Doğu Perinçek 180 derece değişirse
Abone olHürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, hükümetin Kıbrıs politikasını eleştiren ve şu anki statükonun devamı için yazan Doğu Perinçek'le ilgili bir
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Kıbrıs
politikasıyla ilgili geçmişte yaşanan bir olaydan yola çıkarak İşçi
Partisi lideri Doğu Perinçek'e 'döneklik'le itham etti. İşte
Özkök'ün 1975'li yıllara ait bir anısı ve düşünceleri... Demek
‘döneklik’ herkese lazım olabilirmiş SİZİ biraz gerilere götürmek
istiyorum. Yıl 1975... Ocak ayı. İstanbul'da ‘‘Yelken Matbaası’’nda
ilginç şeyler oluyor. Yelken Matbaası o günlerde Ercan Arıklı'nın
yayınladığı Pembe ve Sarı dizileri basıyor. YELKEN MATBAASI Ayrıca
bazı gazetelerin yan yayınları da orada basılıyor. Matbaanın
bastığı tek bir siyasi nitelikli yayın vardır. Bu haftalık derginin
adı da ‘‘Aydınlık’’tır. Yani bugün hálá yayınlanmakta olan
bildiğimiz ‘‘Aydınlık’’ Dergisi. İşte o yılın ocak ayında bir gün
bu matbaa Birinci Şube ekiplerince basılır. Artık bu terimler yok.
O nedenle genç okurlara ‘‘Birinci Şube’’nin ne olduğunu
açıklayayım. Birinci Şube, Emniyet'in siyasi olaylara bakan
şubesidir. O gün Yelken Matbaası'nın bütün personeli, baskı
ustaları, işçileri alınıp Birinci Şube'ye götürülür. Oradan da
yargılanmak üzere Ankara'ya. Birinci Şube'nin matbaayı basma
nedeni, ‘‘Aydınlık’’ Dergisi'nin o haftaki kapak konusudur. Bilin
bakalım o haftaki kapakta hangi konu vardır? ‘‘Kıbrıs...’’ Üstelik
de şöyle bir yaklaşımla: ‘‘Kıbrıs'ta Türk işgaline son...’’
Derginin başyazısı da o konuya ayrılmıştır. Türk Ordusu'nun
Kıbrıs'ta işgale devamı halinde, bunun bir gün Türkiye'nin
geleceğini etkileyeceği teması işlenmektedir. Peki bu derginin
sorumlusu ve başyazılarını yazan kişi kimdir? Doğu Perinçek. Yani
şimdi Kuzey Kıbrıs'ta Denktaş'a ve Türk Ordusu'na karşı gösteri
yapanlara ‘‘hain’’ diyen, kendine ‘‘ulusalcı güçler’’ adını takmış
bir koalisyonun üyesi. Demek ki Perinçek ve Aydınlık Dergisi'nin en
azından Kıbrıs konusundaki görüşleri, 1975'ten bu yana 180 derece
tersine dönmüş. İŞGALCİ ORDU Bana ‘‘Bu görüşlerden hangisini tercih
edersin’’ diye sorarsanız, ille de, yani kerhen birini tercih etmem
gerekirse ‘‘Şimdikini’’ derdim. Ama bu, Perinçek'in bugünkü
görüşünü savunduğum anlamına gelmez. Bana göre, ne 1975'teki görüşü
doğrudur, ne de bugünkü. İkisi de aynı ölçüde bağnazlığı temsil
eden görüşlerdir. Ben epey bir süredir, Kuzey Kıbrıs'ta çözümün iki
kutuptaki bağnaz yaklaşımların altın dengesinde olacağını
yazıyorum. ZALİM KAFALAR Türk Ordusu'na ‘‘işgalci’’, Türkiye'ye
‘‘bizi sömürüyor’’ diye bakan zihniyet beni ne kadar rahatsız
ediyorsa, çözüm isteyen herkese ‘‘hain’’ damgası yapıştıran
zihniyet de o kadar rahatsız ediyor. Ve ancak böyle bir zihniyetin
Kıbrıs'ta çözümü sağlayabileceğini düşünüyorum. Ama bugünkü yazımın
asıl konusu bu değil. Benim konum, Türk medyasında insanların
birbirlerine karşı ne kadar insafsız, ne kadar zalim olduklarını
anlatmak. ‘‘Aydınlık’’ Dergisi yıllardır bu ülkenin birçok aydın
insanını, sırtına ‘‘dönek’’ etiketi yapıştırıp aşağılıyor. Yerden
yere vuruyor. O insanlarla ilgili inanılmaz bir linç kampanyası
sürdürüyor. Haklarında diziler yapıp okuyucusunun gözünde küçük
düşürüyor. Bense yıllardır, insanların dünya görüşlerinin, olaylara
bakışlarının değişebileceğini savunuyorum. O nedenle ‘‘döneklik’’
sıfatından da hiç rahatsız olmuyorum. Ama bakın tarih, bazen
intikamını nasıl alıyor. Görüşlerdeki değişikliğin döneklik
olamayacağını nasıl ders verircesine hepimize öğretiyor. Ben o Çin
atasözünü bu yüzden çok severim. ‘‘İnsan uzun süre bir nehrin
başında oturursa, bütün düşmanlarının cesetlerinin önünden
geçtiğini görür.’’ Aslında bu atasözündeki ‘‘düşmanlık’’ ve
‘‘ceset’’ kelimelerini sevmiyorum. O nedenle de bu atasözünü şöyle
değiştiriyorum. ‘‘İnsanlar uzun süre bir nehrin başında oturursa,
kendisine yapılan haksızlıkların cansız bedenler halinde önünden
geçtiğini’’ görür. Tabii kendi yaptığı haksızlıkları da başkaları
görür. ORADA OTURUN O nedenle medya lincine uğrayan insanlara hep o
tavsiyede bulunuyorum. Uzun süre o nehrin başında oturmaya gayret
edin. Çünkü ancak bu takdirde, size dönek diyenlerin dönekliğini
görme imkánınız olabilir.