımız vardı. Zaten Öcalan yakalandıktan sonra "Perinçek bana,
sakın ABD ile ve İsrail ile işbirliği yapma dedi" şeklinde
özetlenecek ifadelerde bulundu.
Biz o dönem söyleşileri kitap haline getirdik. MGK'dan bir komutan
bu kitap için teşekkür etti. Türkiye birliği ve Kürtlere verdiği
mesajın faydalı olduğunu binlerce kopyanın bölgeye dağıttıklarını
ifade etti.
VATANSIZ SOL PKK'YI
KONUMLANDIRAMIYOR
Türkiye soluna gelince, Türkiye solunun bir kısmı PKK'yı
konumlandıramıyor. Ya PKK'nın ABD'nin stratejik piyonu olduğunu
görmek istemiyor veya kendileri de Amerikancı. Kürt ayrılıkçı
hareketi emperyalizme mahkumdur. Ondan destek almadan amaçlarına
ulaşamaz.
Sol, emperyalizme karşı duruştur. Bağımsızlık ve demokrasi
cephesinde olmaktır. "Amerika geldi ne güzel oldu" diyen bir
anlayışın solda ne yeri olabilir? Sözde solcular PKK kuyrukçuluğu
yapıyor. Biz bunu saptadık ve duruşumuz her zaman sağlam ve berrak
oldu. Cemil Bayık diyor ki "ABD Kürt Koridorunu açmaya
çalışıyor. TSK bunu engelliyor" Gerçekten de böyle. Cepheleşme
ekseninin bir tarafında Amerika var ve Kürt koridoru açıyor. Bunun
karşısında da bölge devletleri ve halkları var. Amerika, Barzani ve
PKK aynı cephededir.
KOZİNOĞLU İNFAZ
EDİLDİ
-Kaşif Kozinoğlu'nun mektuplarını
kitaplaştırdınız. Kaşif Kozinoğlu öldürüldü mü?
Kaşif Kozinoğlu sıradan bir istihbaratçı değildi. Türkiye için
Avrasya Birliğine inanıyordu. Rusya, Çin, Hindistan işbirliğini ve
bölgede Irak, İran, Suriye bölge paktını savunuyordu. Stratejik bir
bakış açısı vardı. Dava adamıydı.
Kaşif Kozinoğlu'nun 1000 sayfalık mektupları avukatına verildi. Ve
bunlar saklanıyor. Kaşif Kozinoğlu öldürüldü. Bu elimizde
kesin bir bilgidir. Çünkü biz o süreçte infaz memurlarından,
doktorlardan, onu götüren ambulanstaki kişilerden bilgi
aldık. İnfaz edildiğini biliyoruz. Kalp krizi dediler.
Bununla ilgili de gerçekler zamanla ortaya çıkacaktır.